Notice: Use of undefined constant JMF_THEMER_MODE - assumed 'JMF_THEMER_MODE' in /home/tusdapatoloji/public_html/plugins/system/djjquerymonster/djjquerymonster.php on line 187
1998-2001 TUS
Yazdır
Kategori: Çıkmış Tus Soruları
Gösterim: 18939


1)    Tip III hipersensitivite reaksiyonu hangisi ile ilgilidir?
 (1998 NİSAN)
a)    T-sitotoksik hücreler
b)    Mast hücreleri
c)    İmmun kompleks
d)    Ig E
e)    Bazofiller

Tip III hipersensitivite reaksiyonu immün kompleks oluşumu ile ilişkilidir. Sistemik formu serum hastalığı, lokalize formu Arthus reaksiyonu olarak adlandırılır.
Cevap – C

2)    Aşağıdakilerden hangisi hepatosellüler karsinoma yol açan kanserojenlerden biridir?          (1998 NİSAN)
a)    Nitrozamin
b)    Anilin
c)    Nitrozüre
d)    Aflatoksin
e)    Asbest

Aflatoksin B1; Aspergillus flavus’un ürünü olan doğal bir kimyasal prokarsinojendir. Vücuda alındıktan sonra karaciğerde metabolize olur ve metaboliti karsinom oluşumundan sorumludur (indirekt etki). Özellikle Afrika ve Uzak Doğu’da önemli bir hepatoselüler karsinom nedenidir.
Cevap – D

3)    Çocuklarda en sık görülen yumuşak doku sarkomu hangisidir?(1998 NİSAN)
a)    Kondrosarkom
b)    Liposarkom
c)    Leiomyosarkom
d)    Synovial sarkom
e)    Rabdomyosarkom

Çocuklarda yumuşak doku sarkomlarından en sık görülen rabdomyosarkomdur. İlk 10 yaş içinde sıktır. Çoğu küçük, yuvarlak – mavi hücrelerden oluşan embrioner tiptir. En sık baş – boyun bölgesi, genitoüriner traktüs ve retroperitonda  yerleşir. Daha nadir görülen tipleri alveolar ve pleomorfik formlarıdır.
Cevap – E

4)    Alnının sağından travmatize olan boksörde kontüzyon en belirgin  olarak nerede gözlenir? (1998 NİSAN)
a)    Sağ occipital
b)    Sağ parietal
c)    Sol occipital
d)    Sol frontal
e)    Sağ frontal

Kontüzyon künt travma ile yüzeyel beyin parankiminde oluşan kanamalardır. Baş sabitken uygulanan künt travmada konfüzyon travma bölgesinin altında oluşur ve kup kontüzyon denir. Hızla hareket eden başın sabit bir yüzeye çarpmasında ise kontüzyon travmaya uğrayan bölgeden en uzak yerde oluşur ve konturkup kontüzyon denir. Bu sorudaki örnek aynı tarafta oluşan kup kontüzyon ile uyumludur.
Cevap – E

5)    Lezyonun myelin kılıfta olduğu hastalık aşağıdakilerden hangisidir?              (1998 NİSAN)
a)    Multiple skleroz
b)    Gaucher hastalığı
c)    Tay-sachs hastalığı
d)    Nieman-pick hastalığı
e)    Fenil ketonüri

Multiple skleroz SSS’de en sık görülen demyelinizan hastalıktır. 18-40 yaş arasında sık olup otoimmun olabileceği düşünülmektedir. Klass II HLA yapısı ile ilişkili olması genetik yatkınlığıda göstermektedir. Demyelinizan plaklar, perivasküler başlayan demyelinizasyon ile lenfositik infiltrasyon ve myelin yıkımı sonucu görülen köpüklü makrofajlar mevcuttur. Reaktif gliozis oluşur. Periferik sinir sistemi korunmuştur.
Cevap – A

6)    En sık görülen pontocerebellar köşe tümörü hangisidir? (1998 NİSAN)
a)    Nörofibroma
b)    Schwannoma
c)    Astrositoma
d)    Menengioma
e)    Epandimoma

Beniğn periferik sinir kılıfı tümörü olan Schwannom sıklıkla 8. kafa çiftinde yerleşir ve bu özelliği nedeni ile pontoserebellar köşe tümöründe ilk düşünülmesi gerekendir.
Cevap – B


7)    2 yaşın altındaki primer beyin tümörlerinden en sık görüleni hangisidir? (1998 NİSAN)
a)    Epandimoma
b)    Astrositoma
c)    Medulloblastoma
d)    Menengioma
e)    Oligodendroglioma

Çocukluk çağında hematopoetik tümörlerden sonra ikinci sıklıkta görülen maliğn tümör santral sinir sistemi tümörleridir. En sık astrositom, ikinci sıklıkta medülloblastom ve üçüncü olarakda ependimom görülür. Medülloblastom özellikle 10  yaş civarında pik yapar.
Cevap – B

8)    Fibrinöz perikardit gelişimi aşağıdakilerden hangisi için tipiktir? (1998 NİSAN)
a)    Akut MI
b)    Atheroskleroz
c)    Endokardial fibroelastosiz
d)    Bakteriyemi
e)    Konjestif kardiomyopati

En sık görülen perikardit fibrinöz ve seröfibrinöz formdadır. Akut MI, post enfarktüs (Derssler) sendromu, üremi, göğüs bölgesi radiasyonu, ARA, SLE, kardiak cerrahi sonrası görülebilir.
Cevap – A

9)    Aşağıdaki menenjit etkenlerden hangisi beyin basalindeki meninksleri sıklıkla tutar? (1998 NİSAN)
a)    Stafilokok
b)    Streptokok
c)    Meningokok
d)    Vriüsler
e)    Tbc

Tüberküloz enfeksiyonunun santral sinir sistemi tutulumu en sık menenjit şeklindedir. Beyin parankiminde oluşturduğu tüberkülomlar  nadir olup kitle bulgusu verir. Tüberküloz menenjit en sık beyin tabanındaki meninksleri tutar. Mikroskobik incelemede lenfosit, plazma hücreleri, epitelioid hücreler ve Langhans tipi dev hücreler görülür.
Cevap – E

10)    Kadınlardaki benign meme tümörlerinden en sık görüleni hangisidir? (1998 NİSAN)
a)    İntraduktal papillom
b)    Fibroadenom
c)    Sistisarkoma filloides
d)    Memenin paget hastalığı
e)    Duktal ektazi

Kadınlarda en sık görülen beniğn meme tümörü fibroadenomdur. Lobul içi stroma hücresinden köken alır. Hem epitelial hem stromal yapı oluşturan mikst bir tümördür. Epitel hücreleri hormonlara yanıt verdiğinden hamilelerde büyüyüp postmenapozal dönemde küçülür, hyalinize olabilir.
Cevap – B


11)    Midede görülen en sık mezenkimal kökenli tümör aşağıdakilerden hangisidir? (1998 NİSAN)

a)    Liposarkom
b)    Rabdomyosarkom
c)    Leiomyosarkom
d)    Malign fibröz histiositom
e)    Angiosarkom

Gastrointestinal sistemde en sık görülen beniğn mezenşimal tümör leiomyom; maliğn mezenşimal tümör ise leiomyosarkomdur.( O gün için bilinen buydu. Bu soru bu gün sorulsa ve tabii şıklarda varsa, yanıtımız gastrointestinal stromal tümör olurdu. Şıklarda GİST verilmemişse, yine leiomyom –leiomyosarkomu seçmemiz gerekir.).
Cevap – C

12)    Polisitemia rubra verada tromboz ve infarkt en sık nerede gözlenir?        (1998 NİSAN)
a)    Kemik
b)    Akciğer
c)    Adrenal medulla
d)    Kalp
e)    Alt extremiteler

Polisitemia rubra verada tromboz ve infaktüs en sık beyin ve kalpte oluşur. Ayrıca daha nadiren alt ekstremitelerde trombüs oluşumuna bağlı akciğer embolisi gelişebilir.
Cevap – D

13)    Amiloidozda en sık ölüm sebebi hangi organın tutulumuna bağlıdır?          (1998 NİSAN)
a)    Karaciğer
b)    Akciğer
c)    Kalp
d)    Dalak
e)    Böbrek

Amiloidozda en önemli prognoz faktörü ve en sık ölüm sebebi böbrek tutulumudur. Amiloid birikimi böbrekte glomerül mezenjiumundan başlar; zamanla damar duvarlarına yerleşir. Başlaaangıçta böbrek boyutları büyürken, zamanla dolaşımın bozulması ile küçülür. Reaktif  sistemik amiloidozda böbrek tutulumu daha sıktır.
Cevap – E

