1)  Respiratuar bronşiolden terminal alveole kadar olan kısımda genişleme yapan patolojinin en sık nedeni nedir? (1999 EYLÜL)
a.Sarkoidoz 
b.Sigara
c.Kistik fibroz
d.Silikozis
e.Alfa 1 antitripsin eksikliği

Akciğer asinüsünde respiratuar bronşialden terminal alveola kadar olan genişlemeler panasiner amfizemdir ve nedeni Alfa 1 antitripsin yetmezliğidir. Sigara ise başlangıçta respiratuar bronşiolde genişleme ve terminal bölgede korunma ile karakterli sentrasiner amfizeme yol açar.
Cevap – E


2) Hangisi posterior mediastenden en sık kaynaklanır? (1999 EYLÜL)
a.Timoma
b.Bronkojenik tümör
c.Paratroid adenom
d.Nörojenik tümör
e.Perikard tümörü

Posterior mediastende = nörojenik tümörler, lenfoma 
Orta mediastende = bronkojenik kist, perikardial kist, lenfoma
Üst mediastende = lenfoma, timoma, tiroid  lezyonları, metastatik karsinomlar, paratiroid tümörleri
Ön mediastende = Timoma, teratom, lenfoma, tiroid lezyonları, paratiroid tümörleri
Cevap – D

3)    Üst ve alt solunum yolunda küçük damarlarda akut nekrotizan vaskulit yapan neden hangisidir? (1999 EYLÜL)
a.PAN
b.Wegener granülomatozu
c.Takayasu arteriti
d.Kawasaki hastalığı
e.Burger hastalığı

Wegener granülomatozu üst ve alt solunum yollarında küçük damarlarda nekrotizan vaskülit ve nekrotizan granülomlarla karakterlidir. Böbrekte genellikle hızla ilerleyici (kresentik) yarımay glomerülonefriti eşlik eder. PAN küçük – orta çaplı arterleri etkiler ve alt solunum yollarını tutmaz. Takayasu hastalığı aort ve ana dallarını, Burger hastalığı ise orta çaplı arterleri (en sık tibial ve radial arterler) etkiler. Kawasaki hastalığı (mukokutanöz lenf düğümü sendromu) çocuklarda  küçük ve orta çaplı damarları etkiler ve kalp tutulumu ölüme yol açabilir. 
Cevap – B

4)    Mukozada ülsere yol açmadan lümene doğru polip şeklinde büyüyen, mitoz göstermeyen, nöron spesifik enolaz ve kromogranin ile boyanan tümör aşağıdakilerden hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Karsinoid tümör
b)    Bronkoalveolar karsinom
c)    Adenokarsinom
d)    Hamartom
e)    Skuamöz hücreli karsinom

Karsinoid  tümör maliğn bir tümör olmakla birlikte çok büyük boyutlara ulaşmaz; mitoz, pleomorfizim ve atipi nadirdir. Nöroendokrin bir tümör olduğundan nöron spesifik enolaz ve kromogranin ile immünhistokimyasal  olarak pozitif boyanma gösterir.
Cevap – A

5)    Mycoplazma pneumonia, aşağıdakilerden hangisine yol açar?
     (2000 EYLÜL)
a.    Lober pnömoni
b.    Pürülan bronkopnömoni
c.    İnterstisyel pnömoni
d.    Akciğer absesi
e.    Akut bronşit

Mycoplasma pneumonia akciğerde atipik pnömoni (pnömonit) oluşturur. Alveol septumları yani intersisyumda inflamasyon belirgin olup alveol boşlukları temizdir. Bu nedenle intersisyel pnömoni denir.
Cevap – C

6)    Akciğerde periferik yerleşimli şüpheli bir lezyon varlığında, aşağıdakilerden hangisinin incelenmesi tanıda en hassas yöntemdir?
       (2000 EYLÜL)
a.    Bronş yıkama sıvısı
b.    24 saatlik balgam
c.    Lezyona eşlik eden plevral efüzyon sıvısı
d.    Transtorasik aspirasyon materyali
e.    Bronş fırçalama yöntemi

Trans torasik aspirasyon materyali, lezyonun yeri radyolojik olarak belirlendikten sonra, direkt lezyon içerisinden elde edildiğinden tanıda hassas bir yöntemdir. Diğer yöntemlerin, özellikle periferik yerleşen bir tümörde, tanı değeri daha düşüktür.
Cevap- D

