Açıklamalarda Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease, 2010 baskısı (en son baskı), sitenin ders notu, soruları ve tabloları kullanılmıştır.

77. Pankreasın en sık görülen malign tümörü aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Duktal adenokarsinom
 
B) Asiner hücreli karsinom 
C) Adenoskuamöz karsinom 
D) Pankreatoblastom 
E) Medüller karsinom

Pankreasın en sık görülen maliğn tümörü duktal epitel hücrelerinden köken alan infiltratif duktal adenokarsinomdur. En sık ölüme yol açan maliğ tümörler arasında; akciğer, kolon ve meme karsinomundan sonra, 4. Sıradayer alır. 10 yıllık sağ kalım oranı %5’den azdır.

78. Aşağıdakilerden hangisi, lenfosit aktivasyon ve fonksiyonlarını azaltarak antiinfl amatuvar ve immünosupresif etki yapar? 
A) Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF) 
B) Epitelyal büyüme faktörü 
C) Transforme edici büyüme faktörü beta 
D) İnterlökin–2 
E) Gama interferon

TGF-beta (dönüştürücü büyüme faktörü beta) farklı özellikleri bir arada içerir. Çoğu epitelyum hücresinde çoğalmayı inhibe eder. Kuvvetli fibrojenik etkiye sahiptir. Fibroblastların kemotaksisi ve kollajen, fibronektin, proteoglikan üretmesini sağlar. Güçlü bir antiinflamatuar etkiye sahiptir. (Tablolar-Büyüme Faktörleri)

79. Yardımcı T hücre 1 (Th1) lenfositler aşağıdakilerden hangisini salgılar? 
A) Heparin 
B) İnterlökin–4 
C) İnterlökin–17 
D) Histamin 
E) Gama interferon

CD4(+) T lenfositleri antijenle karşılaşınca IL-2 salgılayarak T lenfositlerinin çoğalmasını ve antijene spesifik lenfositlerin artmasını sağlar. Bu lenfositlerin bir kısmı farklı sitokiner salgıayan 3 alt gruba ayrılır. 
TH1: İnterferon gama salgılayarak makrofajları uyarır. Hücresel immünitede önemli rol oynar. Makrofajların epitelioid hücrelere dönüşmesini sağlar. 
TH2: 1L-4 salgılayarak B lenfositlerinin IgE üreten plazma hücrelerinde dönüşmesini sağlar ve IL-5 salgılayarak eozinofilleri uyarır. 
TH17: IL-17 tarafından uyarıldığı için bu isim verilen lenfositler, nötrofil ve monositleri uyararak inflamatuar olaylarda rol alır.

80. Apoptotik hücrenin makrofajlarca ortadan kaldırılmasında, ölü hücrenin yüzeyinde oluşan aşağıdaki reseptörlerden hangisi kullanılır? 
A) Fosfatidil serin
 
B) Kompleman 
C) Toll benzeri 
D) Mannoz 
E) Fc

Apoptoz, nekrozdan farklı olarak, inflamatuar yanıt oluşturmaz. Oluşan apoptotik cisimcikler ortamdaki makrofajlar tarafından fagosite edilerek temizlenir. Fagositik tanınmayı sağlayan, apoptotik hücre membranlarında eksprese edilen fosfotidil serin ve trombospondin dir. (Site: Hücre Zedelenmesi ders notu )

81. DNA tahribi olduğunda p53 proteini, aşağıdaki moleküllerden hangisi aracılığı ile hücre siklusunu G1 fazında durdurarak tamir mekanizmasını başlatır? 
A) Retinoblastom proteini 
B) Siklin bağımlı kinaz 4 
C) Siklin D 
D) Siklin bağımlı kinaz inhibitörü p21 
E) Büyüme faktörleri

Hücrede stres ve DNA hasarı sonucunda uyarılan p53 tümör süpresör geni, p21 aracılığı ile etki ederek G1-S fazı geçişini durdurur. DNA tamiri için süre kazanılır. Tamir başarılı olmazsa, p53 bu kez de Bax genini uyararak apoptoa yolu ile mutant hücrenin ölmesini sağlar. Böylece tümör gelişimini süprese edici rol oynar. (Site: Neoplazi ders notu, sayfa 8)

82. Aşağıdakilerden hangisi, akut infl amasyonda rol oynayan, plazma proteinleri kaynaklı mediyatördür? 
A) Histamin 
B) Prostaglandin 
C) Reaktif oksijen türevleri 
D) Lipoksin 
E) Bradikinin

Kinin sistemi, kompleman sistemi ve bazı pıhtılaşma sistemi ürünleri, inflamasyonda rol oynayan plazma kaynaklı mediatörlerdir. (Site: Tablolar, akut inflamasyona mediatörler)