14)    Psammon cisimcikleri aşağıdakilerden hangisinde gözlenir? (1998 NİSAN)
a)    Medüller tiroid ca
b)    Foliküler tiroid ca
c)    Papiller tiroid ca
d)    Anaplastik tiroid ca
e)    Hurthle hücreli tiroid ca

Psammon cisimcikleri konsantrik lameller kalsifikasyonlar olup distrofik kalsifikasyona örnektir. En sık papiller tipte tiroid karsinomu, overin seröz papiller karsinomu ve menenjiomda görülür.
Cevap – C

15)    MEN’ de görülen tiroid karsinomu hangisidir? (1998 NİSAN)
a)    Medüller karsinom
b)    Papiller tiroid karsinomu 
c)    Anaplastik tiroid karsinomu 
d)    Lenfoma 
e)    Foliküler tiroid karsinomu

Medüller karsinom, tiroidin kalsitonin üreten parafoliküler C hücrelerinden gelişen maliğn tümördür. Çoğu sporadik olup ileri yaşlarda görülsede bir kısmı ailesel sendromlarla birliktedir. MEN tip IIa ve MEN tip IIb ile ilişkili olabilir. Nöroendokrin bir tümör olup nöroendokrin belirleyiciler (kromogranin, sinaptofizin) içerir. Olguların bir kısmında, tümör içerisinde prokalsitonin yapısında (Acal) amiloid birikimi görülür.
Cevap – A



16)    Lipoid nefrozda böbrekte görülen en belirgin değişiklik hangisidir?          (1998 NİSAN)
a)    Basal membranda kalınlaşma
b)    Mesengial fibrozis
c)    Lökosit artışı
d)    IgG birikimi
e)    Podositlerde düzleşme

Lipoid nefroz (minimal lezyon hastalığı) çocuklarda en sık nefrotik sendrom nedenidir. Işık mikroskobisinde glomerül normal görülürken elektron mikroskobisinde podositlerin ayaksı çıkıntılarının düzleştiği görülür. İltahabi hücre infiltrasyon ve fibrozis görülmez. Bazal membran normaldir.İmmnünfloresan inceleme ile immünglobülin ve kompleman birikimi yoktur.
Cevap – E

17)    Çocuklarda en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?             (1998 NİSAN)
a)    Klasik seminom
b)    Teratom
c)    Yolk sak tümörü
d)    Kariokarsinom
e)    Spermatositik seminom

Testisde en sık görülen tümör germ hücre tümörleridir. Puberte sonrası tümü  maliğndir. Çocukluk  çağında en sık görülen testis, tümörü Yolk sak tümörüdür. Seminom 30-50 yaş arasında; spermatositik seminom 60 yaş üzeri erkeklerde görülür. Koriokarsinom 20-30 yaş arasında sıktır. Teratom her yaşta görülebilir.
Cevap – C

18)    Radyasyona ikincil gelişen lezyonlardan hangisi en geç meydana gelir?          (1998 EYLÜL)
a)    Böbrekde tubuler nekroz                        
b)    Fibrinöz perikardit                                
c)    Radyasyon sistiti
d)    Pulmoner konjesyon ve ödem
e)    Demyelinizasyon

İyonize radyasyon en çok, en  hızla çoğalan hücreleri etkiler. Kemik iliği ve germ hücreleri en hassas hücreleridir. Epifizler kapandıktan sonra kemik dokusu, erişkin beyin, çizgili kas ve periferik sinirler  daha dirençli bölgelerdir.
Cevap – E

19)    20 yaşında üniversite öğrencisi boyun, axilla da çok sayıda LAP var. Kan sayımı BK: 15.000 % 95’i lenfosit (+) etken    hangisidir? (1998 EYLÜL)
a)    Herpes simplex                         
b)    Toxoplozma gondi                   
c)    E. Barr
d)    Varisella
e)    İnfluenza

Tarif edilen bulgular enfeksiyöz mononukleoz ile uyumlu olup etkeni EBV’dür.
Cevap – C

20)    Hangisi oluşturduğu histomorfolojik bulgular açısında diğerlerinden farklıdır? (1998 EYLÜL)
a)    M.tuberculosis                                           
b)    M. Lepra                               
c)    Histoplozma capsulatum
d)    Pseudomonas auroginosa
e)    Coccidioides immitis

Hücre içi üreyen bakteriler ve derin mantar enfeksiyonları gecikmiş tipte hipersensitivite reaksiyonu ile ilişkili granülomatöz hstalıklardır. Pseudomonas auroginoza ise süpüratif inflamasyon oluşturur.
Cevap – D



21)    Hangisinin seyrinde immuno histo kimyasal olarak AA tipinde amiloid vardır? (1998 EYLÜL)
a)    FMF                                         
b)    MultipIe  myelom                     
c)    Orak hücreli anemi
d)    Porfiria
e)    Amebiasis

Uzun süreli ve hücre yıkımı ile karakterli hastalıklarda oluşan sistemik amiloidozda biriken amiloidin kimyasal yapısı AA proteinidir. Sistemik rekatif amiloidoz denir. Herediter amiloidoz olgularından FMF’de de AA yapısında birikim vardır. Multiple myelom olgularında ise biriken amiloid AL yapısında olup primer amiloidozdur.
Cevap – A

22)    Myokard infarktüsü sonrasında, 72. saatte aşağıdakilerden hangisi görülür? (1998 EYLÜL)
a)    Anistchskow hücre infiltrasyonu
b)    Polimorf nüveli lökosit infiltrasyonu
c)    Myokard lifleri arasında fibrozis
d)    Hemosiderinle yüklü makrofaj toplulukları
e)    Belirgin plazma hücre infiltrasyonu

Myokard enfarktüsünün ilk 5 gününde ortamda hakim olan hücre polimorf nüveli lökositlerdir. Makrofajlar ilk kez 4. günde ortaya çıkar ve 6. günden itibaren belirginleşir. Myokard enfarktüsü sekonder yara iyileşmesine  örnektir. Primer yara iyileşmesine göre tamir daha güç ve geç oluşur.
Cevap – B

23)    Anemilerden hangisinin meydana gelişinden immun mekanizmalarla gelişen hemoliz sorumludur?           (1998 EYLÜL)
a)    Thalasemi
b)    Paroksismal soğuk hemoglobinürisi
c)    Hemolitik üremik sendrom
d)    Mikroanjiopatik hemolitik anemi
e)    Herediter sferositoz

Ekstrakorpusler mekanizmalarla oluşan otoimmun hemolitik anemiler (immünhemolitik) antikorlara  bağlı olarak oluşurlar. Bunlarda paroksismal soğuk hemoglobinürisinde düşük derecelerde eritrositlere bağlanan IgG yapısında antikorlar komplemanı bağlar ve ısı 30C’ye yükseldiğinde hemoliz oluşur. Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Kızamık, kabakulak gibi viral enfeksiyonlar ve mikoplazma pnömonia enfeksiyonu sonrası oluşabilir.
Cevap – B

24)    GIS patolojilerinden hangisinin patogenezinde H.pylorinin rolü olabileceğini gösteren delil bulunamamıştır? (1998 EYLÜL)
a)    Kronik gastrik peptik ülser
b)    Kronik duodenal peptik ülser
c)    Gastrik lenfoma
d)    Gastrik karsinom
e)    Gastrik hiperplastik polip
H. pylori midede kronik gastritin en sık etkenidir. Gastrik ve duodenal peptik ülser riskini arttırır. Ayrıca kronik atrofik gastrit ve intestinal metaplazi oluşturarak adenokarsinom riskini arttırır. Oluşturduğu lenfoid hiperplazi MALT lenfomaya dönüşebilir. Hiperplastik polip ile direkt olarak ilişkili değildir. Uzun sürede oluşturduğu inflamasyon zemininden hiperplastik polip gelişebilir.
Cevap – E

25)    Barsak hastalıklarının hangisinde tüm duvarı ilgilendiren kazeifiye olmayan granülom yapıları ve yoğun lenfositik hücrelerden oluşan iltihabi olayın segmenter olarak barsağı tutması karakteristiktir? (1998 EYLÜL)
a.    Crohn 
b.    Ülseratif colit
c.    Tbc
d.    Giardia
e.    Whipple

Barsaktan tüm katları içine alan yoğun lenfositik infiltrasyonla karakterli inflamasyon, nonkazeifiye granülomlar ve segmenter tutulum ön planda Crohn hastalığını düşündürür. En sık terminal ileuma yerleşse de tüm GİS’i tutabilen bir hastalıktır.
Cevap – A



26)    Hangisinde primer SSS lenfoma insidansı yüksektir? (1998 EYLÜL)
a.    Kronik glomerulonefrit
b.    Mycosis fungoides
c.    AİDS
d.    İnfeksiyöz mononükleoz
e.    Reaktif sistemik amiloidoz