7)    Aşağıdakilerden hangisi bronşiektazi gelişiminde rol oynamaz?    (2001 NİSAN)

a-    Kistik fibrozis
b-    Nekrotizan pnömoni
c-    Yabancı cisime bağlı bronşial obstrüksiyon
d-    Kartegener sendromu
e-    Silikozis

Bronşiektazi tekrarlayan nekrotizan enfeksiyonlarar bağlı olarak hava yollarında zedelenme ve kalıcı genişlemedir. En sık nedenleri obstrüksiyon, enfeksiyon riskini arttıran herediter hastalıklar ve nekrotizan pnömonilerdir. Silikozis ise alveol septumlarında granülomatöz inflamasyon ve fibrozisle karakterli kronik restriktif hastalıktır.
Cevap – E

8)    Sekonder tüberküloz akciğerde en sık nereye yerleşir ? (2001 EYLÜL)
a)    Alt lob alt segment
b)    Alt lob paravertebral kenarlar
c)    Mediastinal kenarlar
d)    Üst lob alt segment
e)    Apikal bölgeler

Primer tüberküloz en sık üst lob alt pol veya alt lob üst pol bölgesinde yerleşir. Sekonder tüberküloz ise en sık apikal bölgede, plevraya 1-2 cm uzaklıkta yerleşir.
Cevap – E

9)    58 yaşında sigara içmeyen bir kadında, sağ akciğer orta lob periferinde saptanan bir tümör en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir ? (2001 EYLÜL)
a)    Küçük hücreli karsinom
b)    Karsinoid tümör
c)    Adenokarsinom
d)    Büyük hücreli karsinom
e)    Yassı hücreli karsinom

Sigara  içmeyen kadın hastalarda en sık görülen akciğer karsinomu olan adenokarsinom periferik bölgelerde yerleşir. Küçük hücreli karsinom ve yassı hücreli karsinom sigara ile kuvvetli ilişki gösterip en sık santral yerleşimlidir. Karsinoid tümörün sigara ile ilişkisi gösterilmesede santral yerleşimi nedeni ile ekarte edilir. Büyük hücreli karsinom sıklıkla periferde yerleşsede nadir görülür.
Cevap – C
 
10) Aşağıdakilerden hangisi alfa 1 antitripsin eksikliği sonucu ortaya çıkar? (2002-NİSAN)
A-     Paraseptal amfizem 
B-     Astım 
C-     Panasiner amfizem 
D-     Bronşektazi 
E-     Sarkoidoz 

Yanıt: C
Alfa 1 antitripsin eksikliğinde üretilen enzimin yapısında defekt sonucunda, dolaşımdaki seviyesi düşüktür ve antiproteaz görevini tam olarak yapamaz. Bu nedenle inflamatuar hücrelerden açığa çıkan elastaz enzimini durduramaz. Bağ dokusu çatısı zedelenir. Akciğerde panansiner amfizem, karaciğerde siroz gibi patolojiler gelişir.

11) Akciğerlerde miliyer pulmoner tüberküloz ne şekilde yayılır? (2002-NİSAN)
A-     Bronkoalveoler yolla 
B-     Pulmoner arter yoluyla 
C-     Pulmoner ven yoluyla 
D-     Perinöral basil yayılımıyla 
E-     Endobronşiyal yayılımla 

Yanıt: B
Miliyer pulmoner tüberküloz, akciğer içerisinde 2 mm çapında çok sayıda tüberküloz odağının olmasıdır. Akciğerdeki odaktan çıkan basil lenfatikler aracılığı ile duktus torasikusa ve oradanda venöz yolla sağ kalbe gelir. Buradan pulmoner arter aracılığı ile yeniden akciğere pompalandığında çok sayıda odak ile karakterli pulmoner milier tüberküloz oluşur. Sistemik milier tüberküloz ise, vücutta çok sayıda odağın gelişmesidir ve pulmoner ven aracılığı basilin sol kalbe, oradanda sistemik dolaşıma karışması sonucunda gelişir.

