77. Akut inflamasyonda lökositlerin damar lümeni ile interstisyel doku arasındaki hareketinin aşamaları aşağıdakilerin hangisinde doğru sıralanmıştır?

A) Marjinasyon – yuvarlanma – adezyon – göç –kemotaksi 
B) Yuvarlanma – kemotaksi – marjinasyon – göç –adezyon 
C) Adezyon – yuvarlanma – kemotaksi – göç –marjinasyon 
D) Kemotaksi – marjinasyon – adezyon – yuvarlanma –göç 
E) Göç – kemotaksi – yuvarlanma – adezyon –marjinasyon

Hücresel Olaylar : Lökositlerin ekstravazasyon ve fagositozu Lökositlerin damar lümeninden intersisyel dokuya seyahati (ekstravazasyon) birkaç basmakta gerçekleşir: 
1- Lümende marjinasyon, yuvarlanma ve adezyon 
2- Endotelden geçiş (transmigrasyon, diapedez) 
3- İntersisyel dokuda kemotaktik bir uyarana doğru seyahat (kemotaksis) Nötrofil, monosit, lenfosit, eozinofil ve bazofiller aynı yolu kullanır. 
Yanıt: A

78. İskemik hücre hasarında pH düşmesi sonucu aşağıdakilerden hangisi gelişir?

A) Mikrovillus kaybı 
B) Nükleer kromatinde kümeleşme 
C) Lipid birikimi 
D) Endoplazmik retikulumda şişme 
E) Protein sentezinde azalma

B Hipoksi ile mitokondride ATP yapımı azalır. Enerjiye bağımlı çalışan sodyum pompası bozulur. Sodyum hücre içerisinde birikince dışardan hücre içine su çeker, hücre ve organelleri şişer. Hücre enerji üretebilmek için anaerobik mekanizmaları devreye sokar, laktik asit birikir ve hücre içi Ph düşer. Buna bağlı olarak nükleer kromatin kümelenir. Şişmeye bağlı olarak ribozomlar ER dan ayrılmaya başlar, sitoplazmik membranda köpükler oluşur. Mitokondri hafif derecede şişer ve içerisinde küçük kalsiyum birikintileri oluşur. Hücre iskeleti zedelenir, mikrovillus gibi organeller kaybolur. Lipoprotein disosiasyonu ile myelin figürler oluşur. Glikoz kaybı ve protein sentezinde azalma, hücre fonksiyonunu bozar. Örneğin, koroner tıkanıklıktan 60 saniye sonra kalp kasında kontraksiyon durur ama bu hücre ölümü değildir. Bu aşamada etken ortadan kaldırılırsa hücre kendini tamir eder. Yanıt: B

(Hücre zedelenmesi ders notundan)

79. Yara iyileşmesinde yaranın kontraksiyonunu sağlayan hücre aşağıdakilerden hangisidir?

A) Makrofaj 
B) Mast hücreleri 
C) Endotel hücresi 
D) Epitel hücresi 
E) Miyofibroblast

Sekonder Yara İyileşmesi 
İnflamatuar ülserler, apse, büyük yaralanmalar, infarktüs gibi yara dudaklarının birbirine uzak olduğu komplike yaralardır. İyileşmenin sağlanabilmesi için varsa yabancı cisim ve enfeksiyon gibi olayların giderilmesi gerekir. Doldurulması gereken defekt büyük olduğundan daha fazla granülasyon dokusunun yapılması gerekir. Sekonder yara iyileşmesi geç ve güç olur. Primer yara iyileşmesinden en önemli farkı myofibroblastların yaptığı yaranın kontraksiyonudur. Böylece yara dudakları birbirine yanaşır. Yanıt: E

80. Nörohümoral regülasyon bozukluğunda gelişen ödemin fizyopatolojik nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hidrostatik basınç artışı 
B) Hipoproteinemi 
C) Lenfatik obstrüksiyon 
D) Sodyum birikimi 
E) İnflamasyon

Yanıt: A 
Bakınız: Tablolar: Ödem gelişimi

81. Apoptozun ekstrensek yolunda, sinyal iletiminde görev alan başlatıcı kaspaz aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kaspaz 2 
B) Kaspaz 3 
C) Kaspaz 6 
D) Kaspaz 8 
E) Kaspaz 9

Apoptozda intrensek ve ekstrensek olmak üzere 2 mekanizma rol oynar. Ekstrensek yol: Hücre yüzeyindeki ölüm resptörleri TNF reseptör ailesindendir. En iyi bilinen TNFR1 ve ilişkili olduğu Fas proteinidir. Fas ligand (FasL) ile birleşince kaspazlar aktive olur ve apoptoz devreye girer. Burada ilk aktive olan ve olayı tetikleyen kaspaz 8’dir. (Bunu daha önce yazmış olsamda, daha sonra çok detaylı olduğunu düşünüp nottan çıkarmıştım. ÖSYM benden farlı düşünmüş.)

İntrensek (mitokondrial) yol: Mitokondrial permeabilite artışı ve proapoptotik moleküllerin sitoplazmaya salınımı ile olur. Büyüme faktörleri ve diğer sağkalım sinyalleri anti-apoptotik Bcl-2 protein ailesini uyarır. En önemli anti-apoptotik proteinler Bcl-2 veBcl-x dir. Bcl-2, foliküler lenfomada rol alan onkogendir. Sağkalım sinyalleri kaybolursa, bu iki protein yerini Bak, Bax ve Bim gibi pro-apoptotik olanlara bırakır ve mitokondrial permeabilite artar. Sitokrom oksidaz gibi enzimler salınarak kaspazları uyarır. (Hücre zedelenmesi ders notundan) Yanıt: D

82. Tendon kılıfında saptanan ganglion ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) Sinovyal hücrelerden köken alır. 
B) Eklem boşluğu ile ilişkilidir. 
C) Bağ dokusunun miksoid ve kistik dejenerasyonu ile oluşur. 
D) Neoplastik bir lezyondur. 
E) Asemptomatik ve kendiliğinden gerileyen şişlikler oluşturur.

Ganglion neoplazik değil dejeneratif bir lezyondur. Fibröz duvarlı, müsinöz sıvı içeren kistik bir lezyondur. Belirgin bir döşeyici epitel içermez (pseudokist). Herhangi bir hücreden köken almaz. En sık el bileği çevresinde, yumuşak doku içerisinde yerleşen bir lezyondur. Tekrarlayan travmauya sekonder oluşabilir. Nadiren eklem boşluğu ile ilişkili olabilir. (Sternberg’s Diagnostic Surgical Pathology, 5. Ed, Volume 1, sayfa: 214-215) Yanıt: C

83. Aşağıdakilerden hangisi hücre adezyon protein gruplarından biri değildir?

A) İmmünoglobulin
B) Kaderin
C) İntegrin
D) Fibrillin 
E) Selektin

Bakınız: Tablolar: Endotel ve lökosit adezyon molekül çiftleri Fibrillin, ekstraselüler matriks elemanı olan bir glikoproteindir. Dolayısı ile hücrelerin yüzeyinde yer almaz. OD geçişli Marfan sendromunda fibrillin defekti sonucu iskelet, göz ve kardiyovasküler sistem defektleri görüldü. Bkz. Tablolar: bazı Mendelian hastalıkların fonksiyonel sınıflanması  Yanıt: D

84. Aşağıdaki nevuslardan hangisinde dermal fibrozis yanı sıra dentritik ve yuvalanma oluşturmayan melanositlerin infiltrasyonu vardır?

A) Bileşke nevus
B) Mavi nevus 
C) Spitz nevus 
D) Halo nevus 
E) Displastik nevus

Bence gereksiz bir soru bu. Mikroskopik inceleme yapmayan biri bu detayları nereden bilsin. Neyse zaten bana sormayacaklar ve bu tür sorular ile karşılaşabileceğiz. Yine de her lezyonun mikroskopisini anlatmak yada çalışmak mümkün değil.

Mavi (blue) nevüs: El ve ayak sırtında sık yerleşen, hafif kabarık, erişkinde daha sık görülen bir lezyondur. Mikroskopik incelemede dermiste, iyi sınırlı pigmente alan görülür. Dendritik melanositler ve makrofajlar içerisinde melanin pigmenti birikir. Zemin genellikle dezmoplaziktir.