83. Karaciğerde portal alanlarda plazma hücresinden zengin, yangısal hücre infi ltrasyonu varlığı aşağıdaki hastalıklardan hangisinin tanısını destekler? 
A) Kronik hepatit B 
B) Otoimmün hepatit 
C) Wilson hastalığı 
D) α1–antitripsin eksikliği 
E) Alkolik karaciğer hastalığı

Otoimmün hepatit, otoimmün hastalıkların çoğunda olduğu gibi, kadınlarda daha sık olup diğer otoimmün hastalıklar ile birlikte görülebilir. Histolojik olarak kronik hepatit tablosu görülür. Lenfosit ve plazma hücre infiltrasyonu ön plandadır. Portal traktüs ve heptik lobül arasındaki bileşke bölgesinde, plazma hücre kümlerinin varlığı karakteristiktir. Kesin tanı otoantikorların belirlenmesi ile konulur.

84. Yirmi beş yaşında erkek hasta hematüri şikâyetiyle başvuruyor. Yapılan böbrek biyopsisinde vasküler yapılarda nekrotizan infl amasyon saptanıyor. İleri tetkikler ile hasta poliarteritis nodosa tanısı alınıyor. Bu hastada vasküler yapılarda saptanan nekroz tipi aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Koagülasyon nekrozu 
B) Gangrenöz nekroz 
C) Fibrinoid nekroz 
D) Kazeifi kasyon nekrozu 
E) Likefaksiyon nekrozu

Poliarteritis nodoza küçük-orta çaplı muskuler arterleri etkileyen, böbrek ve diğer organları tutan ama pulmoner dolaşımı tutmayan bir vaskülittir. Damar duvarında segmental, transmural nekrotizan inflamasyon oluşturur. İmmün kompleksler ile (%30 HBsAg-HBsAb) ilişkili olabilir ve diğer immün kompleks (tip 3 hipersensitivite) hastalıklarında olduğu gibi, etkilenen bölgelerde fibrinoid nekroz görülür. (Site: Hücre zedelenmesi ders notu-nekroz)

85. Aşağıdaki sendromlardan hangisinde, DNA onarım gen hasarı vardır ve poliple ilişkisiz herediter kolon kanserleri görülür? 
A) Lynch sendromu
 
B) Peutz–Jeghers sendromu 
C) Cowden sendromu 
D) Multipl endokrin neoplazi tip 1 
E) Li–Fraumeni sendromu

Herediter nonpolipozis kolorektal karsinom (Lynch sendromu) çekum ve proksimal kolonda yerleşen tümörler ile karakterli, DNA tamir genlerinde defekt sonucu gelişen bir sendromdur. En sık görülen kanser predispozisyon sendromudur. Protoonkogen ve tümör süpresör genlerde oluşan mutasyonlar tamir edilemez ve tümör riski artar. Kolon tümörleri, alışıldığın aksine, polip zemininden gelişmez. İnce barsak, over ve endometrium tümörleri de görülebilir. (Site: Neoplazi ders notu sayfa:8)

86. Pansitopenisi olan bir hastanın kemik iliği aspirasyon yaymasında blast oranı %10 olarak saptanıyor. Eritroid prekürsörlerde çekirdek düzensizliği, miyeloid prekürsörlerde granüllerin az olduğu ve megakaryositlerin hemen hepsinin tek loblu olduğu dikkat çekiyor. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Akut lösemi 
B) Multipl miyelom 
C) Miyelodisplastik sendrom 
D) Kronik miyeloid lösemi 
E) Miyelofi brozis

Myeloid seri hastalıkları patolojiden çok dahiliyede sorulur ama arada bir karşımıza çıkıyor. Ders notlarından okuyabilirsiniz. 
(Site: Ders Notları: Lenfoma ve lösemiler, sayfa 9)

87. Aşağıdaki lenfomalardan hangisi, immünohistokimyasal olarak siklin D1 pozitifl iği gösterir? 
A) Ekstranodal NK/T hücreli lenfoma 
B) Marjinal zon lenfoma 
C) Burkitt lenfoma 
D) Mantle hücreli lenfoma 
E) Anaplastik büyük hücreli lenfoma

Mantle zon lenfoma 4-5. onyılda ve erkeklerde daha sık görülen B hücreli lenfomadır. 11. kromozomda yerleşen siklin D1 gen loküsü ile 14. kromozomda yerleşen IgH loküsü arasındaki translokasyon sonucu siklin D1 uyarılır ve hücre siklusunda G1-S fazı geçişi yani hücre proliferasyonu hızlanır. (Site: Sorular: Avrupa Patoloji Board Sınavı: soru: 16, Neoplazi ders notu: sayfa:7; Lenfoma ders notu: sayfa:5)