İmmun sistemi sağlıklı olan kişilerde primer SSS lenfoması nadirdir. AİDS’li hastalarda ise risk yaklaşık 1000 kat artmıştır. AİDS’de SSS lenfomasına yol açan EBV’dür. Daha çok B lenfositi kökenli agresif lenfomalar (diffüz, büyük hücreli) görülür.
Cevap – C

27)    Hangisi serebral korteksin dejeneratif hastalığıdır? (1998 EYLÜL)
a.    Krabbe 
b.    Alzheimer   
c.    Frederich ataksisi
d.    Gaucher hastalığı
e.    Leigh sendromu

Alzheimer hastalığı serebral korteksin dejeneratif hastalığıdır. İleri yaşlarda görülür. Demans ve kortikal atrofi belirgindir. Senil plaklar, amiloid birikimi (A2 yapısında), nörofibriler yumaklar ve Hirano cisimciği görülür. Down sendromunda risk yüksektir.
Cevap – B

28)    Çocukluk çağında sık görülen, serebellar vermisten  kaynaklanan ve genellikle 4. ventrikülü dolduran malign tümör   hangisidir? (1998 EYLÜL)
a)    Medulloblastom 
b)    Schwannom                                 
c)    Retinoblastom
d)    Menengiom
e)    Glioblastome  multiforme

Medulloblastom, pilositik astrositomdan sonra, çocukluk çağının ikinci sıklıkta görülen primer SSS tümörüdür. En sık serebellar vermisten köken alır. Homer-Wright rozetleri karakteristiktir. BOS yolu ile yayılabilir. Nadiren SSS dışına metastaz yapabilir.
Cevap – A

29)    Hangi glomerülonefrit tipi antiglomeruler bazal membran antikorları aracılığı ile meydana gelir? (1998 EYLÜL)
a)    Lupus  nefriti 
b)    Lipoid nefroz                                
c)    Good- Pasture sendromu
d)    Alport sendromu
e)    Berger hastalığı

Bazal membrana yönelik antikorlarla oluşan Good pasture sendromunda immünfloresan yöntemi ile lineer immünglobulin birikimi görülür. Hem böbrek glomerülü hem de alveoldeki bazal membrana yönelik antikorlar her iki bölgede zedelenme oluşturur. Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonu söz konusudur.
Cevap – C


30)    Çocukluk çağında en sık görülen böbrek tümörü hangisidir? (1998 EYLÜL)
a)    Nöroblastom 
b)    Willms                                        
c)    Transizyonel hücreli tm.
d)    Rhabdoid  tümör
e)    Renal hücreli ca

Çocukluk çağında en çok görülen böbrek tümörü Wilms tümörüdür. Trifazik (mikst) yapıda olup epitelial, blastemal ve mezenşimal komponentlerden oluşur.  Embriyo – fetus da böbrek gelişim aşamalarını taklit eder. Erken tanı ve uygun tedavi ile iyileşme oranı %90 civarındadır. Uzak metastazı en sık akciğere olur. Kötü prognoz bulgusu, %5 olguda görülen anaplazidir.
Cevap – B


31)    Benign kemik tümörlerinden hangisi en sıktır? (1998 EYLÜL)
a)    Osteoid osteoma 
b)    Osteoblastoma                             
c)    Kondroblastoma
d)    Kondrom
e)    Osteokondrom

Kemikte en sık görülen beniğn tümör osteokondromdur. Kıkırdak oluşturan beniğn tümör olup kemik dışına doğru büyüdüğünden ekzostoz ismide verilir. Kıkırdak takke içeren kemik çıkıntısı diye de tarif edilir. .
Cevap – E

32)    Hangisi kadın genital traktusunda en sık görülen benign tümörüdür?             (1998 EYLÜL)
a)    Overin seröz kistadenomu 
b)    Uterus leiomyomu                               
c)    Over teratomu
d)    Over müsinöz kist adenomu
e)    Over fibromu

Leiomyom kadın genital sisteminde en sık görülen tümör olup üreme çağında %30-50 kadında görülür. Düz kas kökenli beniğn tümördür. Hamilelikte boyutu artarken postmenapozal dönemde küçülür, hyalinize olur. İyi sınırlı, kirli beyaz – gri renkte ve elastik kıvamdadır.Premaliğn değildir.
Cevap – B
 
33)    30 yaşında erkek. Mukoza ve derideki yaygın maküler lezyonlardan yapılan biyopside obliteratif endarteritis ve plazma hücre infiltrasyonu   mevcuttur. Etken hangisidir? (1998 EYLÜL)
a)    Varicella zoster 
b)    Herpes simplex                                    
c)    Treponema pallidum
d)    Ricketsia prowazeki
e)    Staphilokok aureus

Mikroskobik incelemede yoğun plazma hücre infiltrasyonu ve damarlarda obliteratif endarterit ön planda sifilis lehine değerlendirilir. Üçüncü dönemde görülen gomlar ise garnülomatöz inflamasyondur.
Cevap – C

34)    Penil lezyonlardan hangisi squamöz hücreli ca’nın preküsör lezyonudur?            (1998 EYLÜL)
a)    Gonore 
b)    Sifiliz                            
c)    Condyloma acuminatum
d)    Bowen hastalığı
e)    Filariazis

Penisde en sık görülen maliğn tümör yassı epitel hücreli (skuamöz) karsinomdur. Displazi ve karsinoma in situ üzerinden gelişir. Bowen hastalığı tam kat epitel displazisi ile karakterli karsinoma in situdur. Yassı epitelle döşeli cilt, vulva, vajen gibi bölgelerde de görülebilir. Queyrat eritroplazisi de bu bölgenin displazik lezyonudur.
Cevap – D

35)    Jinekomasti ile basvuran 30 yaşındaki erkek hastada hangi testis tümörü olma olasılığı yüksektir? (1998 EYLÜL)
a)    Leydig hücreli tümör
b)    İmmatür teratom                         
c)    Seminom
d)    Koriokarsinom
e)    Embriyonal karsinom

Testisin seks – kord stromal tümörleri %95 beniğn yapıdadır. Hormon üreterek endokrin anomali yapabilir. Özellikle Leydig hücreli tümörde jinekomasti sık görülür.
Cevap – A






36)    Tip II DM patogenezinde rol oynamayan hangisidir? (1998 EYLÜL)
a)    İnsüline  periferik direnç 
b)    Otoimmunite
c)    Relatif insülin yetmezliği
d)    Glut-4 ‘ün translokasyon defekti
e)    İnsülin salınımında düzensizlik

Tip I DM otoimmun özellik gösterir ve mikroskobik incelemede lenfositik infiltrasyonla karakterli insülit belirgindir. Tip II DM ise otoimmun değildir. Mikroskobik incelemede pakreasda, IAPP yapısında (amilin) lokalize amiloid birikimi karakteristiktir.
Cevap – B

37)    Tiroid ca’dan hangisi en az görülür? (1998 EYLÜL)
a)    Folliküler ca                                 
b)    Medullar ca  
c)    Anaplastik ca
d)    Hurtle hücreli ca
e)    Yassı epitel hücreli ca

Tiroidde en sık görülen maliğn tümör papiller karsinomdur. Daha sonra sıklık sırası ile foliküler, medüller ve anaplastik karsinom görülür. Yassı epitel hücreli karsinom ise tiroidin, skuamöz metaplazi üzerinden gelişebilen nadir tümörüdür.
Cevap – E

38)    Akkiz immün yetmezlik sendromunda (AIDS) pnomoniye ençok neden olan fırsatçı patojen aşağıdakilerden hangisidir?(1999 NİSAN)
a)    Atipik mikobakteri
b)    Herpes virüsleri
c)    Candida albicans 
d)    Citomegalovirüs
e)    Pnomosistis carini

P. carinii AIDS hastalarında en sık parazitik enfeksiyon etkeni ve en sık pnömoni oluşturan fırsatçı patojendir. Olguların çoğunda ilk bulgu P. carinii pnömonisidir. Geçirilmiş latent enfeksiyonun reaktivasyonu sonucunda gelişir.
Cevap – E

39)    Mukoz membranların aşırı mukus salınımı ile birlikte seyreden , soğuk algınlığında hangi tip iltahap gözlenir? (1999 NİSAN)
a)    Seröz
b)    Kataral
c)    Fibrinöz
d)    Purülan
e)    Serofibrinöz

Nazal mukozada seröz glandların yanısıra müköz glandlarda bulunur. Viral enfeksiyonlarda müköz gland salgısı belirginse kataral inflamasyon oluşur.
Cevap – B

40)    Aşağıdaki bulgulardan hangisi ikinci evre sifilis için karekteristiktir? (1999 NİSAN)
a)    Sert şankr
b)    Sifilitik gom
c)    Mezaortit
d)    Condyloma lata
e)    Tabes dorsalis