Spitz nevüsü sorarken çocuklarda sık olması ve mikroskopik olarak atipi içerip maliğn melanom ile karışması vurgulanabilir. Halo nevüs çevresinde soluk bir halka içerir (halo). Mikroskopik incelemede bu alanın lenfositik infiltrasyon olduğu görülür. Displastik nevüs maliğn melanom öncüsüdür. Bileşke nevüs ise, epidermisin bazal tabakasına tutunan, henüz dermis içerisine göç etmemiş, erken dönem nevüstür. Hücrelerin bir kısmı dermis içerisine göç edince bileşik (kompaund) nevüs; tümü epidermisten kopup dermise taşınında intradermal nevüs oluşur. Yanıt: B

85. Aşağıdakilerin hangisinde gonad dışı ve genellikle mediastinal germ hücreli tümör görülme riski yüksektir?

A) 5-α redüktaz enzim eksikliği
B) Androjen duyarsızlığı sendromu 
C) Klinefelter sendromu 
D) Trizomi 21 sendromu
E) Turner sendromu

Klinefelter sendromu erkekde en sık hipogonadizm nedenlerinden biridir. Puberteden önce tanı koymak zordur. Bu hastalarda meme karsinomu riski normal erkeğe göre 20 kat artmıştır. Ayrıca ekstragonadal germ hücre tümörleri ve SLE gibi otoimmün hastalık riski yüksektir. (Robbins and Cotran, Pathologic Basis of Disease 8. Ed, sayfa 165) Yanıt: C

86. Aşağıdaki primer glomerülonefrit tiplerinden hangisi mezengial ve paramezengial birikimler ile karakterizedir?

A) Postenfeksiyöz glomerülonefrit 
B) Goodpasture sendromu 
C) Membranöz glomerülonefrit 
D) Minimal değişiklik hastalığı 
E) IgA nefropatisi

Online deneme sınavı: 7 Soru:13

Ig A Nefropatisi (BERGER HASTALIĞI)

Çocuk ve genç erişkinlerde ÜSYE takiben bir-iki gün içinde gros hematüri ile ortaya çıkar. Hematüri birkaç gün sürer ve birkaç ayda bir tekrarlar. Hafif proteinüri ve nadiren nefrotik sendrom gelişebilir. Dünyada en sık görülen glomerüler hastalık olup tekrarlayan mikroskopik veya gros hematürinin en sık nedenidir. Mezenjiumda IgA birikir. Kesin tanı immünfloresan inceleme ile konur. Bazı HLA ve kompleman fenotipleri ile ilişkili olduğundan genetik etki sözkonusu olabilir. Virüs, bakteri, gıda proteinleri gibi etkenlerle mukozal IgA sentezinin arttığı ve bunların mezenjiuma yerleşerek alternatif kompleman yolunu uyardığı öne sürülmüştür. Çöliak hastalığında ve IgA komplekslerinin temizlenmesinde görev alan karaciğerin hastalıklarında Berger hastalığı oluşabilir. Henoch-Schönlein purpurasında da benzer şekilde mezenjial IgA birikimi görülür ve iki hastalığın ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. 
Işık mikroskobisinde bulgular değişkendir: 
• Glomerül normal olabilir. 
• Mezenjiumda genişleme ve proliferasyon (mezenjioproliferatif GN) 
• Bazı glomerüllerde segmental proliferasyon (fokal proliferatif GN) 
• Nadiren belirgin kresentik GN 
İmmunfloresan ile karakteristik olarak mezenjiumda IgA birikimi; eşlik eden C3 ve az oranda IgG veya IgM birikimi görülür. Erken kompleman bileşikleri genellikle görülmez. Çünkü Ig A komplemanı alternatif yoldan uyarır. EM ile, mezenjiumda birikimler görülür. Çocuklarda iyi gidişli olmakla birlikte erişkinlerde yavaş olarak ilerler. 20 yıl sonra olguların %15-40’ında KBY gelişir. Transplantasyondan sonra tekrarlayabilir. (Ders notu: Ürogenital sistem patolojisi: Glomerüler hastalıklar) Yanıt: E

87. Aşağıdakilerden hangisinde venöz tromboz riski daha yüksektir?

A) Kardiyomiyopati 
B) Oral kontraseptif kullanımı 
C) Gebelik
D) Metastatik kanser 
E) Orak hücreli anemi

Yanıt: D (Aynı soru: Tekrar soruları: 180)

Trombüs Riski Taşıyan Durumlar 
• Primer (genetik) 
Faktör V mutasyonu 
Antitrombin III yetmezliği 
Protein C veya S yetmezliği 
Fibrinoliz defektleri (t-PA tetmezliği) 
• Sekonder (edinsel) 
Yüksek riskli 
Uzamış yatak istirahati ve immobilizasyon
Myokard enfarktüsü 
Atrial fibrilasyon 
Doku hasarı (kırık,yanık,cerrahi) 
Kanser Kalp kapak protezleri 
DIC 
Heparinin yol açtığı trombositopeni sendromu 
Antifosfolipid antikoru sendromu (Lupus antikoagulanı)

Düşük riskli
Kardiyomyopati
Nefrotik sendrom
Östrojen artışı (gebelik)
Oral kontraseptif kullanımı
Orak hücreli anemi
Sigara

88. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde RET protoonkojen mutasyonu görülme sıklığı yüksektir?

A) Akciğerin küçük hücreli karsinomu
B) Tiroidin medüller karsinomu
C) Memenin bazal benzeri invaziv karsinomu 
D) Ailesel nonpolipozis kolon adenokarsinomu 
E) Gastrointestinal stromal tümör

Yanıt: B Bakınız: Neoplazi ders notu: sayfa: 6 Onkogenler ve ilişkili olduğu tümörler tablosu

89. Aşağıdakilerden hangisi Hodgkin lenfomanın klasik formlarından biri değildir?

A) Nodüler lenfosit baskın 
B) Lenfosit zengin
C) Karışık hücreli 
D) Nodüler sklerozan 
E) Lenfosit fakir

Bakınız: Lenfoma ve Lösemiler ders notu: sayfa 3

WHO klasifikasyonu Online deneme sınavı:1 Soru:7

Lenfosit baskın tip: Nadirdir. Olguların %5 kadarını oluşturur. Beniğn histiositler ile karışık küçük lenfosit infiltrasyonu görülür. Tipik Reed- Sternberg hücreleri azdır. Lenfohistiositik varyant (popkorn hücre) sıktır. Eozinofil, plazma hücresi ve nötrofiller az olup nekroz ve fibrozis izlenmez. L&H (lenfohistiositik) varyant denilen neoplazik hücreler, CD20 gibi B hücre ve BCL6 gibi germinal merkez fenotipi gösterir. %3-6 olguda diffüz B hücreli lenfomaya dönüşür. EBV ile ilişkili değildir. Hastaların çoğu 35 yaş altı, erkeklerdir. Servikal yada aksiller lenfadenopati sık olup mediasten yada kemik iliği tutulumu nadirdir. Tekrarlama riski olsa da, prognoz mükemmeldir.(Lenfoma-Lösemi ders notu) Yanıt: A

90. Aşağıdaki diabetes mellitus tiplerinden hangisinde glukokinaz enzim inaktivasyonu görülür?

A) Tip 1 diabetes mellitus
B) Neonatal diabetes mellitus 
C) Gestasyonel diabetes mellitus 
D) Tip 2 diabetes mellitus 
E) Mitokondriyal diabetes mellitus

Bu sorunun patoloji ile ilişkisini anlayamadığımdan açıklamayı erbabına bırakıyorum. Biyokimya daha uygun olur. Yanıt: C

91. I. Antrumu tutar. 
II. Asit sekresyonu azalmıştır.
III. Karsinoid tümör gelişmesine neden olabilir.
IV. Gastrin sekresyonu azalmıştır. 
Otoimmün gastrit için yukarıdakilerden hangileri doğrudur?

A) I ve II 
B) I ve III 
C) II ve III 
D) II ve IV 
E) III ve IV

Otoimmün gastrit, kronik gastrit olgularının %10’dan azını oluşturur. İnflamasyon korpus ve fundusda belirgin olup antrumu tutmaz ve asit düzeyi azaldığı için hipergastrinemi mevcuttur. Parietal hücre ve intrensek faktöre karşı oluşan antikorlar nedeni ile parietal hücreler azalır. Asit sekresyonu azalınca gastrin düzeyi artar. İntrensek faktör eksikliği B12 emilimini bozar ve megaloblastik anemiye yol açar. Azalmış asit seviyesine yanıt olarak antrumda gastrin üreten endokrin hücrelerde hiperplazi gelişir. Zamanla gastrin artışı korpus ve fundusdaki endokrin hücreleri de uyarır ve bu zeminden düşük dereceli nöroendokrin tümörler (karsinoid) gelişebilir. Yanıt: C

92. Özelleşmiş bağ dokuları arasında yalnızca kemikte bulunan, serum düzeyi ölçülebilen ve osteoblastik aktivite için duyarlı ve özgün protein aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fibronektin 
B) Osteonektin 
C) Alkalen fosfataz 
D) Trombospondin 
E) Osteokalsin

Kemikte farklı fonksiyonlar içeren ve kemik matrikse bağlı olarak bulunan nonkollajenöz proteinler bulunur. Osteopontin, osteonektin, osteokalsin gibi… Bunlardan yanlıca osteokalsin kemiğe has bir proteindir. Serumda ölçülebilir ve osteoblastik aktivitenin duyarlı ve özgün bir belirleyicisidir. Yanıt: E

93. Sigara ile ilişkisi en belirgin kronik interstisyel akciğer hastalığı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sarkoidoz 
B) Nonspesifik interstisyel pnömoni 
C) Pulmoner alveolar proteinozis 
D) Deskuamatif interstisyel pnömoni 
E) Aşırı duyarlılık pnömonisi

Deskuamatif intersisyel pnömoni (DIP) 4.-5. On yılda kendini gösteren, erkeklerde 2 kat sık olan, dispne, kuru öksürük ve çomak parmak ile karakterli bir tablodur. Pulmoner fonksiyon testleri hafif restriktif bir tabloyu gösterir. Hastaların hemen tümü sigara içicisidir. Sigara bırakıldığında, steroid tedavisine yanıt %100 dür. Yanıt: D

94. Otuz beş yaşında erkek hasta baş ağrısı, hâlsizlik, dispne ve taşikardi şikâyetleriyle başvuruyor. Hastanın öyküsünden, bir hafta önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği öğreniliyor. Laboratuvar incelemelerinde hemoglobin değeri düşük ve direkt Coombs testi pozitif bulunuyor. Bu bulgular aşağıdaki aşırı duyarlılık reaksiyon tiplerinden hangisi ile uyumludur?

A) Tip I 
B) Tip II antikora bağlı
C) Tip III immün kompleks 
D) Tip IV gecikmiş tip
E) Tip IV hücresel sitotoksisite

Yanıt: B Bu da çok sıkıcı. Dahiliyeciler yanıtlarsa daha iyi olur.

