77. Akut inflamasyonda lökositlerin damar lümeni ile interstisyel doku arasındaki hareketinin aşamaları aşağıdakilerin hangisinde doğru sıralanmıştır?
A) Marjinasyon – yuvarlanma – adezyon – göç –kemotaksi
B) Yuvarlanma – kemotaksi – marjinasyon – göç –adezyon
C) Adezyon – yuvarlanma – kemotaksi – göç –marjinasyon
D) Kemotaksi – marjinasyon – adezyon – yuvarlanma –göç
E) Göç – kemotaksi – yuvarlanma – adezyon –marjinasyon
Hücresel Olaylar : Lökositlerin ekstravazasyon ve fagositozu Lökositlerin damar lümeninden intersisyel dokuya seyahati (ekstravazasyon) birkaç basmakta gerçekleşir:
1- Lümende marjinasyon, yuvarlanma ve adezyon
2- Endotelden geçiş (transmigrasyon, diapedez)
3- İntersisyel dokuda kemotaktik bir uyarana doğru seyahat (kemotaksis) Nötrofil, monosit, lenfosit, eozinofil ve bazofiller aynı yolu kullanır.
Yanıt: A
78. İskemik hücre hasarında pH düşmesi sonucu aşağıdakilerden hangisi gelişir?
A) Mikrovillus kaybı
B) Nükleer kromatinde kümeleşme
C) Lipid birikimi
D) Endoplazmik retikulumda şişme
E) Protein sentezinde azalma
B Hipoksi ile mitokondride ATP yapımı azalır. Enerjiye bağımlı çalışan sodyum pompası bozulur. Sodyum hücre içerisinde birikince dışardan hücre içine su çeker, hücre ve organelleri şişer. Hücre enerji üretebilmek için anaerobik mekanizmaları devreye sokar, laktik asit birikir ve hücre içi Ph düşer. Buna bağlı olarak nükleer kromatin kümelenir. Şişmeye bağlı olarak ribozomlar ER dan ayrılmaya başlar, sitoplazmik membranda köpükler oluşur. Mitokondri hafif derecede şişer ve içerisinde küçük kalsiyum birikintileri oluşur. Hücre iskeleti zedelenir, mikrovillus gibi organeller kaybolur. Lipoprotein disosiasyonu ile myelin figürler oluşur. Glikoz kaybı ve protein sentezinde azalma, hücre fonksiyonunu bozar. Örneğin, koroner tıkanıklıktan 60 saniye sonra kalp kasında kontraksiyon durur ama bu hücre ölümü değildir. Bu aşamada etken ortadan kaldırılırsa hücre kendini tamir eder. Yanıt: B
(Hücre zedelenmesi ders notundan)
79. Yara iyileşmesinde yaranın kontraksiyonunu sağlayan hücre aşağıdakilerden hangisidir?
A) Makrofaj
B) Mast hücreleri
C) Endotel hücresi
D) Epitel hücresi
E) Miyofibroblast
Sekonder Yara İyileşmesi
İnflamatuar ülserler, apse, büyük yaralanmalar, infarktüs gibi yara dudaklarının birbirine uzak olduğu komplike yaralardır. İyileşmenin sağlanabilmesi için varsa yabancı cisim ve enfeksiyon gibi olayların giderilmesi gerekir. Doldurulması gereken defekt büyük olduğundan daha fazla granülasyon dokusunun yapılması gerekir. Sekonder yara iyileşmesi geç ve güç olur. Primer yara iyileşmesinden en önemli farkı myofibroblastların yaptığı yaranın kontraksiyonudur. Böylece yara dudakları birbirine yanaşır. Yanıt: E
80. Nörohümoral regülasyon bozukluğunda gelişen ödemin fizyopatolojik nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hidrostatik basınç artışı
B) Hipoproteinemi
C) Lenfatik obstrüksiyon
D) Sodyum birikimi
E) İnflamasyon
Yanıt: A
Bakınız: Tablolar: Ödem gelişimi
81. Apoptozun ekstrensek yolunda, sinyal iletiminde görev alan başlatıcı kaspaz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kaspaz 2
B) Kaspaz 3
C) Kaspaz 6
D) Kaspaz 8
E) Kaspaz 9
Apoptozda intrensek ve ekstrensek olmak üzere 2 mekanizma rol oynar. Ekstrensek yol: Hücre yüzeyindeki ölüm resptörleri TNF reseptör ailesindendir. En iyi bilinen TNFR1 ve ilişkili olduğu Fas proteinidir. Fas ligand (FasL) ile birleşince kaspazlar aktive olur ve apoptoz devreye girer. Burada ilk aktive olan ve olayı tetikleyen kaspaz 8’dir. (Bunu daha önce yazmış olsamda, daha sonra çok detaylı olduğunu düşünüp nottan çıkarmıştım. ÖSYM benden farlı düşünmüş.)