12) Sigara içen bir hastada akciğer hilusunda yerleşmiş kaviter kitlenin mikroskobik incelemesinde çok sayıda keratin oluşturan epitelyal hücreler ve globe corn bulunuyorsa aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? (2002-NİSAN)
A-     Adenokanser 
B-     Büyük hücreli kanser 
C-     Bronkoalveoler karsinom 
D-     Epidermoid karsinom 
E-     Küçük hücreli karsinom 

Yanıt: D
Sigara ile en çok ilişkili olan iki tümör küçük hücreli karsinom ve skuamöz (epidermoid) karsinomdur. Her ikiside en sık hilusa yerleşir. Skuamöz karsinom merkezinde nekroz ve kavite oluşumu sıktır. Ayrıca maliğn hücreler keratin üretiyorsa, bu yalnızca skuamöz hücreli karsinom olabilir.

13) Aşağıdakilerden hangisi akciğerde non-kazeöz granülom ile birlikte fibrozis gelişimine sebep olur? (2002-EYLÜL)
a. Berilyozis
b. Silikozis
c. Asbestoz
d. Kömür işçileri pnömokonyozu
e. Deskuamatif intersisyel pnömoni

Yanıt: A
Berilyozis, intersisyel bölgede nonkazeifiye granülomlar ile karakterli kronik restriktif hastalıkdır. Uzay sanayi ile ilgili çalışanlarda daha sık görülen bir meslek hastalığıdır. Akciğer karsinomu riski içerir. 

14) Aşağıdaki akciğer hastalıklarından hangisinin morfolojik açıdan değerlendirilmesinde Reid indeksinden yararlanır? (2002-EYLÜL)
a. Bronşiektazi
b. Kronik bronşit
c. Bronşial astım
d. Amfizem
e. Atelektazi

Yanıt: B
Reid indeksi, müköz gland tabakasının bronş duvarı kalınlığına oranıdır. Kronik bronşitte müköz glandlar artınca Reid indekside artar. Astımda da müköz glandlar çoğalır ama inflamasyon ve ödem nedeni ile duvar kalınlığıda arttığı için, Reid indeksi değişmez.

15) Aşağıdaki akciğer karsinomlarından hangisinin prognozu diğerlerinden daha iyidir? (2003-NİSAN)
a)    Skuamöz hücreli karsinom
b)    Bronkoalveoler karsinom
c)    Adenokarsinom
d)    Küçük hücreli karsinom
e)    Büyük hücreli karsinom

Yanıt: B
Primer akciğer karsinomları kötü prognozlu tümörlerdir. En kötü prognozlu olan küçük hücreli karsinom; ikinci en kötü ise büyük hücreli karsinomdur. Bronkoalveoler karsinom, erken tanı konulduğunda diğer bronkojenik karsinomlara göre daha iyi prognoza sahiptir. Skuamöz hücreli karsinom, daha geç yayılım yaptığından, adenokarsinoma göre daha iyi prognozlu olarak kabul edilebilir. 

16) Bronş ve bronşiollerin iltihabı veya anormal dilatasyonu ile oluşan, bol miktarda ve kötü kokulu pürülan balgam, ateş ve öksürük ile karakterli akciğer hastalığı aşağıdakilerden hangisidir? (2003-EYLÜL)
a)    Amfizem
b)    Astım
c)    Kronik bronşit
d)    Sarkoidoz
e)    Bronşiektazi

Yanıt: E
Bronşiektazi: Kronik nekrotizan enfeksiyon sonucunda kas ve elastik doku zedelenmesi ile bronş ve bronşiol duvarlarında kalıcı dilatasyonun gelişmesidir. En sık nedenleri:
•    Obstrüksiyon: Tümörler, yabancı cisim, nadiren mukus tıkaçları ile lokalize formu 
•    Konjenital ve herediter durumlar: Kistik fibrozis, immunglobulin yetmezlikleri, Kartegener sendromu, pirimer silier diskenezi
•    Nekrotizan veya süpüratif pnömoni:  Tbc, S.aureus, H. İnfluenzae, pseudomonas gibi bakteriler, virüsler ve aspergillus gibi mantar enfeksiyonları
•    Diğerleri: SLE, RA, inflamatuar barsak hastalıkları, transplantasyon sonrası
Morfoloji: Özellikle bilateral akciğer alt loblarda sıktır. En ağır tutulum distal bronş ve bronşiollerdedir. Hava yolları normalin 4 katı çapa ulaşabilir. Dilatasyonlar silindirik, fuziform yada sakküler yapıda olabilir. Bronşioller plevra altına kadar izlenebilir (Normalde plevradan 2-3 cm. önce görülemez hale gelir). Tam gelişmiş olgularda bronş ve bronşiol duvarlarında akut ve kronik inflamasyon, epitel deskuamasyonu ve ülserasyon izlenir. Kronik olgularda fibrozis gelişir. Bazen nekroz bronş ve bronşiol duvarlarını zedeleyerek akciğer apsesi oluşturabilir. Kültürde karışık mikroorganizmalar ürer. Çomak parmak, hipoksemi, hiperkapni, pulmoner hipertansiyon ve nadiren kor pulmonale gelişebilir. Daha az olarak metastatik beyin apsesi, amiloidoz gelişir.