95. Aşağıdaki sinir sistemi tümörlerinden hangisi için 1p ve 19q kaybı önemli bir moleküler genetik değişikliktir?

A) Oligodendrogliom
B) Ependimom
C) Medulloblastom 
D) Astrositom 
E) Menenjiyom

Oligodendrogliom, daha çok 4.-5. on yılda görülen bir SSS tümörüdür. Gliomların yaklaşık %5-15 kadarını oluşturur. Serebrak hemisferlerde, beyaz cevherde yerleşir. Astrositik tümörlerden ayırımında, %80 olguda belirlenen 1p ve 19q kaybı önem taşır. Yüksek dereceli astrositik tümörlerden farklı olarak, EGFR gen amplifikasyonu görülmez. (TUS için çok zor bir soru bence) Yanıt: A

96. Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer hastalığının patolojik bulgularından biri değildir?

A) Nörofibriler yumaklar 
B) Nöritik plak 
C) Lafora cisimcikleri 
D) Amiloid anjiyopati
E) Granülovakuoler dejenerasyon

Lafora cisimcikleri nöronların sitoplazmasında görülen, glikozaminoglikan, ısı-şok proteinleri ve ubiquitin içeren yapılar olup myoklonik epilepsi için karakteristiktir. Yanıt: C

97. İğsi hücreli demetler ile epiteloid hücre grupları içerebilen bifazik malign yumuşak doku tümörü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Leyomiyosarkom 
B) Fibrosarkom 
C) Rabdomiyosarkom 
D) Malign fibröz histiositom 
E) Sinovyal sarkom

(Tekrar soruları: sayfa 14: soru 134; Online deneme sınavı:4 Soru:9)

Mikst (bifazik) tümörler: Tek bir hücreden köken aldığı halde hem epitelial hemde mezenşimal diferansiasyon gösteren tümörlerdir. Mikroskobik incelemede hem epitel hücrelerinden oluşan gland benzeri yapılar, hemde mezenşimal hücrelerin oluşturduğu bağ dokusu elemanları görülür. 
-Pleomorfik adenom 
-Fibroadenom 
-Wilms tümörü 
-Sinovial sarkom 
-Maliğn mezotelioma
- Uterusun mikst müllerien (mezodermal) tümörleri (karsinosarkom)
-Memenin filloides tümörü Yanıt: E

98. Bowen hastalığı ve Bowenoid papulozis aşağıdaki HPV tiplerinden hangisi ile en sık ilişkilidir?

A) 1 
B)6 
C) 11 
D) 16 
E) 31

Penisin displazik lezyonları: 
Lokal invazyon yada metastaz olmadan, epitel içerisinde sınırlı maliğnite bulgularıdır. HPV ile ilişkili Bowen hastalığı ve Bowenoid papülozis bu grupta yer alır. En sık tip 16 DNA ile ilişkilidir. Bowen hastalığı genellikle tek, kalınlaşmış, gri -beyaz, opak plak şeklinde görülür. Mukozal bölgelerde kırmızı, parlak plaklar şeklinde görülürse, Queyrat eritroplazisi denir. %10 maliğnleşme oranı vardır. Bowenoid papülozis, seksüel olarak aktif olanlarda, daha erken yaşta ve multiple odaklar olarak görülür. Çoğu olguda kendiliğinden geriler. Maliğniteye dönüşmez. (Böbrek ve erkek genital sistemi ders notları) Yanıt: D

61. Mycobacterium tuberculosis'e ikincil gelişen granülomatöz iltihap odağında aşağıdaki histopatolojik değişikliklerden hangisinin görülmesi karakteristik değildir?
A)    Plazma hücrelerinin infiltrasyonu
B)    Multinükleer histiyositik dev hücreleri
C)    Lenfositlerden zengin inflamasyon
D)    Fibrozis
E)    Nekroz

Cevap A
Yanlış olmasa da, çok güzel bir soru değil. Plazma hücreleri karakteristik olmasa da, tüberkülozda görülebilir. Yani plazma hücresi var diye tüberkülozu ekarte edemeyiz. Kendi çalışma sorularım ve sınav sorularımda bu kalıbı kullanıyordum ama karakteristik olmayan hücre olarak genellikle nötrofilleri yada Langerhans (Langhans değil!!!) hücrelerini sormayı tercih ederdim. 


62. Aşağıdakilerden hangisinin patogenezinde immün kompleks depolanması rol oynamaz?
A)    Sistemik lupus eritematozus
B)    Serum hastalığı
C)    Poststreptokoksik glomerülonefrit
D)    Poliarteritis nodosa
E)    Otoimmün hemolitik anemi

Cevap E; sitenin tablolar bölümü, TipII ve tip III hipersensitivite reaksiyonları
Bu soru kalıbı çok sık kullanılıyor ve tablolardan soruluyor. Bu sorunun düz hali: hangisi tip III hipersensitivite reaksiyonu değildir? Otoimmün hemolitik anemi tip II hipersensitivite grubunda yer alır. 

63. İnsan Herpes virus 8 aşağıdaki lenfoma tiplerinden hangisinin gelişiminde rol oynar?
A)    Primer efüzyon lenfoması
B)    Afrika tipi Burkitt
C)    Lenfoplazmasitik
D)    Marjinal zon
E)    Mikozis fungoides

Cevap A: (sitenin lenfoma ders notu bölümünden)
Lenfoma etyolojisinde virüsler: HTLV-1 :Erişkin T hücreli lösemi ve lenfoması
EBV: Burkitt lenfoma, Hodgkin lenfoma olgularının %30-40 kadarı, immünyetmezlikte görülen B hücreli lenfomalar ve nadir NK hücreli lenfomalar
KSHV/HHV-8: Sıklıkla plevral kavitede maliğn effüzyon  şeklinde görülen B hücreli lenfoma


64. Genç sigara içicilerde orta ve küçük arterlerle birlikte ven ve sinir paketini tutarak ekstremitelerde iskemik değişikliklere yol açan vaskülit aşağıdakilerden hangisidir?
A)    Ateroskleroz
B)    Dev hücreli arterit
C)    Tromboanjiitis obliterans
D)    Mikroskobik polianjiitis
E)    Wegener granülomatozu

Cevap C: Benzer soru: Tekrar soruları, 250
Erken dönemde sigara bırakıldığında dramatik iyileşme söz konusu iken, fibrozis geliştikten sonra gangrenöz nekroza ilerler. Mikroskopik incelemede trombüs içerisinde mikroapse odakları karakterisitiktir. Aterosklerozdan ayırımında hastanın daha genç olması, tutulan damar çapının daha küçük olması ve mikro apse odakları yardımcıdır. 


65. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin patogenezinde Epstein-Barr virusunun rolü gösterilmemiştir?
A)    Hodgkin lenfoma            
B)    Burkitt lenfoma
C)    Nazofarenks karsinomu        
D)    Molluscum contagiosum
E)    Enfeksiyöz mononükleoz

Cevap D: (sitenin neoplazi ders notu bölümünden)
DNA virüsleri: 
• HPV:   Tip  serviks ve anogenital skuamöz hücreli karsinom, bazen ağız16,18,31,33,35,51   skuamöz kondilom, Tip 1,2,4,7 ve    larinks karsinomu, Tip 6,11 (düşük risk)  papillom (siğil). Maliğn tipleri direkt etkilidir. E6 proteini p53’e; E7 proteini Rb genine bağlanır ve inisiatör etki yapar. Sigara, mikrobial enfeksiyonlar, beslenme bozuklukları ve hormonal değişiklikler kofaaktör olarak rol oynar. İmmün yanıt da önemlidir.
• Epstein Barr virüsü : Burkitt lenfoma, B hücreli lenfomalar (öz. AİDS ve transplantasyon), bazı Hodgkin olguları, nazofaringeal karsinomlar (lenfoeepitelioma) ve  immun yetmezlikte leiomyosarkom gelişimine yol açar. EBV, orofarinks ve CD21 molekülü aracılığı ile B lenfositlerini enfekte eder. Enfeksiyon latent olup lenfositi öldürmez ama immortalize edebilir. EBV, direkt karsinojenik değildir. Genetik ve çevresel faktörlerde etkilidir.
• HSV tip 8: Kaposi sarkomu, AIDS’li hastada effüzyon lenfoması (B hücreli) ve mulitiple myelomda suçlanmaktadır.
• Hepatit B virüsü: Hepatoselüler karsinom ile ilşkilidir. Uzak doğu ve Afrika’da endemiktir. Tayvan’ da HBV ile enfekte olanlarda tümör riski, olmayanlara göre 200 kat yüksektir. Tek başına direkt etkili değildir. Aflatoksin ile birlikte, direkt etki yapabilir. Virüsün HBx proteini, p53’ü etkileyerek hücre çoğalmasını arttırabilir.

66. Hücre zedelenmesinde ilk görülen değişiklik aşağıdakilerden hangisidir?
A)    Apoptoz            
B)    Hücre şişmesi
C)    Yağlanma            
D)    Atrofi
E)    Nekroz

Cevap B: sitenin hücre zedelenmesi ders notu
Çok eski bir soru. 