Sifilis, Treponema pallidumun etken olduğu kronik venerial bir enfeksiyondur. Primer sifilis inokulasyon bölgesinde şankr oluşumu ve bölgesel lenf nodlarında  ağrısız hafif büyüme ile karakterlidir. Sekonder sifilis  jeneralize lenfadenopati ve mukokutanöz lezyonları içerir. Ciltte makulopapüler veya püstüler lezyonlar, nemli bölgelerde kondiloma lata oluşur. Daha nadiren hepatit, irit, böbrek ve gastrointestinal tutulum mevcuttur. Tersier sifilis ise kandiyovasküler sistem, santral sistemi lezyonları ve değişik bölgelerde gom oluşumu ile karakterli beniğn tersiyer sifilis şeklinde görülebilir. T. pallidum hamilelik sırasında plasentadan fetusa geçebilir ve konjenital sifilis oluşur.
Cevap – D



41)    Kronik böbrek yetmezliği olan ve 5 yıldan beri hemodiyaliz tedavisi gören bir hastanın , sağ dirseğinde amiloid fibril protein birikimi saptanmıştır, Bu proteinin tipi aşağıdakilerden hangisi olabilir? (1999 NİSAN)
a)    Amiloid-A protein
b)    Beta-2 mikroglobulin
c)    Transtiretin
d)    Beta-2 proteini
e)    Lambda hafif zincir

Beta-2 mikroglobulin normal bir serum proteini olup Klas I MHC  moleküllerinin bir komponentidir. Uzun süreli hemodializ hastalarında oluşan amiloidozda amiloid fibril subuniti olarak belirlenmiştir.Diz, dirsek, el bileği gibi tendon bölgelerinde yerleşen nodüler kitleler yapar. El bileğinde karpal tünel sendromuna yol açabilir.
Cevap – B

42)    Aşağıdakilerden hangisi malign tümördür? (1999 NİSAN)
a)    Seminom
b)    Leiyomyom
c)    Kistadenom
d)    Menenjiom
e)    Lenfanjiom

Beniğin tümörler köken aldıkları hücre tipinin sonuna – oma eki alarak isimlendirilirler. Ama maliğn oldukları, halde benzer şekilde isimlendirilen tümörlerde vardır: Seminom, Melanoma, Hepatoma, Mezotelioma, Kordoma gibi.
Cevap – A

43)    Aşağıdaki tümörlerin hangisinde Ebstein Barr virüsü ile ilişki saptanmamıştır? (1999 NİSAN)
a)    Transplantasyon sonrası gelişen lenfoma
b)    Nazofarenks karsinomu
c)    Hodkgin lenfoma
d)    Burkit lenfoma
e)    Küçük hücreli akciğer karsinomu

Ebstein Barr virüsü immün yetmezliği olan hastalarda  (AIDS, transplant  hastaları, herediter immüm yetmezlikler) lenfoma gelişiminde rol oynar. Burkitt lenfoma, nazofarinks karsinomu, bazı Hodgkin lenfoma tipleri ve yine immün yetmezlikte leiomyosarkom gelişiminden sorumlu tutulmaktadır. Küçük hücreli akciğer karsinomunda en önemli etken sigara olup EBV ile ilişkisi yoktur.
Cevap – E

44)    Aorttaki aterom plakları üzerinde oluşan trombüsler yerlerinden koparlarsa, aşağıdakilerden hangisi ortaya çıkar? (1999 NİSAN)
a)    Pulmoner embolizm
b)    Paradoks embolizm
c)    Sistemik embolizm
d)    Retrograt embolizm
e)    Septik emboli
Arteriel dolaşımda karşılaşılan emboliler sistemik emboli olarak isimlendirilir. % 80 kardiak mural trombüslerden; geri kalanı aterosklerotik plak veya aort anevrizması yada valvular vejetasyonlarından köken alır.
Cevap – C

45)    Aşağıdakilerden hangisinde konjenital "Berry" anevrizmalar görülür? (1999 NİSAN)
a)    Thorakal Aorta
b)    Abdominal Aorta
c)    Carotis arter bifurkasyonu
d)    Willis poligonu seviyesinde
e)    Renal arterlerde

Berry anevrizmaları sakküler yapıda olup Willis poligonumda yerleşirler. Spontan subaraknoid kanmanın en sık  sebebi Berry anevrizmasının  yırtılmasıdır. Polikistik böbrek hastalığı, fibromuskuler displazi, Ehler Danlos sendromu, Marfaaaan sendromu gibi bağ dokusu defektleri, aort koarktasyonu, beyinde arteriovenöz malformasyonlarla birlikte görülebilir Sigara ve hipertansiyonunda gelişiminde etken olduğu düşünülmektedir..
Cevap – D




46)    Libman Sacs endokarditi aşağıdaki hastalıklardan hangisinde görülür? (1999 NİSAN)
a)    Malign hipertansiyon
b)    SLE
c)    Akut eklem romatizması
d)    RA
e)    Septisemi
Sistemik lupus eritematozu olgularında kalp kapakcıklarında, kapakların her iki yüzünde birden yerleşen 1-3 mm boyutlarında vejetasyonlarla karakterli non-bakteriel verrüköz endokardit Libman – Sacks endokarditi olarak isimlerndirilir.
Cevap – B

47)    Pernisiyöz anemi tanısı olan bir hastada, aşağıdaki patolojilerden hangisinin görülmesi beklenmez? (1999 NİSAN)
a)    Mide fundusunda atrofik gastrit
b)    Kemik iliğinde eritroid seri artışı
c)    Medulla spinaliste myelin degenerasyonu
d)    Massif splenomegali
e)    Mide fundusunda intestinal metaplazi

Midede parietal hücre ve intrensek faktöre yönelik antikorların varlığı ile karakterli otoimmun gastrit fundus ve korpusta kronik inflamasyon, atrofi ve intestinal metaplazi gelişimine yol açar. Kemik iliğinde eritroid seri artışı ve medulla spinaliste myelin dejenerasyonu görülebilmekle birlikte massif splenomegali oluşturmaz.
Cevap – D

48)    Gastrointestinal sistem mukozalarında ortaya çıkan, aşağıdaki metaplazik değişikliklerden hangisi sıklıkla özofagusta görülür? (1999 NİSAN)
a)    Pilorik metaplazi
b)    Komplet intestinal metaplazi
c)    Gastrik metaplazi
d)    Barret metaplazi
e)    İnkomplet intestinal metaplazi

Özefagusta mukozayı döşeyen skuamöz epitel hücrelerinin glandüler hücrelere dönüşümü Barret metaplazisi olarak isimlendirilir. Reflü özefajitli hastalarda gelişebilir. Displazi üzerinden adenokarsinom gelişimi riski vardır.
Cevap – D

49)    İntrahepatik ve ekstrahepatik safra duktuslarında segmental dilatasyon, iltahap ve obliteratif fibrozis ile karekterize olan , erkeklerde daha sık gözlenen ve iltahabi barsak hastalığına eşlik eden hastalık aşağıdakilerden hangisidir? (1999 NİSAN)
a)    Primer bilier siroz
b)    Sekonder bilier siroz
c)    Neonatal safra duktus atrezisi
d)    Kronik taşlı kolesistit
e)    Primer sklerozan kolanjit

İntrahepatik safra yolu patolojilerinden primer sklerozan kolanjit portal alanda kronik inflamasyon ve obliteratif fibrozis; intra – ekstrahepatik safra duktuslarında segmental dilatasyonla karakterli olup erkeklerde daha sık görülür. Ön planda kolitis ülseroza olmak üzere iltihabi barsak hastalıklarına eşlik edebilir.
Cevap – E

50)    Genellikle 3. ventrikül, serebellum ve optik sinirlerde lokalize olan ve çocuklar ile gençlerde sık görülen glial tümör aşağıdakilerden hangisidir? (1999 NİSAN)
a)    Pilositik astrositom
b)    Anaplastik astrositom
c)    Glioblastome multiforme
d)    Oligodendrogliom
e)    Ependimom

Pilositik astrositom çocuklarda daha sık görülen ve en sık serebellum, 3. ventrikül ve optik sinirde yerleşen glial tümördür. Çoğu kez mural nodül içeren, iyi sınırlı, kistik kitle oluştururlar. Mikroskobik incelemede Rozental fibrilleri görülür.
      Cevap – A




51)    Mikroskopik olarak immatür kemik trabekülleri ve arada damardan zengin fibröz dokudan oluşan, nidus yapısı ile karekterize kemik tümörü aşağıdakilerden hangisidir? (1999 NİSAN)
a)    Osteosarkom
b)    Osteoid osteom
c)    Osteokondrom
d)    Hemangioendotelioma
e)    Fibrosarkom