17) Aşağıdakilerden hangisi akut respiratuar distress sendromunun özellikleri arasında yer almaz? (2004-NİSAN)
a)    Akciğerde yaygın fibrozis
b)    Pulmoner ödem
c)    Diffüz alveoler hasar
d)    Hyalen membranlar
e)    Sekonder surfaktan yetmezliği

Yanıt: A
ARDS yaygın alveol hasarı ile karakterli akut restriktif hastalıktır. İnflamatuar hücrelerden açığa çıkan serbest radikallere bağlı olarak geliştiği düşünülür. Alveollerde sekonder surfaktan yetmezliği nedeni ile kollaps gelişir. Akciğerde yaygın ödem gelişimi ve zedelenmiş alveoller içerisinde hyalen membranlar (en karakteristik mikroskobik bulgu) mevcuttur.

18) Akut respiratuar distress sendromunun en karakteristik patolojik bulgusu aşağıdakilerden hangisidir? (2006-EYLÜL)
a) Vaskülit
b) Hyalen membran
c) Granülomlar
d) Lenfosit infiltrasyonu
e) Koagulasyon nekrozu
Yanıt: B
ARDS, ani başlayan solunum yetmezliği, siyanoz, oksijen tedavisine yanıt vermeyen ağır arteriel hipoksemi ve ekstrapulmoner multisistem organ yetmezliğine varan ağır bir tablodur. Radyografide diffüz alveoler infiltrasyon görülür. Histolojik bulgusu yaygın alveol hasarıdır. ARDS’ ye yol açan pek çok sebep olsa da, en sık (%50’ den fazla) dört tabloya bağlı gelişir: sepsis, diffüz pulmoner enfeksiyonlar (viral, mycoplasma, pneomocystis carini, milier tbc), gastrik aspirasyon, mekanik travmalar

•    Akut dönemde akciğerler ağır, sert ve kırmızıdır. Konjesyon, intersisyel ve alveoler ödem, inflamasyon ve fibrin birikimi görülür. Alveol lümenlerinde hyalen membranlar karakteristiktir. 

•    Organizasyon döneminde, tip II epitel hücreleri, rejenerasyon amacı ile çoğalır. Fibrinin organizasyonu ile intra-alveoler fibrozis gelişir. Alveol septumları kalınlaşır, intersisyel hücreler ve kollajen artar (kronik hastalık). Eklenen bronkopnömoni öldürücü olabilir. Rezolusyon pek görülmez.

19) Çevresel erionite maruz kalan kişilerde en sık görülen maliğn tümör aşağıdakilerden hangisidir? (2006-EYLÜL)
a) Maliğn timoma
b) Hepatoselüler karsinom
c) Maliğn mezotelioma
d) Mesane değişici epitel karsinomu
e) Maliğn melanoma

Yanıt: C
Erionit ülkemizde, Kapadokya bölgesinde, toprakta bulunan asbestten farklı bir fibrildir. Maliğn mezotelioma gelişimine yol açtığı gösterilmiştir.

20) Aşağıdakilerden hangisinin akut respiratuar distres sendromunun etyolojisinde rolü olduğu gösterilmemiştir? (2007-EYLÜL)
a) Pneumocystis carini pnömonisi
b) Kafa travması
c) Pankreatit
d) Mide içeriği aspirasyonu
e) Hipoalbüminemi  

Yanıt: E
ARDS; ani başlayan solunum yetmezliği, siyanoz, oksijen tedavisine yanıt vermeyen ağır arteriel hipoksemi ve ekstrapulmoner multisistem organ yetmezliğine varan ağır bir tablodur. Radyografide diffüz alveoler infiltrasyon görülür. Histolojik bulgusu yaygın alveol hasarıdır. ARDS’ ye yol açan pek çok sebep olsa da, en sık (%50’ den fazla) dört tabloya bağlı gelişir: sepsis, diffüz pulmoner enfeksiyonlar (viral, mycoplasma, pneomocystis carini, milier tbc), gastrik aspirasyon, mekanik travmalar