Zedeleyici etken ile ilk karşılaşan hücre, önce adaptasyon mekanizmalarını devreye sokar. Adaptasyon yeterli olmaz ise hücre zedelenir. Yani hipoksi ile ilk karşılaşan hücre, önce daha az oksijen ile yaşayabilmek için boyutunu ve organel sayısını azaltır: yani atrofiye gider. Daha sonra zedelenme başlar. 
Hipoksiye bağlı geri dönüşümlü hücre zedelenmesinde, ATP yapımının azalması ve Na-K pompasının bozulması sonucunda hücre içinde Na birikir ve dışardan hücreye su çeker. Böylece hücre organellerinde ve sitoplazmasında sıvı birikir. Hücre zedelenmesinin ilk bulgusu, elektron mikroskopisinde endoplazmik retikulumda vakuoller; ışık mikroskobisinde ise hücrede bulanık şişmedir. Apoptoz ve nekroz geri dönüşümsüz hücre zedelenmesi, yani hücre ölümüdür. Yağlanma da geri dönüşümlü hücre zedelenme bulgusu olmakla birlikte, karaciğer, kalp, kas, böbrek gibi organlarda görülür. Toksinler, diabet, protein malnütriyonu, obesite ve anoksiye bağlı gelişir. 

67. Aşağıdaki deri hastalıklarının hangisinde desmoglein molekülüne karşı gelişen otoantikorlar rol oynar?
A)    Psöriazis
B)    Eritema nodosum
C)    Akne vulgaris
D)    Pemfigus vulgaris
E)    Liken planus

Cevap D
Pemfigusun tüm tipleri desmogleinlere yönelik IgG yapısında antikorlar ile oluşur (tip II hipersensitivite) ve belirli HLA tipleri ile ilişkilidir. Epidermiste desmoglein 1 ve 3’ün dağılımı, antikorun biri yada ikisine yönelik olması, hastalığın yerleşimi ve şiddetini etkiler. Antikorlar desmozomların yapısını zedelemekle kalmaz, interselüler proteazları da aktive edebilir. Böylece akantoliz ve vezikül-bül yapısı oluşur. 

68. Geçirilmiş travma hikâyesi olan 42 yaşındaki kadın hastaya memede kitle nedeni ile yapılan mamografide kalsifikasyon odakları saptanmıştır. Yapılan biyopside kitle çevresinde makrofajlar, iltihabi hücreler, yabancı cisim dev hücreleri ve kalsifikasyon izlenmiştir. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A)    Akut mastit
B)    Lenfositik mastopati
C)    Yağ nekrozu
D)    Periduktal mastit
E)    Duktal ektazi

Cevap C
Yağ nekrozu ağrısız, palpe edilebilen kitle yada retraksiyon, mammografik kitle veya kalsifikasyon şeklinde kendini gösterebilir. Kadınların çoğunda öncesinde memeye travma yada geçirilmiş cerrah işlem öyküsü vardır. Biyopsinin incelenmesinde merkezde likefaktif yağ nekrozu ve çevresinde mononükleer iltihabi hücre infiltrasyonu, yağa karşı oluşmuş yabancı cisim tipi granülomatöz iltihap, fibrozis ve distrofik kalsifikasyon görülür. 

69. Çocukluk çağında posterior fossada en sık görülen tümörler, aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?
A)    Menenjiyom, ependimom
B)    Pilositik astrositom, medulloblastom
C)    Pilositik astrositom, oligodendrogliom
D)    Medulloblastom, hemanjiyoblastom
E)    Hemanjiyoblastom, ependimom

Cevap B: sitenin ipuçları bölümü
Santral sinir sistemi tümörlerinde yaş, lokalizasyon ve radyolojik bulgular çok önemlidir. Çocuklarda infratentorial; erişkinde supratentorial tümörler sıktır. Çocukda serebellum vermisinde medülloblastom; lateral serebellar hemisferlerde pilositik astrositom yerleşir. Oligodendrogliom erişkin tümörü olup supratentorial yerleşir. Ependimom hem erişkin hem çocukda görülür ama lokalizasyon farklıdır. Çocukda en sık 4. ventrikül içi; erişkinde ise en sık medulla spinalisde yerleşir. 

70. Aşağıdaki lezyonlardan hangisi beyinde hipertansiyon nedeniyle oluşmaz?
A)    Laküner enfarktlar
B)    Diffüz ensefalopati
C)    İntraserebral kanama
D)    Subaraknoid kanama
E)    Subdural hematom

Cevap E
İntraparankimal kanamanın en sık nedeni hipertansiyondur (çıkmış TUS sorusu). Subaraknoid kanamanın en sık nedeni Berry anevrizmasının yırtılması olmakla birlikte (çıkmış TUS sorusu); travmatik hematomun yayılması, hipertansif intraserebral kanamanın ventriküle açılması, vasküler malformasyon, hematolojik bozukluklar ve tümöre bağlı olarak da gelişebilir. Hipertansiyon ayrıca laküner enfarkt denilen küçük kaviter enfarktüslere yol açabilir. Bazal ganglia, beyaz cevher ve beyin sapında görülebilir. Ayrıca hipertansiyona bağlı küçük çaplı damar yırtıkları sonucu oluşan küçük kanamaların rezorbe olamsı yarık benzeri boşluklara yol açar ve bunlara slit hemoraji denir. Maliğn hipertansiyonlu hastalarda ise diffüz hipertansif ensefalopati gelişebilir. Subdural hematom ve epidural hematom travmatik kanamalardır. 


71. Aşağıdakilerden hangisi over kaynaklı germ hücreli tümörlerden biridir?
A)    Sertoli-Leydig hücreli tümör        
B)    Granüloza hücreli tümör
C)    Struma ovarii            
D)    Endometrioid tümör
E)    Brenner tümörü

Cevap C :Aynı soru: tekrar soruları 247
Çalışma sorularında, aynı kalıpla, embriyoner karsinomu sormuştum. Struma ovarii’nin tiroid dokusundan oluşan monodermal bir teratom olduğunu hatırlayanlar, bu soruyu rahatlıkla çözmüştür.


72. Aşağıdaki malign yumuşak doku tümörlerinin hangisinde, tanı amaçlı kullanılabilecek spesifik bir sitogenetik anomali vardır?
A)    Leyomiyosarkom    
B)    Malign fibröz histiositom
C)    Malign sinir kılıf tümörü        
D)    Sinovyal sarkom
E)    Anjiyosarkom

Cevap D
Bu, patolog olmayanlar için, zor bir soru. Yumuşak doku tümörleri, özellikle de maliğn olanlar, az görüldüğünden, hem patolojide, hem klinik de üzerinde çok fazla durulmaz. t(x;18) (p11;q11) kromozomal translokasyonu, sinovyal sarkom için karakteristiktir. Sinovyal sarkom 20-40 yaş arası daha sık görülen; epitelial ve mezenşimal yapıları bir arada içerebilen, bifazik yapıda, kötü prognozlu bir tümördür. En sık akciğer ve kemiğe, nadiren lenf noduna metastaz yapar. 

73. a1-antitripsin eksikliği olan bir hastada aşağıdaki amfizem tiplerinden hangisi görülür?
A)    Paraseptal amfizem
B)    Panlobüler amfizem
C)    Sentriasiner amfizem
D)    İrregüler amfizem
E)    Büllöz amfizem

Cevap B: çıkmış TUS soruları
Kolay ve eski bir soru. Tüm lob yada asinüsü içine alan duvar zedelenmesi ve genişlemiş hava boşlukları ile karakterlidir. Alt loblarda daha yaygın ve ağırdır. a1-antitripsin eksikliğinde nötrofilden açığa çıkan elastaz enzimi durdurulamaz ve alveol duvarındaki elastik lifleri parçalayarak hava boşluklarını zedeler. 


74. Koroner arter aterosklerozu olan bir hastada tıkayıcı trombüs oluşursa aşağıdaki koroner sendromlardan hangisi gelişir?
A)    Akut transmural miyokardiyal enfarkt
B)    Stabil olmayan angina
C)    Prinzmetal varyant angina
D)    Akut subendokardiyal miyokart iskemisi
E)    Kronik iskemik kalp hastalığı

Cevap A
Koroner arterin tıkanması tam kat akut enfarktüse yol açar. Angina ise nekroz oluşturacak kadar ileri düzeyde olmayan damar tıkanıklıklarının bulgusudur. 

75. Aşağıdakilerden hangisi Dünya Sağlık Örgütü'nün derecelendirmesine göre düşük derece (grade I) glial tümördür?
A)    Diffüz astrositom
B)    Pilositik astrositom
C)    Oligodendrogliom
D)    Ependimom
E)    Pleomorfik ksantoastrositom

Cevap B: sitenin ipuçları bölümü
SSS tümörlerinde prognoz faktörleri diğer bölgelerden farklıdır. Metastaz yapan her maliğn tümörde en önemli prognoz faktörü evre olmakla birlikte, bazal hücreli karsinom ve SSS tümörleri için bu geçerli değildir. SSS tümörlerinde en önemli prognoz faktörleri derece (grade) ve lokalizasyondur. Yüksek dereceli olanlar kötü prognozludur. 
Derece: WHO grade I: Pilositik astrositom, WHO grade II: Fibriler (diffüz) Astrositom, Oligodendrogliom, Ependimom, Atipik memenjiom, WHO grade III: Anaplastik astrositom, Anaplastik memenjiom, WHO grade IV: Glioblastom, Medulloblastom
Lokalizasyon: Menejiom (WHO grade I) beniğn tümör olduğu halde, beyin sapına yerleştiğinde dolaşım ve solunum merkezine bası yaparak ölüme yol açabilir. Pilositik astrositom serebellumda iyi prognozlu iken; örneğin hipotalamusa yerleştiğinde kötü prognozludur.