İntrensek (mitokondrial) yol: Mitokondrial permeabilite artışı ve proapoptotik moleküllerin sitoplazmaya salınımı ile olur. Büyüme faktörleri ve diğer sağkalım sinyalleri anti-apoptotik Bcl-2 protein ailesini uyarır. En önemli anti-apoptotik proteinler Bcl-2 veBcl-x dir. Bcl-2, foliküler lenfomada rol alan onkogendir. Sağkalım sinyalleri kaybolursa, bu iki protein yerini Bak, Bax ve Bim gibi pro-apoptotik olanlara bırakır ve mitokondrial permeabilite artar. Sitokrom oksidaz gibi enzimler salınarak kaspazları uyarır. (Hücre zedelenmesi ders notundan) Yanıt: D
82. Tendon kılıfında saptanan ganglion ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Sinovyal hücrelerden köken alır.
B) Eklem boşluğu ile ilişkilidir.
C) Bağ dokusunun miksoid ve kistik dejenerasyonu ile oluşur.
D) Neoplastik bir lezyondur.
E) Asemptomatik ve kendiliğinden gerileyen şişlikler oluşturur.
Ganglion neoplazik değil dejeneratif bir lezyondur. Fibröz duvarlı, müsinöz sıvı içeren kistik bir lezyondur. Belirgin bir döşeyici epitel içermez (pseudokist). Herhangi bir hücreden köken almaz. En sık el bileği çevresinde, yumuşak doku içerisinde yerleşen bir lezyondur. Tekrarlayan travmauya sekonder oluşabilir. Nadiren eklem boşluğu ile ilişkili olabilir. (Sternberg’s Diagnostic Surgical Pathology, 5. Ed, Volume 1, sayfa: 214-215) Yanıt: C
83. Aşağıdakilerden hangisi hücre adezyon protein gruplarından biri değildir?
A) İmmünoglobulin
B) Kaderin
C) İntegrin
D) Fibrillin
E) Selektin
Bakınız: Tablolar: Endotel ve lökosit adezyon molekül çiftleri Fibrillin, ekstraselüler matriks elemanı olan bir glikoproteindir. Dolayısı ile hücrelerin yüzeyinde yer almaz. OD geçişli Marfan sendromunda fibrillin defekti sonucu iskelet, göz ve kardiyovasküler sistem defektleri görüldü. Bkz. Tablolar: bazı Mendelian hastalıkların fonksiyonel sınıflanması Yanıt: D
84. Aşağıdaki nevuslardan hangisinde dermal fibrozis yanı sıra dentritik ve yuvalanma oluşturmayan melanositlerin infiltrasyonu vardır?
A) Bileşke nevus
B) Mavi nevus
C) Spitz nevus
D) Halo nevus
E) Displastik nevus
Bence gereksiz bir soru bu. Mikroskopik inceleme yapmayan biri bu detayları nereden bilsin. Neyse zaten bana sormayacaklar ve bu tür sorular ile karşılaşabileceğiz. Yine de her lezyonun mikroskopisini anlatmak yada çalışmak mümkün değil.
Mavi (blue) nevüs: El ve ayak sırtında sık yerleşen, hafif kabarık, erişkinde daha sık görülen bir lezyondur. Mikroskopik incelemede dermiste, iyi sınırlı pigmente alan görülür. Dendritik melanositler ve makrofajlar içerisinde melanin pigmenti birikir. Zemin genellikle dezmoplaziktir.
Spitz nevüsü sorarken çocuklarda sık olması ve mikroskopik olarak atipi içerip maliğn melanom ile karışması vurgulanabilir. Halo nevüs çevresinde soluk bir halka içerir (halo). Mikroskopik incelemede bu alanın lenfositik infiltrasyon olduğu görülür. Displastik nevüs maliğn melanom öncüsüdür. Bileşke nevüs ise, epidermisin bazal tabakasına tutunan, henüz dermis içerisine göç etmemiş, erken dönem nevüstür. Hücrelerin bir kısmı dermis içerisine göç edince bileşik (kompaund) nevüs; tümü epidermisten kopup dermise taşınında intradermal nevüs oluşur. Yanıt: B