Osteoid osteom en sık proksimal femur ve tibia da yerleşen, 2.-3. onyılda ve erkeklerde daha sık görülen beniğn kemik tümörüdür. Aspirine yanıt veren lokal ağrı karakteristiktir. Mikroskobik olarak immatür kemik trabekülleri ve arada vasküler bağ dokusu izlenir. Radyolojik olarak merkezinde radyolusent nidus alanı görülür.
Cevap – B

52)    34 yaşında hiç doğum yapmamış bir kadında , yapılan kolposkopik muayenede ; servikste yüzeyi ülsere , frajil ve 5 mm çapında papillomatöz bir lezyon saptanmıştır. Bu lezyonun histopatolojik incelemesinde aşağıdakilerden hangisinin görülme sıklığı en düşüktür? (1999 NİSAN)
a)    Condyloma acuminatum
b)    Servikal intraepitelial neoplazi
c)    Mikroinvaziv skuamoz hücreli karsinom
d)    Naboth kisti
e)    Skuamoz papilloma

Naboth kisti; inflamasyona bağlı olarak gelişen skuamöz metaplazinin endoservikal gland çıkışlarını tıkamasına bağlı olarak glandlarda kistik dilatasyon gelişimidir. Lümene doğru polipoid çıkıntı oluşturabilsede papillomatöz (parmaksı çıkıntı oluşturan) görünümde değildir. Yüzeyi sağlam olup ülserasyon görülmez. Papillomatöz yapı skuamöz epitelden gelişen beniğn ve maliğn lezyonlarda karakteristiktir.
Cevap – D

53)    Aşağıdakilerden hangisi germ hücreli tümörlerden biri değildir? (1999 NİSAN)
a)    Teratom
b)    Granüloza hücreli tümör
c)    Koryokarsinom
d)    Embriyonel karsinom
e)    Endodermal sinüs tümörü

Granüloza hücreli tümör overin seks kord – stromal kökenli tümörü olup östrojen üretimi ile karakterlidir.  Teratom ise overin en sık görülen germ hücre tümörüdür. Koryokarsinom, Embriyonel karsinom ve Endodermal sinüs tümörü ise maliğn germ hücre kökenli tümörleridir.
Cevap – B

54)    Ovaryumda çikolata kisti , aşağıda-kilerden hangisine ikincil olarak gelişir? (1999 NİSAN)
a)    Adenomyozis
b)    Travma
c)    Tuboovarian apse
d)    Korpus luteum rüptürü
e)    Ovarial endometriozis

Endometriozis, uterus dışında endometrial dokunun varlığıdır ve en sık overde yerleşir. Siklik kanama oluşumu ve kahverenkte görülen eski kanama odaklarının varlığı ile overde çukulata kisti oluşumuna yol açabilir.Cevap – E

55)    Prostat kanserinde en önemli prognostik parametre, aşağıdakilerden hangisidir? (1999 NİSAN)
a)    Tümörün evresi
b)    Tümörün derecesi
c)    Serum PSA değeri
d)    Hastanın yaşı
e)    Tümörün DNA' ploidisi

Metastaz yapan her maliğn tümörde en önemli prognoz kriteri tümörün yayılım durumu yani evredir. Mikroskobik inceleme ile değerlendirilen derece (grade) ise prognozla ilişkili olmakla birlikte evreden sonra ikinci öneme sahiptir..
Cevap – A




56)    25 yaşındaki bir erkek hastada , testiste tümör saptanmıştır. Ameliyat mater-yalinden hazırlanan kesitlerde; belirgin nükleollu, anaplastik epitelial hücrelerin oluşturduğu alveoler, tubuler ve papiller yapılar gözlenmiştir. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (1999 NİSAN)
a)    Klasik seminom
b)    Spermatositik seminom
c)    Embriyonel karsinom
d)    Koryokarsinom
e)    Teratom

Embriyonel karsinom testiste hemoraji ve nekroz odakları içeren invaziv tümör oluşturur. 20-30 yaş arası sık olup %90 olguda HCG ve/veya AFP yüksekliği belirlenir. Kesitlerde kordon, küme yada papiller yapılar oluşturan nükleolu belirgin anaplastik hücreler görülür.
Cevap – C

57)    Tiroid bezinin primer diffüz hiperplazisi,  aşağıdakilerden hangisine neden olur? (1999 NİSAN)
a)    Miksödem
b)    Hashimato hastalığı
c)    Akromegali
d)    Graves hastalığı
e)    Kretenizm

Tiroid bezinin primer diffüz hiperplazisi otoimmun hastalıklar arasında yer alan Graves hastalığıdır ve en sık endojen hipertiroidizm sebebidir. Kadınlarda sık görülüp diğer otoimmun hastalıklarla birlikte olabilir. Tiroktoksikoz, ekzoftalmus ve pretibial miksödem (infiltratif dermatopati) karakteristik klinik bulgularıdır.
Cevap – D

58)     Şiddetli şokta, böbrekte aşağıdakilerden hangisi görülür?    (1999 EYLÜL)
a.Glomerulonefrit
b.Pyelonefrit
c.Akut tubuler lezyon
d.Papiller nekroz
e.Akut interstisiyel nefrit

Hipovolemik şokta böbrekte akut tübüler nekroz oluşur. Akut tübüler nekroz akut böbrek yetmezliğinin en sık nedenidir. Erken dönemde müdahale edilirse geri dönüşümlüdür.
Cevap – C

59)    Çocukta ve genç erişkindeki Rathke kesesinden köken alan tümör hangisidir? (1999 EYLÜL)
a.Kraniofaringiom
b.Hipofiz adenomu
c.Medullablastom
d.Nöroblastom
e.Glioblastoma multiforme

Ön hipofiz Rathe kesesinden gelişir ve bölgedeki kalıntılarından çocuk ve gençlerde görülen kraniofaringiom oluşur. Sellar bölgenin hipofiz adenomlarından sonra ikinci sıklıkta görülen tümörüdür. Radyolojik olarak kalsifikasyon karakteristiktir.Beniğn davranış gösterir.
Cevap – A

60)    Ekstranodal T hücre kökenli non hodgkin lenfoma hangisidir?
       (1999 EYLÜL)
a.Burkitt lenfoma
b.MALToma
c.Mycozis Fungoides
d.Dalakta folikül zonlu lenfoma
e.Mantel zon lenfoma 

Mycozis fungoides yardımcı T lenfositlerinin tümörü olup cilt tutulumu ile karakterli ekstranodal bir lenfomadır. Serebriform nüveli maliğn lenfositler dermis ve epidermisi infiltre eder. Epidermis içerisinde Pautrier mikroapseleri oluşur. Kemik iliği tutulumu ile lösemik  transformasyon görülebilir: Sezary sendromu denir.
Cevap – C

61)    Aşağıdakilerden hangisi erken tipte mide kanseri kabul edilmez?            (1999 EYLÜL)
a.Submukozal invazyon ve LAP(+)
b.Muscularis mukoza invazyonu ve LAP(-)
c.Muscularis propria invazyonu ve LAP(-)
d.Mukozada invazyon ve LAP(+)
e.Submukozal invazyon ve LAP (-)

Erken tipte mide karsinomu lenf nodu tutulumu gözönüne alınmaksızın mukoza ve submukozada sınırlı tümördür. Muskularis mukozayı aşıp submukozaya girebilir ama muskularis propria invazyonu varsa ilerlemiş karsinomdur.
Cevap – C

62)    Uzun zamandır gastro özofagial reflü hikayesi olan hastada disfaji gelişmesi üzerine yapılan endoskopisinde kardia proksimalinde displazi saptanan ve kolumnar hücre metaplazisi ve goblet hücreleri görülen durum hangisidir? (1999 EYLÜL)
a.Skleroderma
b.İntestinal metaplazi
c.Barret özefagusu
d.Sarkoidoz
e.Candida özofajiti

Uzun süreli gastroözefagial reflü hastlarında özefagusda goblet hücrelerini de içerebilen kolumnar (glandüler) hücre metaplazisi gelişebilir. Buna Barrett özefagusu denir. Glandüler hücrelerde displazi ve adenokarsinom gelişme riski söz konusudur.
Cevap – C

63)    Respiratuar bronşiolden terminal alveole kadar olan kısımda genişleme yapan patolojinin en sık nedeni nedir? (1999 EYLÜL)
a.Sarkoidoz 
b.Sigara
c.Kistik fibroz
d.Silikozis
e.?1 antitripsin eksikliği

Akciğer asinüsünde respiratuar bronşialden terminal alveola kadar olan genişlemeler panasiner amfizemdir ve nedeni ?1 antitripsin yetmezliğidir. Sigara ise başlangıçta respiratuar bronşiolde genişleme ve terminal bölgede korunma ile karakterli sentrasiner amfizeme yol açar.
Cevap – E