76. Karaciğerde saptanan kistik bir kitle içinde kütiküler membran ve skolekslerin varlığı aşağıdakilerden hangisinin enfeksiyonunu destekler?
A)    Clonorchis sinensis
B)    Entamoeba histolytica
C)    Fasciola hepatica
D)    Echinococcus granulosus
E)    Ascaris lumbricoides

Cevap D
Bu patolojiden çok mikrobiyolojiye uygun olmuş. 

77. Hücre içi protein yapımında artış, hücresel adaptasyon mekanizmalarından hangisinin gelişiminde ana etken olarak rol alır?
A)    Metaplazi
B)    Displazi
C)    Hiperplazi
D)    Atrofi
E)    Hipertrofi

Cevap E: Hücre zedelenmesi ders notu
Hücre içi protein artışı hücrenin boyut olarak büyümesi ve organel miktarının artması ile ilişkili olan hipertrofide ana etkendir. Ama hücrenin çoğalma yeteneği varsa, hiperplazi için de (hücren çoğalabilmesi için) protein yapımında artışa gerek vardır. 

78. Aşağıdakilerden hangisi malign epitelyal bir tümördür?
A)    Kistadenom
B)    Hepatom
C)    Papillom
D)    Adenom
E)    Matür teratom

Cevap B: Sitenin Neoplazi ders notu

Beniğn gibi isimlendiren maliğn tümörler:
Seminoma, hepatoma, lenfoma, mezotelioma, kordoma, melanoma, hipernefroma (renal hücreli karsinom)

79. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde karaciğer dokusunda Mallory cisimleri görülmez?
A)    Kronik Hepatit B
B)    Alkolik karaciğer hastalığı
C)    Nonalkolik steatohepatit
D)    Wilson hastalığı
E)    a1-antitripsin eksikliği

Cevap A: Aynı soru, sitenin tekrar soruları, soru:130
Bence bu sınavın en zor sorusu. Bu soruyu tekrar derslerinde çözerken, uzman düzeyinde bir soru olduğunu vurgulardım ama demek ki zamanı gelmiş. 12 yıl kadar önce patoloji uzmanlarına yapılan bir sınavda sorulmuştu. O sınavdan çıkardığım soruları tekrar sorularına koymuştum. Bu soruyu, o sayede yakaladım. ( Bu arada ben bu soruyu, o sınavda yanlış cevaplamıştım. Bu nedenle hiç unutmuyorum.)
Mallory cisimciği hücre iskeletinin zedelenmesi sonucunda sitokeratin intermedier filamanının (öz. le sitokeratin 8 ve 18) ubiquitin ile birlikte kompleks yaparak birikmesidir. Eozinofilik sitoplazmik birikim olarak görülür. Alkolik hepatit yanı sıra primer bilier siroz, Wilson hastalığı, kronik kolestatik durumlar, nonalkolik steatohepatit ve hepatoselüler tümörlerde görülebilir. 


80. Aşağıdakilerden hangisi AlDS'de görülen bir immün işlev bozukluğu değildir?
A)    Lenfopeni
B)    Neoplazm gelişimine yatkınlık
C)    Kemotaksis ve fagositozda azalma
D)    Hipogamaglobulinemi
E)    Gecikmiş tip aşırı duyarlılıkta azalma

Cevap D




Açıklamalarda Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease, 2010 baskısı (en son baskı), sitenin ders notu, soruları ve tabloları kullanılmıştır.

77. Pankreasın en sık görülen malign tümörü aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Duktal adenokarsinom
 
B) Asiner hücreli karsinom 
C) Adenoskuamöz karsinom 
D) Pankreatoblastom 
E) Medüller karsinom

Pankreasın en sık görülen maliğn tümörü duktal epitel hücrelerinden köken alan infiltratif duktal adenokarsinomdur. En sık ölüme yol açan maliğ tümörler arasında; akciğer, kolon ve meme karsinomundan sonra, 4. Sıradayer alır. 10 yıllık sağ kalım oranı %5’den azdır.

78. Aşağıdakilerden hangisi, lenfosit aktivasyon ve fonksiyonlarını azaltarak antiinfl amatuvar ve immünosupresif etki yapar? 
A) Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF) 
B) Epitelyal büyüme faktörü 
C) Transforme edici büyüme faktörü beta 
D) İnterlökin–2 
E) Gama interferon

TGF-beta (dönüştürücü büyüme faktörü beta) farklı özellikleri bir arada içerir. Çoğu epitelyum hücresinde çoğalmayı inhibe eder. Kuvvetli fibrojenik etkiye sahiptir. Fibroblastların kemotaksisi ve kollajen, fibronektin, proteoglikan üretmesini sağlar. Güçlü bir antiinflamatuar etkiye sahiptir. (Tablolar-Büyüme Faktörleri)

79. Yardımcı T hücre 1 (Th1) lenfositler aşağıdakilerden hangisini salgılar? 
A) Heparin 
B) İnterlökin–4 
C) İnterlökin–17 
D) Histamin 
E) Gama interferon

CD4(+) T lenfositleri antijenle karşılaşınca IL-2 salgılayarak T lenfositlerinin çoğalmasını ve antijene spesifik lenfositlerin artmasını sağlar. Bu lenfositlerin bir kısmı farklı sitokiner salgıayan 3 alt gruba ayrılır. 
TH1: İnterferon gama salgılayarak makrofajları uyarır. Hücresel immünitede önemli rol oynar. Makrofajların epitelioid hücrelere dönüşmesini sağlar. 
TH2: 1L-4 salgılayarak B lenfositlerinin IgE üreten plazma hücrelerinde dönüşmesini sağlar ve IL-5 salgılayarak eozinofilleri uyarır. 
TH17: IL-17 tarafından uyarıldığı için bu isim verilen lenfositler, nötrofil ve monositleri uyararak inflamatuar olaylarda rol alır.

80. Apoptotik hücrenin makrofajlarca ortadan kaldırılmasında, ölü hücrenin yüzeyinde oluşan aşağıdaki reseptörlerden hangisi kullanılır? 
A) Fosfatidil serin
 
B) Kompleman 
C) Toll benzeri 
D) Mannoz 
E) Fc

Apoptoz, nekrozdan farklı olarak, inflamatuar yanıt oluşturmaz. Oluşan apoptotik cisimcikler ortamdaki makrofajlar tarafından fagosite edilerek temizlenir. Fagositik tanınmayı sağlayan, apoptotik hücre membranlarında eksprese edilen fosfotidil serin ve trombospondin dir. (Site: Hücre Zedelenmesi ders notu )

81. DNA tahribi olduğunda p53 proteini, aşağıdaki moleküllerden hangisi aracılığı ile hücre siklusunu G1 fazında durdurarak tamir mekanizmasını başlatır? 
A) Retinoblastom proteini 
B) Siklin bağımlı kinaz 4 
C) Siklin D 
D) Siklin bağımlı kinaz inhibitörü p21 
E) Büyüme faktörleri

Hücrede stres ve DNA hasarı sonucunda uyarılan p53 tümör süpresör geni, p21 aracılığı ile etki ederek G1-S fazı geçişini durdurur. DNA tamiri için süre kazanılır. Tamir başarılı olmazsa, p53 bu kez de Bax genini uyararak apoptoa yolu ile mutant hücrenin ölmesini sağlar. Böylece tümör gelişimini süprese edici rol oynar. (Site: Neoplazi ders notu, sayfa 8)

82. Aşağıdakilerden hangisi, akut infl amasyonda rol oynayan, plazma proteinleri kaynaklı mediyatördür? 
A) Histamin 
B) Prostaglandin 
C) Reaktif oksijen türevleri 
D) Lipoksin 
E) Bradikinin

Kinin sistemi, kompleman sistemi ve bazı pıhtılaşma sistemi ürünleri, inflamasyonda rol oynayan plazma kaynaklı mediatörlerdir. (Site: Tablolar, akut inflamasyona mediatörler)

83. Karaciğerde portal alanlarda plazma hücresinden zengin, yangısal hücre infi ltrasyonu varlığı aşağıdaki hastalıklardan hangisinin tanısını destekler? 
A) Kronik hepatit B 
B) Otoimmün hepatit 
C) Wilson hastalığı 
D) α1–antitripsin eksikliği 
E) Alkolik karaciğer hastalığı

Otoimmün hepatit, otoimmün hastalıkların çoğunda olduğu gibi, kadınlarda daha sık olup diğer otoimmün hastalıklar ile birlikte görülebilir. Histolojik olarak kronik hepatit tablosu görülür. Lenfosit ve plazma hücre infiltrasyonu ön plandadır. Portal traktüs ve heptik lobül arasındaki bileşke bölgesinde, plazma hücre kümlerinin varlığı karakteristiktir. Kesin tanı otoantikorların belirlenmesi ile konulur.