85. Aşağıdakilerin hangisinde gonad dışı ve genellikle mediastinal germ hücreli tümör görülme riski yüksektir?
A) 5-α redüktaz enzim eksikliği
B) Androjen duyarsızlığı sendromu
C) Klinefelter sendromu
D) Trizomi 21 sendromu
E) Turner sendromu
Klinefelter sendromu erkekde en sık hipogonadizm nedenlerinden biridir. Puberteden önce tanı koymak zordur. Bu hastalarda meme karsinomu riski normal erkeğe göre 20 kat artmıştır. Ayrıca ekstragonadal germ hücre tümörleri ve SLE gibi otoimmün hastalık riski yüksektir. (Robbins and Cotran, Pathologic Basis of Disease 8. Ed, sayfa 165) Yanıt: C
86. Aşağıdaki primer glomerülonefrit tiplerinden hangisi mezengial ve paramezengial birikimler ile karakterizedir?
A) Postenfeksiyöz glomerülonefrit
B) Goodpasture sendromu
C) Membranöz glomerülonefrit
D) Minimal değişiklik hastalığı
E) IgA nefropatisi
Online deneme sınavı: 7 Soru:13
Ig A Nefropatisi (BERGER HASTALIĞI)
Çocuk ve genç erişkinlerde ÜSYE takiben bir-iki gün içinde gros hematüri ile ortaya çıkar. Hematüri birkaç gün sürer ve birkaç ayda bir tekrarlar. Hafif proteinüri ve nadiren nefrotik sendrom gelişebilir. Dünyada en sık görülen glomerüler hastalık olup tekrarlayan mikroskopik veya gros hematürinin en sık nedenidir. Mezenjiumda IgA birikir. Kesin tanı immünfloresan inceleme ile konur. Bazı HLA ve kompleman fenotipleri ile ilişkili olduğundan genetik etki sözkonusu olabilir. Virüs, bakteri, gıda proteinleri gibi etkenlerle mukozal IgA sentezinin arttığı ve bunların mezenjiuma yerleşerek alternatif kompleman yolunu uyardığı öne sürülmüştür. Çöliak hastalığında ve IgA komplekslerinin temizlenmesinde görev alan karaciğerin hastalıklarında Berger hastalığı oluşabilir. Henoch-Schönlein purpurasında da benzer şekilde mezenjial IgA birikimi görülür ve iki hastalığın ilişkili olduğu ileri sürülmektedir.
Işık mikroskobisinde bulgular değişkendir:
• Glomerül normal olabilir.
• Mezenjiumda genişleme ve proliferasyon (mezenjioproliferatif GN)
• Bazı glomerüllerde segmental proliferasyon (fokal proliferatif GN)
• Nadiren belirgin kresentik GN
İmmunfloresan ile karakteristik olarak mezenjiumda IgA birikimi; eşlik eden C3 ve az oranda IgG veya IgM birikimi görülür. Erken kompleman bileşikleri genellikle görülmez. Çünkü Ig A komplemanı alternatif yoldan uyarır. EM ile, mezenjiumda birikimler görülür. Çocuklarda iyi gidişli olmakla birlikte erişkinlerde yavaş olarak ilerler. 20 yıl sonra olguların %15-40’ında KBY gelişir. Transplantasyondan sonra tekrarlayabilir. (Ders notu: Ürogenital sistem patolojisi: Glomerüler hastalıklar) Yanıt: E
87. Aşağıdakilerden hangisinde venöz tromboz riski daha yüksektir?
A) Kardiyomiyopati
B) Oral kontraseptif kullanımı
C) Gebelik
D) Metastatik kanser
E) Orak hücreli anemi
Yanıt: D (Aynı soru: Tekrar soruları: 180)
Trombüs Riski Taşıyan Durumlar
• Primer (genetik)
Faktör V mutasyonu
Antitrombin III yetmezliği
Protein C veya S yetmezliği
Fibrinoliz defektleri (t-PA tetmezliği)
• Sekonder (edinsel)
Yüksek riskli
Uzamış yatak istirahati ve immobilizasyon
Myokard enfarktüsü
Atrial fibrilasyon
Doku hasarı (kırık,yanık,cerrahi)
Kanser Kalp kapak protezleri
DIC
Heparinin yol açtığı trombositopeni sendromu
Antifosfolipid antikoru sendromu (Lupus antikoagulanı)
Düşük riskli
Kardiyomyopati
Nefrotik sendrom
Östrojen artışı (gebelik)
Oral kontraseptif kullanımı
Orak hücreli anemi
Sigara
88. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde RET protoonkojen mutasyonu görülme sıklığı yüksektir?