64)    Hangisi posterior mediastenden en sık kaynaklanır? (1999 EYLÜL)
a.Timoma
b.Bronkojenik tümör
c.Paratroid adenom
d.Nörojenik tümör
e.Perikard tümörü

Posterior mediastende = nörojenik tümörler, lenfoma 
Orta mediastende = bronkojenik kist, perikardial kist, lenfoma
Üst mediastende = lenfoma, timoma, tiroid  lezyonları, metastatik karsinomlar, paratiroid tümörleri
Ön mediastende = Timoma, teratom, lenfoma, tiroid lezyonları, paratiroid tümörleri
Cevap – D

65)    Normal kapakta mitral ve aort kapağını tutan 3-5 mm. çapında etrafında iltihabi reaksiyon olmayan verrülerin etkeni olan hastalık hangisiyle ilişkilidir?    (1999 EYLÜL)
a.Non-bakteriyel trombotik endokardit
b.Amiloidoz
c.Subakut bakteriyel endokardit
d.Akut bakteriyel endokardit
e.Akut romatizmal ateş

Trombüs gelişme riskinin artmış olduğu durumalarda kalp kapaklarının kapanma çizgileri boyunca yerleşen 3-5 mm çapında trombotik vejetasyonlar non-bakteriel trombotik endokarditi oluşturur. İltihabi reaksiyon veya bakteriler izlenmez. Akut – subakut bakteriel endokarditte mikroorganizmalar görülür. Akut romatizmal ateşte ise ön planda mitral kapakta benzer vejetasyonlar görülsede inflamasyon ve fibrozis eşlik eder.
Cevap – A

66)    Üst ve alt solunum yolunda küçük damarlarda akut nekrotizan vaskulit yapan neden hangisidir? (1999 EYLÜL)
a.PAN
b.Wegener granülomatozu
c.Takayasu arteriti
d.Kawasaki hastalığı
e.Burger hastalığı

Wegener granülomatozu üst ve alt solunum yollarında küçük damarlarda nekrotizan vaskülit ve nekrotizan granülomlarla karakterlidir. Böbrekte genellikle hızla ilerleyici (kresentik) yarımay glomerülonefriti eşlik eder. PAN küçük – orta çaplı arterleri etkiler ve alt solunum yollarını tutmaz. Takayasu hastalığı aort ve ana dallarını, Burger hastalığı ise orta çaplı arterleri (en sık tibial ve radial arterler) etkiler. Kawasaki hastalığı (mukokutanöz lenf düğümü sendromu) çocuklarda  küçük ve orta çaplı damarları etkiler ve kalp tutulumu ölüme yol açabilir. 
Cevap – B

67)    İnce barsaktan yapılan biyopside içi basille dolu PAS(+) makrofajlar belirlenmiştir.  Aşağıdakilerden hangisi en olasıdır? (1999 EYLÜL)
a.Whipple hastalığı
b.Gluten enteropatisi
c.Tropikal spru
d.Chron hastalığı
e.İPSİD

Whipple hastalığı santral sinir sistemi ve eklem tutulumuda yapabilen, ince barsak tutulumu ile malabsorbsiona yol açan bir hastalıktır. Etkeni Tropheryma Whipelli  olup ince barsak biopsilerinde PAS ile pozitif boyanan basillerle dolu makrofaj toplulukları görülür. Akut inflamatuar yanıt uyandırmaz.
Cevap – A

68)    Retinal ganglion hücreleri üzerine toksik etkisi ile körlüğe neden olabilen aşağıdakilerden hangisidir?              (1999 EYLÜL)
a.Metil alkol
b.Etil alkol
c.Siyanür 
d.Etilen glikol
e.Amantia falloides
Çözücüler ve antirfrizde bulunan metil alkol formaldehid ve formik aside dönüşür. Retinal ganglion hücrelerde toksik nekroz oluşturarak körlüğe yol açar. Ağır durumlarda bilateral putamen nekrozu karakteristiktir.
Cevap – A

69)    Granülomları oluşturan temel hücre aşağıdakilerden hangisidir?              (1999 EYLÜL)
a.Monosit 
b.Lenfosit
c.Eozinofil
d.Epitelioid hücreler
e.Plazma hücreleri

Granülomatoz inflamasyon özel bir kronik inflamasyon şeklidir. Aktive olmuş makrofajların oluşturduğu epitelioid hücreler biraraya gelerek granülomları oluşturur. Ayrıca epitelioid hücrelerin birleşmesi ile oluşan multinükleer dev hücreler ve granülomların çevresinde seyrek lenfosit ve fibroblastlar izlenir.
Cevap – D

70)    Önce osteolitik, daha sonra osteoklastik-osteoblastik, son olarak da osteosklerotik evre ile karekterize, etiyolojisinde yavaş virüs enfeksiyonlarının sorumlu tutulduğu hastalık, aşağıdakilerden hangisidir? (1999 EYLÜL)
a)    Paget hastalığı
b)    Osteopetrozis
c)    Osteoporoz
d)    Osteogenezis imperfekta
e)    Akondroplazi    

Paget hastalığı 40 yaş üzerinde ve erkeklerde daha sık görülen bir kemik hastalığı olup etyolojide slow virüs enfeksiyonu suçlanmaktadır. Önce osteoklastik faz ile başlar. Sonra yıkım ve yapımın bir olduğu mikst faz ve son  dönemde sklerotik faz gelişir Mozaik kemik oluşumu patognomiktir.Paget hastalığı zemininden osteosarkom başta olmak üzere sekonder sarkomlar gelişebilir.
Cevap – A

71)    Meme kanseri nedeniyle modifiye radikal mastektomili hastanın kolunda meydana gelen tümör, aşağıdakilerden hangisidir? (1999 EYLÜL)
a)    Hemanjiyosarkom
b)    Lenfanjiyosarkom
c)    Hemanjiyoendotelyom
d)    Hemanjiyoperistom
e)    Kaposi sarkomu  

Aksiller küretaj uygulanan modifiye radikal mastektomili hastaların kolunda lenfödem gelişir. 10 yıl gibi uzun bir süre sonra bu zeminden kolda lenfanjiosarkom gelişebilir.
Cevap – B

72)    Aşağıdaki durumların hangisinden koryokarsinom gelişebilir?               (1999 EYLÜL)
a)    Endometrial karsinom
b)    Hepatom
c)    İnfiltratif duktal karsinom
d)    Teratom
e)    Glioblastoma multiforme

Germ hücre tümörleri aynı hücreden köken aldıkları için birden fazla tipte, karışık olarak görülebilir. En sık görülen kombinasyon Embrioner karsinom ve Teratom birliteliğidir (Teratokarsinom). Ama tüm tipler bir arada bulunabilir. Bu yüzden teratom ile birlikte koryokarsinomda görülebilir.
Cevap – D

73)    30 yaşındaki kadın hastanın, term bir gebeliği izleyen vajinal kanaması ve  serum HCG düzeyinde artış mevcuttur. Küretajda pleomorfizm gösteren trofoblastik hücrelerin vasküler invazyon ve myometrial infiltrasyon yaptıkları ancak villüs oluşturmadıkları gözleniyor. Bu hastanın en olası tanısı hangisidir? (1999 EYLÜL)
a)    Parsiyel mol
b)    Komplet mol
c)    Plasental site trofoblastik tümör
d)    İnvazif mol
e)    Placenta acreata

Plasental site trofoblastik tümör intermedier trofoblastların proliferasyonudur. Vasküler ve myometrial infiltrasyon görülebilir. Villus yapısı izlenmez. Hücrelerin immünhistokimya ile plasental laktojen ürettikleri belirlenebilir. HCG artışı düşük düzeydedir. Genellikle term bir gebeliği izleyerek vajinal kanama ile bulgu verir.
Cevap – C

74)    Memenin fibrokistik hastalığında izlenebilecek hangi morfolojik değişiklik ile kanser arasında ilişki vardır?     (1999 EYLÜL)
a)    Kist meydana gelmesi
b)    Apokrin metaplazi
c)    Stromal fibrozis
d)    Kalsifikasyon
e)    Epitelial hiperplazi

Fibrokistik hastalık farklı lezyonları bir arada içerebilen bir patolojidir. Kist oluşumu, stromal fibrozis ve apokrin metaplazi içeriyorsa kanser riski yoktur. (Basit fibrokistik hastalık). Distrofik kalsifikasyonda oluşabilir. Epitel hiperplazisi derecesine bağlı olarak risk taşır. Hafif hiperplazi risk içermezken orta-ağır dereceli hiperplazide hafif risk artışı vardır. En yüksek risk taşıyan bulgu ise atipik epitel hiperplazisidir.
Cevap – E