21) Kemik metastazı olmadan gelişen hiperkalsemi aşağıdaki akciğer tümörlerinden hangisinde en sık görülür? (2007-EYLÜL)
a) Skuamöz hücreli karsinom
b) Küçük hücreli karsinom
c) Büyük hücreli karsinom
d) Karsinoid tümör
e) Pulmoner blastom

Yanıt: A
Akciğer karsinomunda paraneoplastik sendromlar: 
•    Uygunsuz ADH salınımı ile hiponatremi
•    ACTH salınımına bağlı Cushing sendromu
•    Parathormon, parathormon ile ilişkili peptid, PGE ve bazı sitokinler ile hiperkalsemi
•    Kalsitonin üretimi ile hipokalsemi
•    Gonadotropinler ile jinekomasti
•    Serotonin ve bradikinin ile karsinoid sendrom
ADH ve ACTH üreten tümörler daha çok küçük hücreli karsinomdur. Hiperkalsemi, skuamöz karsinomla birlikte görülür. Karsinoid sendrom, karsinoid tümör ve küçük hücreli karsinomla görülebilir. Ayrıca Lambert-Eaton myastenik sendromu (küçük hücreli ca), daha çok duyusal olan periferik nöropati, akantozis nigrikans gibi dermatolojik hastalıklar (adenoca), lökomoid reaksiyon gibi hematolojik bozukluklar (adenoca)ve hipertrofik pulmoner osteoartropati (adenoca) görülebilir.


22) Sigara kullanımı aşağıdaki akciğer hastalıklarından hangisinin gelişiminde rol oynamaz? (2008-EYLÜL)

a) İdiyopatik pulmoner hemosiderozis
b) Sentrasiner amfizem
c) Deskuamatif intersisyel pnömoni
d) Bronşiyolit
e) Bronkojenik karsinom

Yanıt:A
Sigara bronkojenik karsinomun en önemli nedenleri arasında yer alır. Sigara içen hastalarda en sık görülen hastalık ise kronik bronşit, bronşiyolit ve çoğu kez bunlara eşlik eden sentrasiner amfizemdir. Deskuamatif intersisyel pnömoni kronik intersisyel (restriktif) bir hastalık olup sigara ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. İdiyopatik pulmoner hemosiderozis, adı üzerinde, sebebi bilinmeyen bir hastalıktır. Uzun süreli immünsüpresyona yanıt vermesi nedeni ile immünolojik bir mekanizma ile oluştuğu düşünülmektedir. Alveol boşluklarında kanama, alveol septumları ve makrofajlar içerisinde hemosiderozis görülür. 

23) Aşağıdakilerden hangisi nöroendokrin hücre kökenine sahip ve yüksek dereceli bir tümördür? (2008-EYLÜL)

a) Bronkioloalveoler karsinom
b) Bronşial karsinoid
c) Küçük hücreli karsinom
d) Mukoepidermoid karsinom
e) Adenokarsinom

Yanıt: C
Tiroidin medüller karsinomu, akciğerin küçük hücreli karsinomu, karsinoid tümör, pankreasın ada hücre tümörleri, derinin merkel hücreli karsinomu ve feokromositoma gibi tümörler nöroendokrin hücre kökenine sahip tümörlerdir. Hepsinde ortak bulgular vardır. Farklı polipeptidleri üreterek paraneoplastik sendromlara yol açabilirler. Kromogranin A, NSE, sinaptofizin gibi nöroendokrin belirleyiciler immünhistokimya ile gösterilebilir. Elektron mikroskobunda hepsinde nörosekret granülleri belirlenir. Tümör hücreleri gümüşlü boyalarla boyanırlar. Bronşial karsinoid ve küçük hücreli karsinom ortak hücre kökenine (nöroendokrin) sahip olmakla birlikte aralarında çok belirgin olarak derece ve prognoz farkı mevcuttur. Küçük hücreli karsinom en kötü prognozlu akciğer karsinomu olup atipi, mitoz ve nekroz belirgindir. Tanı konduktan sonra bir yıl içerisinde hastalar kaybedilir. Karsinoid tümör ise küçük çaplı, düşük dereceli bir tümör olup çıkarılabilir ve tedavi edilebilir.