A) Akciğerin küçük hücreli karsinomu
B) Tiroidin medüller karsinomu
C) Memenin bazal benzeri invaziv karsinomu
D) Ailesel nonpolipozis kolon adenokarsinomu
E) Gastrointestinal stromal tümör
Yanıt: B Bakınız: Neoplazi ders notu: sayfa: 6 Onkogenler ve ilişkili olduğu tümörler tablosu
89. Aşağıdakilerden hangisi Hodgkin lenfomanın klasik formlarından biri değildir?
A) Nodüler lenfosit baskın
B) Lenfosit zengin
C) Karışık hücreli
D) Nodüler sklerozan
E) Lenfosit fakir
Bakınız: Lenfoma ve Lösemiler ders notu: sayfa 3
WHO klasifikasyonu Online deneme sınavı:1 Soru:7
Lenfosit baskın tip: Nadirdir. Olguların %5 kadarını oluşturur. Beniğn histiositler ile karışık küçük lenfosit infiltrasyonu görülür. Tipik Reed- Sternberg hücreleri azdır. Lenfohistiositik varyant (popkorn hücre) sıktır. Eozinofil, plazma hücresi ve nötrofiller az olup nekroz ve fibrozis izlenmez. L&H (lenfohistiositik) varyant denilen neoplazik hücreler, CD20 gibi B hücre ve BCL6 gibi germinal merkez fenotipi gösterir. %3-6 olguda diffüz B hücreli lenfomaya dönüşür. EBV ile ilişkili değildir. Hastaların çoğu 35 yaş altı, erkeklerdir. Servikal yada aksiller lenfadenopati sık olup mediasten yada kemik iliği tutulumu nadirdir. Tekrarlama riski olsa da, prognoz mükemmeldir.(Lenfoma-Lösemi ders notu) Yanıt: A
90. Aşağıdaki diabetes mellitus tiplerinden hangisinde glukokinaz enzim inaktivasyonu görülür?
A) Tip 1 diabetes mellitus
B) Neonatal diabetes mellitus
C) Gestasyonel diabetes mellitus
D) Tip 2 diabetes mellitus
E) Mitokondriyal diabetes mellitus
Bu sorunun patoloji ile ilişkisini anlayamadığımdan açıklamayı erbabına bırakıyorum. Biyokimya daha uygun olur. Yanıt: C
91. I. Antrumu tutar.
II. Asit sekresyonu azalmıştır.
III. Karsinoid tümör gelişmesine neden olabilir.
IV. Gastrin sekresyonu azalmıştır.
Otoimmün gastrit için yukarıdakilerden hangileri doğrudur?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Otoimmün gastrit, kronik gastrit olgularının %10’dan azını oluşturur. İnflamasyon korpus ve fundusda belirgin olup antrumu tutmaz ve asit düzeyi azaldığı için hipergastrinemi mevcuttur. Parietal hücre ve intrensek faktöre karşı oluşan antikorlar nedeni ile parietal hücreler azalır. Asit sekresyonu azalınca gastrin düzeyi artar. İntrensek faktör eksikliği B12 emilimini bozar ve megaloblastik anemiye yol açar. Azalmış asit seviyesine yanıt olarak antrumda gastrin üreten endokrin hücrelerde hiperplazi gelişir. Zamanla gastrin artışı korpus ve fundusdaki endokrin hücreleri de uyarır ve bu zeminden düşük dereceli nöroendokrin tümörler (karsinoid) gelişebilir. Yanıt: C
92. Özelleşmiş bağ dokuları arasında yalnızca kemikte bulunan, serum düzeyi ölçülebilen ve osteoblastik aktivite için duyarlı ve özgün protein aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fibronektin
B) Osteonektin
C) Alkalen fosfataz
D) Trombospondin
E) Osteokalsin
Kemikte farklı fonksiyonlar içeren ve kemik matrikse bağlı olarak bulunan nonkollajenöz proteinler bulunur. Osteopontin, osteonektin, osteokalsin gibi… Bunlardan yanlıca osteokalsin kemiğe has bir proteindir. Serumda ölçülebilir ve osteoblastik aktivitenin duyarlı ve özgün bir belirleyicisidir. Yanıt: E
93. Sigara ile ilişkisi en belirgin kronik interstisyel akciğer hastalığı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sarkoidoz
B) Nonspesifik interstisyel pnömoni
C) Pulmoner alveolar proteinozis
D) Deskuamatif interstisyel pnömoni
E) Aşırı duyarlılık pnömonisi
Deskuamatif intersisyel pnömoni (DIP) 4.-5. On yılda kendini gösteren, erkeklerde 2 kat sık olan, dispne, kuru öksürük ve çomak parmak ile karakterli bir tablodur. Pulmoner fonksiyon testleri hafif restriktif bir tabloyu gösterir. Hastaların hemen tümü sigara içicisidir. Sigara bırakıldığında, steroid tedavisine yanıt %100 dür. Yanıt: D
94. Otuz beş yaşında erkek hasta baş ağrısı, hâlsizlik, dispne ve taşikardi şikâyetleriyle başvuruyor. Hastanın öyküsünden, bir hafta önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği öğreniliyor. Laboratuvar incelemelerinde hemoglobin değeri düşük ve direkt Coombs testi pozitif bulunuyor. Bu bulgular aşağıdaki aşırı duyarlılık reaksiyon tiplerinden hangisi ile uyumludur?