75)    45 yaşındaki kadın hastanın gribal enfeksiyon sonrası, troidinde ağrılı büyüme meydana geliyor. İnce iğne aspirasyon biopsisinde bol multinükleer dev hücreler saptanıyor. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?              (1999 EYLÜL)
a)    Foliküler adenom
b)    De Quervain tiroiditi
c)    Lenfositik troidit
d)    Hashimato hastalığı
e)    Graves hastalığı

De Quervain tiroiditi (subakut granulomatöz tiroidit) genellikle orta yaşlı kadınlarda viral enfeksiyon sonrasında tiroidin ağrılı büyümesi ve inflamasyonudur. Ateş ve sedimentasyon artışı mevcuttur. İltahabi hücrelerin yanısıra folikül dışına çıkan kolloide karşı, multinükleer dev hücreleride içeren yabancı cisim tipi granülomlar oluşur.
Cevap – B

76)    Kronik inflamasyonda fibrozis ve angiogenezde sorumlu hücre hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Aktive makrofaj
b)    Endotel hücre
c)    Nötrofil
d)    Eozinofil
e)    Plazma hücresi

Kronik inflamasyonda en önemli rolü oynayan aktive makrofadır. Salgıladığı lizozomal enzim ve mediatörler ile bağ dokusunu parçalar. Fibroblastlara yönelik büyüme faktörleri ilede fibrozis ve anjiogeneze yol açar.
Cevap – A

77)    Graf versus host  reaksiyonu aşağıdakilerden hangisinde en şiddetlidir? (2000 NİSAN)
a)    Otolog kemik iliği
b)    Otolog stem cell
c)    Allojenik karaciğer
d)    Allojenik böbrek
e)    Allojenik kemik iliği

Otolog doku nakli kişinin kendi dokusunun kullanılmasıdır. İmmün yanıt oluşturmaz. Aynı cins (insandan insana) doku nakli yapıldığında GVH reaksiyonu en şiddetli olarak kemik iliği naklinde oluşur.Çünkü immünolojik olarak güçlü hücreler kemik iliğinde yoğundur.
Cevap – E

78)    Ig üreten ve yüzeyinde taşıyan hücre aşağıdakilerden hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    B Lenfosit
b)    Plazma hücresi
c)    NK hücresi
d)    Eozinofil
e)    Mast hücresi

B lenfositlerinden köken alan plazma hücreleri immünglobulin üretebilen tek hücredir.
Cevap – B

79)    Atherosklerozda risk faktörü olmayan hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Erkek cinsiyeti
b)    Diabetes mellitus
c)    Hipertansiyon
d)    HDL artışı
e)    Sigara

Diabetes mellitus, hipertansiyon, sigara ve hiperlipidemi ateroskleroz için major risk faktörleridir. Erkek cinsiyet ise minor risk faktörüdür. HDL artışı ise ters etkili olup ateroskleroz riskini azaltır.
Cevap – D

80)    Küçük çocuklarda miyokard enfarktüsüne yol açabilen ve mukokutanöz lenf nodu hastalığı olarak da bilinen hastalık aşağıdakilerden hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Takayasu hastalığı
b)    Kawasaki hastalığı
c)    Churg strouss
d)    Henoch Schönlein Purpurası
e)    Poliarteritis nodoza

Kawasaki hastalığı küçük orta çaplı 
damarları tutan bir vaskülittir. Küçük çocuklarda görülür. Pankardit yapabildiği gibi koroner arterleride tutarak MI gelişimine yol açabilir. Ateş bilateral nonpürülan konjuktivit, el ayası ve ayak tabanında eritem, deokuamazyon ve püstül oluşabilir. Boyunda genellikle tek bir lenf nodunda büyüme vardır. En önemli ölüm sebebi kalp tutulumudur.
Cevap – B

81)    Mukozada ülsere yol açmadan lümene doğru polip şeklinde büyüyen, mitoz göstermeyen, nöron spesifik enolaz ve kromogranin ile boyanan tümör aşağıdakilerden hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Karsinoid tümör
b)    Bronkoalveolar karsinom
c)    Adenokarsinom
d)    Hamartom
e)    Skuamöz hücreli karsinom

Karsinoid  tümör maliğn bir tümör olmakla birlikte çok büyük boyutlara ulaşmaz; mitoz, pleomorfizim ve atipi nadirdir. Nöroendokrin bir tümör olduğundan nöron spesifik enolaz ve kromogranin ile immünhistokimyasal  olarak pozitif boyanma gösterir.
Cevap – A

82)    Aşağıdakilerden hangisi ekstranodal yerleşimli B hücreli malign Non Hodkgin lenfomadır? (2000 NİSAN)
a)    Maltoma
b)    Enteropati ile ilişkili ince barsak lenfoması
c)    Anjioimmunublastik lenfoma
d)    Anjiosentromerik lenfadenopatik lenfoma
e)    Mycozis fungoides

Maltoma; mukoza ile ilişkili lenfoid dokudan (MALT) gelişen, özellikle gastrointestinal sistem, solunum sisitemi, tiroid, tükrük bezi, göz gibi ekstranodal bölgelerde yerleşen, B lenfositi kökenli, düşük dereceli bir lenfomadır. Diğer şıklar T hücre kökenlidir.
Cevap – A

83)    Otoimmün gastrit için aşağıdakilerden hangisi karakteristiktir? (2000 NİSAN)
a)    Korpus mukozasında aktif kronik atrofik gastrit ve Helicobacter pylori varlığı
b)    Antrum mukozasında folikül oluşturan lenfosit varlığı
c)    Antrum mukozasında intestinal metaplazi
d)    Kardia mukozasında atrofi
e)    Korpus – fundus bezlerinde atrofi

Otoimmun gastrit paretal hücre, gastrin reseptörleri ve intersensek faktöre  yönelik antikorlarla oluşur. Parietal hücreler yalnız korpus – fundus’da bulunduğundan iki bölgede kronik inflamasyon, atrofi ve intestinal metaplazi görülebilir.
Cevap – E

84)    Genellikle distal kolonda başlayan ve proksimale ilerleyen, başlıca mukozada sınırlı aktif kolit ve ülserasyonun bulunması mukozal rejenerasyon ile pseudopolip gelişimi ve ileri olgularda toksik megakolon ile karakterli inflamatuar barsak hastalığı hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Crohn
b)    Tüberküloz
c)    Amebiazis
d)    Ülseratif kolit
e)    Giardiazis

Kolitis ülseroza kolonda sınırlı idiopatik inflamatuar barsak hastalığıdır. Distalden başlayıp proksimale doğru arada doku bırakmadan ilerler. Mukoza ve submukozda sınırlı inflamasyon ve ülserler arasında mukozadaki rejenerasyon alanları pseudopolipleri oluşturur. İleri olgularda toksik megakolon gelişebilir. Displazi ve kolon  karsinomu riski mevcuttur.
Cevap – D

85)    Karaciğer biyopsisinin ışık mikroskobisi ile incelenmesinde hepatit bulguları saptanmıştır. Bu durumun hepatit B düşündürmesi için hangi bulgu gereklidir? (2000 NİSAN)
a)    Hepatosit sitoplazmasında buzlu cam görünümü
b)    Portal alanda lenfositten zengin iltihap
c)    Kuppfer hücre hiperplazisi
d)    Sınırlayıcı membran harabiyeti
e)    Parankimde nekro-inflamatuar odakların saptanması.

Hepatosit stoplazmasında buzlu cam görünümü ve nüvede kumlu görünüm B hepatitini düşündürür.
Cevap – A

86)    Aşağıdakilerden hangisi spontan intraserebral hemorajinin en sık nedenidir? (2000 NİSAN)
a)    Anevrizma
b)    Hipertansiyon
c)    Tümör
d)    A-V malformasyon
e)    Kan discrazileri

Spontan intraserebral kanamanın en sık sebebi hipertansiyondur. Hipertansif kanamalar en sık derin yerleşimli gri bölgelerde, götürüldüğünden ganglionik hemoraji de denir.
Cevap – B

87)    Von Recklinghausen hastalığında hangi tümör multiple olarak bulunur? (2000 NİSAN)
a)    Fibroadenom
b)    Adenomatöz polip
c)    Retinoblastom
d)    Nörofibrom
e)    Bazal hücreli karsinom

VonRecklinghausen hastalığı (tip I nörofibromatozis) otozomal dominant geçişli bir kanser sendromudur. Hastalarda Lysch nodülleri, Cafe’au lait lekeleri, çok sayıda nörofibrom, schwannom, glial tümörler, menenjiom gibi nöral tümörler ve maliğn periferik sinir kılıfı tümörü riski bulunur. Feokromasitoma riski de artmıştır.
Cevap – D



88)    Berger hastalığı (IgA nefropatisi) aşağıdakilerden hangisine yol açmaz? (2000 NİSAN)
a)    Fokal proliferatif glomerülonefrit
b)    Diffüz mezenjial proliferasyon
c)    Diffüz membranöz glomerülonefrit
d)    Kresentik glomerülonefrit
e)    Normal mikroskobik görünüm