84. Yirmi beş yaşında erkek hasta hematüri şikâyetiyle başvuruyor. Yapılan böbrek biyopsisinde vasküler yapılarda nekrotizan infl amasyon saptanıyor. İleri tetkikler ile hasta poliarteritis nodosa tanısı alınıyor. Bu hastada vasküler yapılarda saptanan nekroz tipi aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Koagülasyon nekrozu 
B) Gangrenöz nekroz 
C) Fibrinoid nekroz 
D) Kazeifi kasyon nekrozu 
E) Likefaksiyon nekrozu

Poliarteritis nodoza küçük-orta çaplı muskuler arterleri etkileyen, böbrek ve diğer organları tutan ama pulmoner dolaşımı tutmayan bir vaskülittir. Damar duvarında segmental, transmural nekrotizan inflamasyon oluşturur. İmmün kompleksler ile (%30 HBsAg-HBsAb) ilişkili olabilir ve diğer immün kompleks (tip 3 hipersensitivite) hastalıklarında olduğu gibi, etkilenen bölgelerde fibrinoid nekroz görülür. (Site: Hücre zedelenmesi ders notu-nekroz)

85. Aşağıdaki sendromlardan hangisinde, DNA onarım gen hasarı vardır ve poliple ilişkisiz herediter kolon kanserleri görülür? 
A) Lynch sendromu
 
B) Peutz–Jeghers sendromu 
C) Cowden sendromu 
D) Multipl endokrin neoplazi tip 1 
E) Li–Fraumeni sendromu

Herediter nonpolipozis kolorektal karsinom (Lynch sendromu) çekum ve proksimal kolonda yerleşen tümörler ile karakterli, DNA tamir genlerinde defekt sonucu gelişen bir sendromdur. En sık görülen kanser predispozisyon sendromudur. Protoonkogen ve tümör süpresör genlerde oluşan mutasyonlar tamir edilemez ve tümör riski artar. Kolon tümörleri, alışıldığın aksine, polip zemininden gelişmez. İnce barsak, over ve endometrium tümörleri de görülebilir. (Site: Neoplazi ders notu sayfa:8)

86. Pansitopenisi olan bir hastanın kemik iliği aspirasyon yaymasında blast oranı %10 olarak saptanıyor. Eritroid prekürsörlerde çekirdek düzensizliği, miyeloid prekürsörlerde granüllerin az olduğu ve megakaryositlerin hemen hepsinin tek loblu olduğu dikkat çekiyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Akut lösemi 
B) Multipl miyelom 
C) Miyelodisplastik sendrom 
D) Kronik miyeloid lösemi 
E) Miyelofi brozis

Myeloid seri hastalıkları patolojiden çok dahiliyede sorulur ama arada bir karşımıza çıkıyor. Ders notlarından okuyabilirsiniz. 
(Site: Ders Notları: Lenfoma ve lösemiler, sayfa 9)

87. Aşağıdaki lenfomalardan hangisi, immünohistokimyasal olarak siklin D1 pozitifl iği gösterir? 
A) Ekstranodal NK/T hücreli lenfoma 
B) Marjinal zon lenfoma 
C) Burkitt lenfoma 
D) Mantle hücreli lenfoma 
E) Anaplastik büyük hücreli lenfoma

Mantle zon lenfoma 4-5. onyılda ve erkeklerde daha sık görülen B hücreli lenfomadır. 11. kromozomda yerleşen siklin D1 gen loküsü ile 14. kromozomda yerleşen IgH loküsü arasındaki translokasyon sonucu siklin D1 uyarılır ve hücre siklusunda G1-S fazı geçişi yani hücre proliferasyonu hızlanır. (Site: Sorular: Avrupa Patoloji Board Sınavı: soru: 16, Neoplazi ders notu: sayfa:7; Lenfoma ders notu: sayfa:5)

88. Memenin fi lloid tümörü aşağıdaki yapıların hangisinden gelişir? 
A) İntralobüler bağ dokusu hücreleri 
B) Duktus miyoepitel hücreleri 
C) Perivasküler hücreler 
D) İnterlobüler bağ dokusu hücreleri 
E) Parankim yağ hücreleri

Memenin stromal tümörleri intralobüler ve interlobüler kökenli olarak ikiye ayrılır. İntralobüler kökenli stromal tümörler fibroadenom ve filloides tümörüdür. İnterlobüler kökenli stromal tümörler arasında en sık görülen ise lipomdur. (Site: Sorular: Meme ve kadın genital sistemİ, soru:48)

89. Kolon divertikülleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 
A) Genç yaşlarda görülür. 
B) Çoğunlukla doğuşta mevcuttur. 
C) Cerrahi müdahale gerektiren komplikasyon olasılığı yüksektir. 
D) Lezyonların çoğu gerçek divertiküldür. 
E) Sigmoid kolonda daha sık görülmektedir.

Divertiküler hastalık, kolonik mukoza ve submukozanın, edinsel pseudodivertiküller şeklinde, dışa doğru uzanması ile oluşur. 30 yaş altında nadir olmakla birlikte, batılı ülkelerde, 60 yaş üzerinde sıklığı %50 civarındadır. Genellikle çok sayıda olup divertikülozis olarak adlandırılır. Japonya ve endüstrileşmemiş toplumlarda sıklığı az olup beslenme tarzı ile ilişkili olabilir. Lümen içi basınç artışı ve yaşla birlikte bağ dokusunun zayıflamasına bağlı gelişir. En sık sigmoid kolonda yerleşir. Gerçek, konjenital divertiküllerden farkı, divertikül duvarında muskularis proprianın çok ince yada hiç olmamasıdır. Çoğu kişi hayatı boyunca asemptomatik olup tesadüfen görülebilir. %20 hastada klinik tablo oluşturur. En sık görülen komplikasyonu divertikülittir. Peridivertikülit ve perforasyonda görülebilir. (Site: Çalışma Soruları: GİS Çalışma Soruları: 40)

90. Mediastende kitle saptanan 25 yaşındaki erkek hastada, 
I. Diffüz büyük B–hücreli lenfoma 
II. Foliküler lenfoma 
III. Hodgkin lenfoma 
IV. Burkitt lenfoma V. Küçük lenfositik lenfoma 
VI. Lenfoblastik lenfoma 
lenfoma tiplerinden hangileri öncelikle düşünülmelidir? 
A) I, II ve IV 
B) I, III ve VI 
C) I, IV ve VI 
D) II, IV ve V 
E) III, IV ve V

Bu soruyu yanıtlamak için lenfomayı öğrenmiş ve sindirmiş olmak gerekiyor. 
25 yaşında bir hastada foliküler lenfoma ve küçük lenfositik lenfoma düşünülmez. Burkitt lenfoma ise daha çok çocukluk çağında ve mediasten yerine batında yerleşir. Mediastende lenfoma deyince çocuk ve gençlerde, T hücreli lenfoblastik lenfoma, Hodgkin lenfoma ve çoğunlukla ileri yaşta görülsede %5 oranında çocuklarda ve gençlerde görülebilen diffüz büyük B hücreli lenfoma akla gelir. 
(Site: Ders Notları: Lenfoma ve Lösemiler)

91. Ailesel adenomatöz polipozis nedeniyle 17 yıl önce profi - laktik total kolektomi yapılmış olan hastada gastrointestinal kanser gelişiyor. Bu hastada aşağıdaki bölgelerden hangisinde kanser gelişme riski en yüksektir? 
A) Özofagus 
B) Proksimal ileum 
C) Jejunum 
D) Ampulla 
E) Terminal ileum

FAP nedeni ile kolektomi olmuş hastalarda tümör riski tamamen ortadan kalkmaz. Ampulla Vateri başta olmak üzere ince barsak ve mide karsinomları gelişebilir.

92. Aşağıdakilerden hangisi, glomerül bazal membran yapısında yer almaz? 
A) Kollajen 
B) Fibronektin 
C) Podosin 
D) Entaktin 
E) Laminin

Glomerül bazal membranı tip IV kollajen, laminin, fibronektin, proteoglikanlar ve benzer maddelerden oluşur. Podosin ise, viseral epitel hücrelerinin (podosit) ayksı çıkıntılarının (pedisel) ucunda yerleşen bir protein olup bazal membran yapısında yer almaz. (Site: Ders Notları: Böbrek hastalıkları, histoloji)

93. Aşağıdaki tümör supresör genlerden hangisinin mutasyona uğradığı durumda, akciğer ve kolorektal kanserlerde kemoterapi ve radyoterapiye direnç görülür? 
A) RB 
B) p53 
C) WT–1 
D) BRCA–1 
E) APC/β–katenin

p53 TUS’un favorisi olmaya devam ediyor çünkü hücre proliferasyonun, DNA tamirinin ve apoptozun düzenlenmesinde önemli rolü var. Bu mekanizmaların bozulması tümör riskini arttırdığından, pek çok tümörde p53 mutasyonunun görebiliyoruz. Bu mutasyonun varlığı bazı tümörlerde kötü prognoz ve tedaviye direnci gösteren bir faktör olarak da kabul ediliyor. Kemoterapi ve radyoterapi, etkilerini tümör hücrelerinde DNA hasarı oluşturmak ve onları apoptoza sevk etmek suretiyle gerçekleştiriyorlar. Tümör hücresi normal p53 içeriyorsa, apoptoz gerçekleşiyor. p53 mutasyonu varsa, apoptoz engellendiğinden, kemoterapi ve radyoterapinin etkisi azalıyor.

94. Sjögren sendromunun birlikte görüldüğü hastalıklar arasında en sık olanı aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Skleroderma 
B) Vaskülit 
C) Polimiyozit 
D) Amiloidoz 
E) Romatoid artrit

Bu sınavın en kolay patoloji sorularından biri bu diye düşünüyorum. Sjögren sendromu, göz yaşı ve tükrük bezlerinin immünolojik olarak zedelenmesi sonucunda, göz ve ağız kuruluğunun ön planda olduğu, otoimmün bir hastalıktır. Daha nadir olarak tek başına görülüp (primer form) sikka sendromu denirse de, en sık diğer bir otoimmün hastalıkla, özellikle de romatoid artrit ile birlikte görülür.