A) Tip I
B) Tip II antikora bağlı
C) Tip III immün kompleks
D) Tip IV gecikmiş tip
E) Tip IV hücresel sitotoksisite
Yanıt: B Bu da çok sıkıcı. Dahiliyeciler yanıtlarsa daha iyi olur.
95. Aşağıdaki sinir sistemi tümörlerinden hangisi için 1p ve 19q kaybı önemli bir moleküler genetik değişikliktir?
A) Oligodendrogliom
B) Ependimom
C) Medulloblastom
D) Astrositom
E) Menenjiyom
Oligodendrogliom, daha çok 4.-5. on yılda görülen bir SSS tümörüdür. Gliomların yaklaşık %5-15 kadarını oluşturur. Serebrak hemisferlerde, beyaz cevherde yerleşir. Astrositik tümörlerden ayırımında, %80 olguda belirlenen 1p ve 19q kaybı önem taşır. Yüksek dereceli astrositik tümörlerden farklı olarak, EGFR gen amplifikasyonu görülmez. (TUS için çok zor bir soru bence) Yanıt: A
96. Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer hastalığının patolojik bulgularından biri değildir?
A) Nörofibriler yumaklar
B) Nöritik plak
C) Lafora cisimcikleri
D) Amiloid anjiyopati
E) Granülovakuoler dejenerasyon
Lafora cisimcikleri nöronların sitoplazmasında görülen, glikozaminoglikan, ısı-şok proteinleri ve ubiquitin içeren yapılar olup myoklonik epilepsi için karakteristiktir. Yanıt: C
97. İğsi hücreli demetler ile epiteloid hücre grupları içerebilen bifazik malign yumuşak doku tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Leyomiyosarkom
B) Fibrosarkom
C) Rabdomiyosarkom
D) Malign fibröz histiositom
E) Sinovyal sarkom
(Tekrar soruları: sayfa 14: soru 134; Online deneme sınavı:4 Soru:9)
Mikst (bifazik) tümörler: Tek bir hücreden köken aldığı halde hem epitelial hemde mezenşimal diferansiasyon gösteren tümörlerdir. Mikroskobik incelemede hem epitel hücrelerinden oluşan gland benzeri yapılar, hemde mezenşimal hücrelerin oluşturduğu bağ dokusu elemanları görülür.
-Pleomorfik adenom
-Fibroadenom
-Wilms tümörü
-Sinovial sarkom
-Maliğn mezotelioma
- Uterusun mikst müllerien (mezodermal) tümörleri (karsinosarkom)
-Memenin filloides tümörü Yanıt: E
98. Bowen hastalığı ve Bowenoid papulozis aşağıdaki HPV tiplerinden hangisi ile en sık ilişkilidir?
A) 1
B)6
C) 11
D) 16
E) 31
Penisin displazik lezyonları:
Lokal invazyon yada metastaz olmadan, epitel içerisinde sınırlı maliğnite bulgularıdır. HPV ile ilişkili Bowen hastalığı ve Bowenoid papülozis bu grupta yer alır. En sık tip 16 DNA ile ilişkilidir. Bowen hastalığı genellikle tek, kalınlaşmış, gri -beyaz, opak plak şeklinde görülür. Mukozal bölgelerde kırmızı, parlak plaklar şeklinde görülürse, Queyrat eritroplazisi denir. %10 maliğnleşme oranı vardır. Bowenoid papülozis, seksüel olarak aktif olanlarda, daha erken yaşta ve multiple odaklar olarak görülür. Çoğu olguda kendiliğinden geriler. Maliğniteye dönüşmez. (Böbrek ve erkek genital sistemi ders notları) Yanıt: D