88. Memenin fi lloid tümörü aşağıdaki yapıların hangisinden gelişir? 
A) İntralobüler bağ dokusu hücreleri 
B) Duktus miyoepitel hücreleri 
C) Perivasküler hücreler 
D) İnterlobüler bağ dokusu hücreleri 
E) Parankim yağ hücreleri

Memenin stromal tümörleri intralobüler ve interlobüler kökenli olarak ikiye ayrılır. İntralobüler kökenli stromal tümörler fibroadenom ve filloides tümörüdür. İnterlobüler kökenli stromal tümörler arasında en sık görülen ise lipomdur. (Site: Sorular: Meme ve kadın genital sistemİ, soru:48)

89. Kolon divertikülleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? 
A) Genç yaşlarda görülür. 
B) Çoğunlukla doğuşta mevcuttur. 
C) Cerrahi müdahale gerektiren komplikasyon olasılığı yüksektir. 
D) Lezyonların çoğu gerçek divertiküldür. 
E) Sigmoid kolonda daha sık görülmektedir.

Divertiküler hastalık, kolonik mukoza ve submukozanın, edinsel pseudodivertiküller şeklinde, dışa doğru uzanması ile oluşur. 30 yaş altında nadir olmakla birlikte, batılı ülkelerde, 60 yaş üzerinde sıklığı %50 civarındadır. Genellikle çok sayıda olup divertikülozis olarak adlandırılır. Japonya ve endüstrileşmemiş toplumlarda sıklığı az olup beslenme tarzı ile ilişkili olabilir. Lümen içi basınç artışı ve yaşla birlikte bağ dokusunun zayıflamasına bağlı gelişir. En sık sigmoid kolonda yerleşir. Gerçek, konjenital divertiküllerden farkı, divertikül duvarında muskularis proprianın çok ince yada hiç olmamasıdır. Çoğu kişi hayatı boyunca asemptomatik olup tesadüfen görülebilir. %20 hastada klinik tablo oluşturur. En sık görülen komplikasyonu divertikülittir. Peridivertikülit ve perforasyonda görülebilir. (Site: Çalışma Soruları: GİS Çalışma Soruları: 40)

90. Mediastende kitle saptanan 25 yaşındaki erkek hastada, 
I. Diffüz büyük B–hücreli lenfoma 
II. Foliküler lenfoma 
III. Hodgkin lenfoma 
IV. Burkitt lenfoma V. Küçük lenfositik lenfoma 
VI. Lenfoblastik lenfoma 
lenfoma tiplerinden hangileri öncelikle düşünülmelidir? 
A) I, II ve IV 
B) I, III ve VI 
C) I, IV ve VI 
D) II, IV ve V 
E) III, IV ve V

Bu soruyu yanıtlamak için lenfomayı öğrenmiş ve sindirmiş olmak gerekiyor. 
25 yaşında bir hastada foliküler lenfoma ve küçük lenfositik lenfoma düşünülmez. Burkitt lenfoma ise daha çok çocukluk çağında ve mediasten yerine batında yerleşir. Mediastende lenfoma deyince çocuk ve gençlerde, T hücreli lenfoblastik lenfoma, Hodgkin lenfoma ve çoğunlukla ileri yaşta görülsede %5 oranında çocuklarda ve gençlerde görülebilen diffüz büyük B hücreli lenfoma akla gelir. 
(Site: Ders Notları: Lenfoma ve Lösemiler)

91. Ailesel adenomatöz polipozis nedeniyle 17 yıl önce profi - laktik total kolektomi yapılmış olan hastada gastrointestinal kanser gelişiyor. Bu hastada aşağıdaki bölgelerden hangisinde kanser gelişme riski en yüksektir? 
A) Özofagus 
B) Proksimal ileum 
C) Jejunum 
D) Ampulla 
E) Terminal ileum

FAP nedeni ile kolektomi olmuş hastalarda tümör riski tamamen ortadan kalkmaz. Ampulla Vateri başta olmak üzere ince barsak ve mide karsinomları gelişebilir.

92. Aşağıdakilerden hangisi, glomerül bazal membran yapısında yer almaz? 
A) Kollajen 
B) Fibronektin 
C) Podosin 
D) Entaktin 
E) Laminin

Glomerül bazal membranı tip IV kollajen, laminin, fibronektin, proteoglikanlar ve benzer maddelerden oluşur. Podosin ise, viseral epitel hücrelerinin (podosit) ayksı çıkıntılarının (pedisel) ucunda yerleşen bir protein olup bazal membran yapısında yer almaz. (Site: Ders Notları: Böbrek hastalıkları, histoloji)