95. Aşağıdakilerden hangisi intrensek tirozin kinaz aktivitesi olan reseptöre bağlanarak fonksiyon görür? 
A) Epitelyal büyüme faktörü
 
B) Sitokinler 
C) Kemokinler 
D) Östrojen 
E) Parathormon

Eski sorulara kıyasla zor bir soru bu. Epitelial büyüme faktörü tirozin kinazı uyararak hücre proliferasyonunu başlatır. Bu doku tamiri ve rejenerasyon için gerekli bir mekanizma olmakla birlikte, bu mekanizmayı yöneten genlerde oluşan mutasyonlar, çoğalma etkisini ve tümör riskini arttırır. Eğer bu genlerde mutasyon belirlenirse, tirozin kinaz inhibitörleri (ör: Transtuzumab ve İmatinib) tümör tedavisinde kullanılır. (Site: Ders Notları: Neoplazi)

96. Somatostatin, pankreasın aşağıdaki hücrelerinin hangisinden salgılanır? 
A) B hücreleri 
B) D hücreleri 
C) A hücreleri 
D) PP hücreleri 
E) Kulchitsky hücreleri

Bu soru histoloji sorusu. Kolay bir soru ve tartışılacak bir yanı yok. Sanırım çoğunuz yapmışsınızdır.

97. Aşağıdakilerden hangisi, kronik iltihap olmasına rağmen histopatolojik olarak nötrofi l açısından zengindir? 
A) Kronik piyelonefrit 
B) Kronik plörit 
C) Kronik osteomiyelit 
D) Kronik interstisyel pnömoni 
E) Tüberküloz

Bu soru beni şaşırttı çünkü hocalık yaptığım dönemde en çok sevdiğim sorularımdan biriydi. Benimle benzer tarzda düşünen biri hazırlamış. Aynı soru sitenin tekrar sorularında da var. Kronik inflamasyon olduğu halde nötrofilleri içerebilen lezyonlara en sık örnekler: Sigara içenlerin kronik bronşiti, kronik osteomyelit, kolitis ülseroza ve H. pylori gastriti. Bunlara aktif kronik inflamasyon da diyoruz. (Site: Tekrar Soruları: 21)

98. Hücre yaralanmasında, hücre içi enzimleri aktive ederek geri dönüşsüz yaralanmanın oluşmasında aşağıdakilerden hangisi etkilidir? 
A) Sodyum 
B) Kalsiyum 
C) Magnezyum 
D) Potasyum 
E) Klor

Geri dönüşümsüz hücre zedelenmesinde, membranlarda kalıcı hasarın oluşması ve ATP yapımının yeniden başlayamaması en önemli iki nedendir. Zedelenen hücre membranından geçerek hücre içine giren kalsiyum, mitokondriye çökerek ATP yapımını kalıcı olarak ortadan kaldırır. Ayrıca zedelenmiş lizozomal membranlardan açığa çıkan yıkım enzimlerini aktive ederek otolizi başlatır. Bu nedenle, kalsiyom geri dönüşümsüz zedelenme yani hücrenin ölümünde önemli bir mediatördür. (Site: Ders Notları: Hücre Zedelenmesi)

61. Malign neoplazmlarda hücre diferansiasyonun kaybını ifade eden terim aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pleomorfizm
B) Hiperkromazi
C) Displazi
D) Anaplazi
E) Aplazi

(Sitede neoplazi çalışma soruları, soru: 55 ile aynı)

Diferansiasyon : Tümörün köken aldığı hücreleri taklit edebilme yeteneğidir. İyi diferansiye tümörler düşük dereceli (grade’li), köken aldığı hücrenin özelliklerini taşıyan tümörlerdir ve mikroskobik incelemede kolay tanınırlar. Endokrin kökenli iyi diferansiye tümörler, hücrenin fonksiyonunuda taklit ederek hormon üretebilirler. Tümörün diferansiasyonu azaldıkça (az diferansiye, indiferansiye tümör) derecesi artar ve tanısı zorlaşır.

Anaplazi: Diferansiasyonun tamamen kaybıdır. Özellikleri:
- Pleomorfizm: Hücre ve hücre nüvesinde, boyut ve şekil farlılığı

- Anormal nükleer görünüm: DNa içeriği artmış, hiperkromatik ve iri nüveler, belirgin nükleol varlığı

- Mitoz: Artmış tipik ve atipik (tripolar, quadripolar) mitozlar

- Polarite kaybı: Oryantasyon bozukluğu, polarite kaybı, anarşik, disorganize büyüme

- Diğerleri: Tümör dev hücreleri, tümör merkezinde iskemik nekroz

(Anaplazi daha öncede tarif edilerek soruldu. 2004-Eylül)



62. Aşağıdakilerden hangisi temel olarak apoptozis yoluyla gelişen bir patolojik durum değildir?
A) Viral enfeksiyonlarda hücre ölümü
B) Embriyonun gelişimi sürecindeki organogenez
C) Kastrasyon sonrası prostat atrofisi
D) Menstrüal siklusta endometrial hücre yıkımı
E) Koroner arter tıkanması sonucu miyokart hücresi ölümü

Apoptoz : Hücre ölümünün nekrozdan farklı bir diğer morfolojik biçimidir. Programlı hücre ölümüde denir. Tek hücre yada küçük hücre gruplarının ölümü şeklinde görülür. Nekroz her zaman patolojik iken, apoptoz fizyolojik ve patolojik olarak oluşabilir.

Fizyolojik:

* Embriyogenesisi sırasında gereksiz bölgelerin ortadan kaldırılması
* Erişkinde hormon bağımlı involusyon: menstrüel sikluda endometrial dökülme, menapozda ovarian foliküler atrezi, laktasyon bitince memede küçülme, kastrasyon sonrası prostatik atrofi
* Kript epiteli gibi sürekli çoğalan hücrelerde, belirli bir sayının korunabilmesi için, hücre delesyonu
* İnflamasyon ve immün reaksiyonlarda, görevi biten hücrelerin ortadan kaldırılması
* Self-reaktif lenfositlerin eliminasyonu
* Viral enfeksiyonlar, tümörler ve transplant rejeksiyonunda sitotoksik T lenfositlerinin hücreleri öldürmesi

Patolojik:

* Zedeleyici etkenlere bağlı oluşan hücre ölümü: radyasyon, kanser ilaçları ile oluşan DNA hasarı, hafif dereceli hipoksi, endoplazmik retikulumda dejenere proteinlerin birikimi ile oluşan stres
* Viral hepatit gibi viral enfeksiyonlarda, enfekte hücrelerin ölümü (Councilman cisimciği)
* Duktus tıkanıklığı sonrasında, pankreas, parotis ve böbrekde parankimal atrofi
* Tümörlerde hücre ölümü
* Mitokondrial permeabilite bozukluğu ile, nekrotik olaylarda apoptozunda eklenmesi
* Liken plan gibi bazı cilt hastalıklarında görülen Civatte cisimciği

(Bu sorunun hazırlanma biçimine olan itirazımı ana sayfada belirtmiştim.)



63. Benzen, aşağıdaki neoplazmlardan hangisinin etiyolojisinde rol oynar?
A) Lösemi
B) Akciğer kanseri
C) Deri kanseri
D) Nazofarenks kanseri
E) Karaciğer kanseri



64. Aşağıdakilerden hangisi miyeloproliferatif hastalıklar içinde yer almaz?
A) Kronik miyeloid lösemi
B) Polisitemia vera
C) Multipl miyelo
D) Esansiyal trombositemi
E) Kronik eozinofilik lösemi

Bu soru kalıbı board sınavlarında kullanılıyor. Bkz. sitedeki Avrupa Patoloji Board soruları.

Multiple myelom plazma hücre tümörü olup B lenfositi kökenli non-Hodgkin lenfoma grubunda yer alır. Myeloid seri ile ilişkili değildir. (Bkz. Ders notları/lenfoma ve lösemiler/myeloid neoplaziler)



65. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin patogenezinde hücre-aracılı hipersensitivite reaksiyonu rol oynar?
A) Otoimmün hemolitik anemi
B) Sistemik lupus eritematozus
C) Diabetes mellitus tip 1
D) Astım
E) Pernisiyöz anemi





66. Tükürük bezinde pleomorfik adenomdan sonra ikinci sıklıkta görülen benign neoplazm aşağıdakilerden hangisidir?
A) Warthin tümörü
B) Bazal hücreli adenom
C) Onkositom
D) Monomorfik adenom
E) Kanaliküler adenom

Tükrük bezlerinde en sık görülen beniğn tümör pleomorfik adenom (%50); ikinci sıklıkta görülen beniğn tümör ise Warthin tümörüdür (%5-10). Tükrük bezinde en sık görülen maliğn tümör ise mukoepidermoid karsinomdur.


67. Aterogenezde en erken gözlenen değişiklik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düz kas hücresi proliferasyonu
B) Monositlerin makrofajlara dönüşümü
C) Endotel hücresi zedelenmesi
D) Damar duvarında lipoproteinlerin birikimi
E) Ekstraselüler matriks proteinleri birikimi



Aterogenezi başlatan olay endotel hücre zedelenmesidir. Monositler zedelenen bölgeye göç ederek tutunur ve intimaya geçerek makrofajlara dönüşür. Lipid partiküllerini fagosite ederek köpüklü hücrelere dönüşürler. Salgıladıkları kemokinler ile inflamasyonu uyarırlar. Düz kas hücre çoğalmasına yol açan PDGF, FGF, TGF-alfa gibi faktörleri üretirler. Düz kas hücreleri çoğlarak media tabakasından intimaya göç eder ve ekstraselüler matrik üretirler. Böylece fibrozis gelişir. Aterosklerotik plakların 3 ana komponeni bulunur: 1- makrofajlar, düz kas hücreleri ve T hücreleri 2- Kollajen, elastik lifler ve proteoglikanlardan oluşan ekstraselüler matriks 3- İntraselüler ve ekstraselüler lipid




68. Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle uzun süredir hemodiyalize giren bir hastada hangi tip amiloid protein birikimi olur?
A) AA
B) APrP
C) AL
D) ATTR
E) Aβ2m

Tekrar soruları, soru: 283 ile aynı.

69. Daha önce önemli kronik hastalığı olmayan ancak ritm bozukluğu ve kalp yetmezliği tedavisi gören 87 yaşında erkek hastaya ölümünden sonra otopsi yapılmıştır. Kalpten hazırlanan kesitlerde interstisyumda eozinofilik madde birikimi saptanmış ve bu madde Kongo kırmızısı boyası ile boyandığında polarize ışık altında yeşil renk verdiği görülmüştür. Bu madde en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ig hafif zinciri
B) Transtiretin
C) Dejenerasyon gösteren kollajen
D) β2-mikroglobulin
E) Amiloid ilişkili protein



***Genel patoloji ile ilgili soruların çoğu yine tablolardan sorulmuş. Her zaman söylediğim gibi, tablolardan soru hazırlamak hem daha kolay; hem de komplike konularda hatalı soru hazırlama riskini azaltıyor.


70. Sol testisinde kitle ve akciğerinde multipl, kanamalı ve nekrotik nodüller gözlenen erişkin bir hastada, serumda HCG seviyesi yüksekliği saptanıyor. Bu hastadaki HCG hormonunun hücresel kaynağı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Yolk sak hücreleri
B) Embriyonal karsinom hücreleri
C) Sitotrofoblastlar
D) Sinsityotrofoblastlar
E) Leydig hücreleri

(Sitedeki ürogenital sistem çalışma soruları: 44. soru ile aynı. Yalnız burada tümörün tipini bilip HCG üreten hücrenin ayırt edilmesi iztenmiş) Koriokarsinom HCG üreterek jinekomasti gelişimine yol açabilir. Hızla hematojen metastaz yapan, kötü prognozlu bir tümördür. Hastada testisde kitle, yaygın akciğer metastazlarının varlığı ve HCG artışı koriokarsinomla uyumludur.

71. Atipik pnömonilerde, iltihabi reaksiyon akciğerin hangi alanında baskın olarak saptanır?
A) Alveollerin içinde
B) Bronş içinde
C) İnterstisyumda
D) Bronşiyol içinde
E) Plevral yüzeyde

İltihabi reaksiyonun alveol boşlukları yerine intersisyumda yerleşmesi yani alveoler eksudanın olmaması, konsolidasyon bulgusunun saptanmaması, orta derecede balgam çıkarılması ve lökositlerde yalnızca orta derecede bir artış olması nedeni ile, bu grup pnömonilere atipik pnömoni adı verilmiş. En sık etken mycoplazma olmakla birlikte virüsler, Chlamydia pneumoniae ve Coxiella burnetii bu tabloya yol açabilir.

72. Pediatrik yaş grubunda karaciğerde en sık görülen ve WNT / beta-katenin sinyal yolunda aktivasyonla karakterize olan tümör aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hepatoselüler karsinom
B) Hepatoselüler adenom
C) Kolanjiyokarsinom
D) Kavernöz hemanjiyom
E) Hepatoblastom

Hepatoblastom erken çocukluk döneminin en sık görülen karaciğer tümörüdür. Karakteristik özelliklerinden biri WNT/beta-katenin sinyal yolunda aktivasyondur. Familial adenomatöz polipozis sendromu ve beckwidth-Widemann sendromu ile ilişkili olabilir. Kemoterapi ve komplet rezeksiyon ile 5 yıllık sağkalım %80’e yükselmiştir.



73. Primer sklerozan kolanjiti olan 30 yaşında kadın hastanın öyküsünden atak ve remisyonlar ile devam eden, özellikle atak dönemlerinde, dışkılama isteğine eşlik eden kramp şeklinde alt abdomende ağrısı ve kanlı, mukuslu diyaresi olduğu öğreniliyor. Yapılan kolonoskopide rektumdan başlayıp proksimale doğru kesintisiz devam eden mukozada ülserasyonlar ve arada sağlam normal mukoza görümünü saptanıyor. Kolon biyopsisinin mikroskopik incelemesindeyse, kriptlerde nötrofil kümelenmesi ve lamina propria'da yabancı cisim reaksiyonu görülüyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ülseratif kolit
B) Crohn hastalığı
C) Psödomembranöz kolit
D) Amebik kolit
E) Familyal adenomatöz polipozis

Ülseratif kolit ve primer sklerozan kolanjit birlikteliği daha öncede soruldu. 1999-Nisan ve 2008-Eylül. (Bkz. konularına göre TUS soruları/pankreas ve hepatobilier sistem) Bu kez ülseratif kolit kliniği tarif edilerek sorulmuş. Farklı olan hastanın kadın olması. Erkeklerde 2 kat daha sık görülür.



74. Kolesistektomi materyalinde kese içinde çok sayıda siyah renkli pigment taşları görülmesi durumunda öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?
A) Gebelik
B) Oral kontraseptif kullanımı
C) Herediter sferositoz
D) Hiperlipidemi sendromu
E) Obezite

Pigment taşları anormal insoluble kalsiyum tuzları, unkonjuge bilirubin ve inorganik kalsiyum tuzlarının karışımından oluşur. Hemolitik sendromlar, ileri derecede ileal disfonksiyon ve safra yollarının bakteriyel kontaminasyonu gibi safrada bilirubin artışına yol açan nedenler, pigment taşlarının gelişme riskini arttırır.


75. Aşağıdaki tümörlerden hangisi en sık pineal gland bölgesinde görülür?
A) Oligodendrogliom
B) Pleomorfik ksantoastrositom
C) Ependimom
D) Lenfoma
E) Germ hücreli tümörler

Daha önce hangisi tipik olarak pineal bölgeye yerleşir diye germ hücre tümörleri sorulmuştu (2006-Nisan. Bkz. konularına göre TUS soruları/sinir sistemi) . Bu sınavda soru ters yüz edilerek sorulmuş.


76. von Hippel-Lindau hastalığında, santral sinir sisteminde görülmesi beklenen tümör aşağıdakilerden hangisidir?
A) Subependimal dev hücreli astrositom
B) Schwannom
C) Hemanjiyoblastom
D) Meninjiyom
E) Nörositom

von Hippel Lindau sendromu OD geçişli kanser sendromlarından biridir. Retina, serebellum, beyin sapı hemanjiom ve hemanjioblastomları, organ kistleri ve renal hücreli karsinom riski artmıştır. (Sitenin neoplazi ders notu)

77. Aynı meme veya her iki memede birden çok odaklı olarak görülebilen ve sıklıkla E-kaderin kaybı gösteren karsinom aşağıdakilerden hangisidir?
A) Duktal karsinom
B) Lobüler karsinom
C) Medüller karsinom
D) Kolloidal karsinom
E) Tübüler karsinom

E-cadherin adezyon molekülü olup epitel hücrelerinin tutunmasını sağlar. Kaybı ile hücreler birbirine tutunamayıp glandüler yapıları oluşturamaz. Memenin invaziv lobüler karsinomunda maliğn epitelial hücreler, bu nedenle, duktus benzeri yapıları oluşturamaz ve tek sıra halinde dizilmiş (indian file) maliğn hücreler görülür.

78. Çocukluk çağında boyun bölgesine radyasyon almış 16 yaşındaki bir çocukta sağ servikal bölge lenf nodundan yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinde şeffaf nükleuslu hücreler ve psammom cisimcikleri görülmüştür.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nazofarenks kanseri
B) Papiller tiroid kanseri
C) Hodgkin lenfoma
D) Anaplastik büyük hücreli lenfoma
E) Skuamöz hücreli karsinom

Çocukluk çağında radyasyona maruz kalmış olanlarda erken dönemde görülen tümörlerden biri tiroidin papiller karsinomudur. Tanı anında servikal lenf nodu metastazı sık olmakla birlikte kötü prognoz faktörü olarak kabul edilmez. Tanı için nüve değişiklikleri önemlidir. Hipokromatik, şeffaf nüveler, nükleer çentik oluşumu, nüvelerin üst üste yığılım göstermesi gibi özellikler görülür. Her vakada görülmemekle birlikte, psammom cimciklerinin varlığı karakteristiktir. (Bkz. tekrar soruları, soru 141, soru 101)

79. Disfonksiyonel uterus kanamasının en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Endometrial polip
B) Adenomiyozis
C) Kronik endometrit
D) Anovulatuvar siklus
E) Endometrial hiperplazi

Disfonksiyonel kanama, herhangi bir organik lezyona bağlı olmadan, fonksiyon bozukluğu sonucunda oluşan anormal kanamalardır. En sık uterin kanama nedenidir. Myom, polip, kanser yada adenomyozis kanamaya yol açan organik lezyonlardır. (Bkz. Meme ve kadın genital sistem çalışma soruları soru: 11 ve soru: 6)

80. BRCA1 geninin mutasyonu, kadın genital sisteminde aşağıdaki tümörlerden hangisinin gelişiminde en sık rol oynar?
A) Endometriyum kanseri
B) Over kanserleri
C) Serviks kanseri
D) Vajen kanseri
E) Vulvar kanserler

BRCA-1 ve BRCA-2 genleri: BRCA-1 gen mutasyonu ile meme, over kanserleri yanı sıra prostat ve kolon kanseri riskinde hafif artış olur. BRCA-2 gen mutasyonu ise over ve erkek meme kanseri yanı sıra, melanom ve pankratik tümör riskini arttırır. Ailesel meme karsinomlarının çoğunda, bu genlerin mutasyonu belirlenirse de, diğer genlerden farklı olarak, sporadik olgularda etkileri gösterilememiştir.