93. Aşağıdaki tümör supresör genlerden hangisinin mutasyona uğradığı durumda, akciğer ve kolorektal kanserlerde kemoterapi ve radyoterapiye direnç görülür? 
A) RB 
B) p53 
C) WT–1 
D) BRCA–1 
E) APC/β–katenin

p53 TUS’un favorisi olmaya devam ediyor çünkü hücre proliferasyonun, DNA tamirinin ve apoptozun düzenlenmesinde önemli rolü var. Bu mekanizmaların bozulması tümör riskini arttırdığından, pek çok tümörde p53 mutasyonunun görebiliyoruz. Bu mutasyonun varlığı bazı tümörlerde kötü prognoz ve tedaviye direnci gösteren bir faktör olarak da kabul ediliyor. Kemoterapi ve radyoterapi, etkilerini tümör hücrelerinde DNA hasarı oluşturmak ve onları apoptoza sevk etmek suretiyle gerçekleştiriyorlar. Tümör hücresi normal p53 içeriyorsa, apoptoz gerçekleşiyor. p53 mutasyonu varsa, apoptoz engellendiğinden, kemoterapi ve radyoterapinin etkisi azalıyor.

94. Sjögren sendromunun birlikte görüldüğü hastalıklar arasında en sık olanı aşağıdakilerden hangisidir? 
A) Skleroderma 
B) Vaskülit 
C) Polimiyozit 
D) Amiloidoz 
E) Romatoid artrit

Bu sınavın en kolay patoloji sorularından biri bu diye düşünüyorum. Sjögren sendromu, göz yaşı ve tükrük bezlerinin immünolojik olarak zedelenmesi sonucunda, göz ve ağız kuruluğunun ön planda olduğu, otoimmün bir hastalıktır. Daha nadir olarak tek başına görülüp (primer form) sikka sendromu denirse de, en sık diğer bir otoimmün hastalıkla, özellikle de romatoid artrit ile birlikte görülür.

95. Aşağıdakilerden hangisi intrensek tirozin kinaz aktivitesi olan reseptöre bağlanarak fonksiyon görür? 
A) Epitelyal büyüme faktörü
 
B) Sitokinler 
C) Kemokinler 
D) Östrojen 
E) Parathormon

Eski sorulara kıyasla zor bir soru bu. Epitelial büyüme faktörü tirozin kinazı uyararak hücre proliferasyonunu başlatır. Bu doku tamiri ve rejenerasyon için gerekli bir mekanizma olmakla birlikte, bu mekanizmayı yöneten genlerde oluşan mutasyonlar, çoğalma etkisini ve tümör riskini arttırır. Eğer bu genlerde mutasyon belirlenirse, tirozin kinaz inhibitörleri (ör: Transtuzumab ve İmatinib) tümör tedavisinde kullanılır. (Site: Ders Notları: Neoplazi)

96. Somatostatin, pankreasın aşağıdaki hücrelerinin hangisinden salgılanır? 
A) B hücreleri 
B) D hücreleri 
C) A hücreleri 
D) PP hücreleri 
E) Kulchitsky hücreleri

Bu soru histoloji sorusu. Kolay bir soru ve tartışılacak bir yanı yok. Sanırım çoğunuz yapmışsınızdır.

97. Aşağıdakilerden hangisi, kronik iltihap olmasına rağmen histopatolojik olarak nötrofi l açısından zengindir? 
A) Kronik piyelonefrit 
B) Kronik plörit 
C) Kronik osteomiyelit 
D) Kronik interstisyel pnömoni 
E) Tüberküloz

Bu soru beni şaşırttı çünkü hocalık yaptığım dönemde en çok sevdiğim sorularımdan biriydi. Benimle benzer tarzda düşünen biri hazırlamış. Aynı soru sitenin tekrar sorularında da var. Kronik inflamasyon olduğu halde nötrofilleri içerebilen lezyonlara en sık örnekler: Sigara içenlerin kronik bronşiti, kronik osteomyelit, kolitis ülseroza ve H. pylori gastriti. Bunlara aktif kronik inflamasyon da diyoruz. (Site: Tekrar Soruları: 21)

98. Hücre yaralanmasında, hücre içi enzimleri aktive ederek geri dönüşsüz yaralanmanın oluşmasında aşağıdakilerden hangisi etkilidir? 
A) Sodyum 
B) Kalsiyum 
C) Magnezyum 
D) Potasyum 
E) Klor

Geri dönüşümsüz hücre zedelenmesinde, membranlarda kalıcı hasarın oluşması ve ATP yapımının yeniden başlayamaması en önemli iki nedendir. Zedelenen hücre membranından geçerek hücre içine giren kalsiyum, mitokondriye çökerek ATP yapımını kalıcı olarak ortadan kaldırır. Ayrıca zedelenmiş lizozomal membranlardan açığa çıkan yıkım enzimlerini aktive ederek otolizi başlatır. Bu nedenle, kalsiyom geri dönüşümsüz zedelenme yani hücrenin ölümünde önemli bir mediatördür. (Site: Ders Notları: Hücre Zedelenmesi)