Berger hastalığı  glomerül mezenjiumumda IgA ve C3 birikimi ile karakterli bir nefritik sendromudur(IgA nefropatisi). Bu hastalıkta glomerül normal görülebilir, fokal proliferatif veya diffüz mezenjioproliferatif glomerülonefrit oluşabilir. Komplikasyon olarak kresentik GN veya fokal segmental glomeruloskleroz gelişebilir. Membranöz GN görülmez.
Cevap – C

89)    Aşağıdakilerden hangisi mesane karsinomuna yol açmaz? (2000 NİSAN)
a)    Ultraviole
b)    Endüstriel Arilamine
c)    Fenasetin
d)    Sigara
e)    S. hematobium enfeksiyonu

Ultraviole B ışınları ciltte bazal hücreli, skuamöz hücreli karsinom ve maliğn melanom oluşumu için risk faktörüdür. Mesane karsinomu ile ilişkili değildir.
Cevap – A

90)    Pott nereye yerleşir? (2000 NİSAN)
a)    El- ayak diafizi
b)    Uzun kemikler
c)    Pelvis – kafa kemikleri
d)    Vertebra korpusu
e)    Maksilla – mandibula

Tüberkülozun vertebra korpusunda yaptığı tutulum Pott hastalığı olarak isimlendirilir.
Cevap – D

91)    20 yaşında erkek hastada sağ dizde 2 aydır şişlik ve ağrı, radyolojik incelemede alt femurda medüller kaviteyi doldurup korteksi destrükte eden solid ve kistik alanları içeren lezyon bulunmaktadır. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Soliter kemik kisti
b)    Anevrizmal kemik kisti
c)    Kemiğin dev hücreli tümörü
d)    Osteokondrom
e)    Osteosarkom

Osteosarkom 10-20 yaş arasında sık olup erkeklerde daha sık görülür. En sık yerleşim yeri diz (femur distali – tibia proksimali) olup korteksi destrükte eden solid ve kistik alanlar içerebilen bir tümördür.
Cevap – E

92)    Bağ dokusu stromasının aşırı derecede artmış olduğu tümöre ne ad verilir? (2000 NİSAN)
a)    Medüller karsinom
b)    Skiröz karsinom
c)    Adenokarsinom
d)    Solid karsinom
e)    Teratom

Tümörler parankim ve stromadan oluşur. Bağ dokusu çatısını oluşturan ve tümörü besleyici damarları içeren stromanın belirgin olması tümörünün sert kıvamlı olmasına yol açar. Bu tür tümörlere skiröz tümör denir. Karsinomlar sarkomlara göre daha skiröz yapıdadır. Örneğin= invaziv duktal karsinom 
Cevap – B



93)    Overde makroskobik olarak unilateral, solid ve kistik alanlar içeren; salgıladığı östrojen nedeni  ile kız çocuklarda erken seksüel gelişme, yetişkin kadınlarda ise endometrial hiperplazi ve karsinom oluşturabilen seks kord- stromal tümör hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    Granüloza – teka hücreli tümör
b)    Fibroma
c)    Hilus hücreli tümör
d)    Disgerminom
e)    Sertoli leydig hücreli tümör

Overin seks kord – stromal tümörlerinden granüloza – teka hücreli tümör genellikle tek taraflı kitle yapıp olguların çoğunda östrojen üretir. Postmenapozal dönemde endometrial hiperplazi – karsinom, meme patolojileri oluştururken, jüvenil granüloza hücreli tümörler puberte prekoks oluşturur.
Cevap – A

94)    Hangisinin varlığı overin immatür malign teratomlarında malignite derecesini artırır? (2000 NİSAN)
a)    İmmatür kıkırdak 
b)    Kemik
c)    Nöroepitelial doku
d)    Çizgili kas
e)    Epitelial doku

İmmatür teratomlar maliğn tümörler olup embriyo veya fetusun dokularına benzeyen olgunlaşmamış doku komponentlerini içerir. Ortalama 18 yaş civarında sık görülür. İmmatür nöroepitelial dokunun miktarı fazla ise maliğnite derecesi yüksektir.
Cevap – C

95)    Aşağıdaki meme tümörlerinden iyi prognoza sahip olan hangisidir? (2000 NİSAN)
a)    İnvaziv lobuler karsinom
b)    Klasik invaziv duktal karsinom
c)    Taşlı yüksek hücreli karsinom
d)    Tubüler karsinom
e)    Metaplastik karsinom 

Memenin invaziv maliğn tümörleri içerisinde en iyi prognoza sahip olan tübüler karsinomdur. Klasik invaziv duktal karsinom ise en kötü prognoza sahip olan tümörüdür.
Cevap – D

96)    Aşağıdakilerden hangisinde, primer olarak hücresel immünite rol oynar?
(2000 EYLÜL)
a.    Gecikmiş tipte hipersensitivite reaksiyonu
b.    Antikora bağımlı hücresel reaksiyon
c.    Komplemana bağımlı hücresel reaksiyon
d.    Lokal immün kompleks hastalığı
e.    Sistemik anaflaksi

Hücresel immünite yalnızca tip IV aşırı duyarlılık reaksiyonunda ön planda rol oynar. Bu da iki alt gruba ayrılır:
-    Yardımcı T lenfositlerinin ön planda olduğu gecikmiş tipte aşırı duyarlılık reaksiyonu immün granülomları oluşturur.
-    Sitotoksik T lenfositlerinin ön planda olduğu sitotoksik reaksiyon viral enfeksiyonlar, maliğn tümörler, transplantasyon gibi durumlarda etkilidir.
Cevap – A

97)    Beyinde iskemiye bağlı, en sık görülen nekroz tipi aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Koagulasyon nekrozu
b.    Enzimatik yağ nekrozu
c.    Kalsifikasyon nekrozu
d.    Gangrenöz nekroz
e.    Likefaksiyon nekrozu

Santral sinir sistemi dışında iskemi koagülasyon nekrozu oluştururken beyinde her zaman likaefaksiyon nekrozuna yol açar.
Cevap – E

98)    Aşağıdakilerden hangisi, sekonder sifilisin bulgusudur? (2000 EYLÜL)
a.    Aortit
b.    Kondiloma lata
c.    Sifilitik gomlar
d.    Tabes dorsalis
e.    Şankr

Kardiovasküler sifilis, nörosifilis ve gomlar sifilisin tersiyer döneminde; şankr ise primer döneminde görülür. Kandiloma lata sekonder sifilisin bulgusudur.
Cevap – B

99)    Mycoplazma pneumonia, aşağıdakilerden hangisine yol açar?
     (2000 EYLÜL)
a.    Lober pnömoni
b.    Pürülan bronkopnömoni
c.    İnterstisyel pnömoni
d.    Akciğer absesi
e.    Akut bronşit

Mycoplasma pneumonia akciğerde atipik pnömoni (pnömonit) oluşturur. Alveol septumları yani intersisyumda inflamasyon belirgin olup alveol boşlukları temizdir. Bu nedenle intersisyel pnömoni denir.
Cevap – C

100)    Akciğerde periferik yerleşimli şüpheli bir lezyon varlığında, aşağıdakilerden hangisinin incelenmesi tanıda en hassas yöntemdir?
       (2000 EYLÜL)
a.    Bronş yıkama sıvısı
b.    24 saatlik balgam
c.    Lezyona eşlik eden plevral efüzyon sıvısı
d.    Transtorasik aspirasyon materyali
e.    Bronş fırçalama yöntemi

Trans torasik aspirasyon materyali, lezyonun yeri radyolojik olarak belirlendikten sonra, direkt lezyon içerisinden elde edildiğinden tanıda hassas bir yöntemdir. Diğer yöntemlerin, özellikle periferik yerleşen bir tümörde, tanı değeri daha düşüktür.
Cevap- D

101)    Aşağıdakilerden hangisi, bakteriyel endokarditin komplikasyonu değildir? (2000 EYLÜL)
a.    Valvüler kapak perforasyonu
b.    Supuratif perikardit
c.    Fokal embolik nefrit
d.    Serebral emboli
e.    Kolestatik hepatit

Bakteriyel endokardit kapak deformiteleri, perivalvüler apse oluşumu (myokardit) ve süpüratif perkardit oluşturabilir. Santral sinir sistemi, böbrek ve parmaklarda emboli, apse oluşumu ve damarlarda mikotik anevrizmlara yol açabilir. Kolestatik hepatit oluşturmaz.
Cevap – E

102)    Tiroid tümörünün kesitlerinde, nukleolus içermeyen, hipokromatik boş nükleuslar, nükleer çentik, eozinofilik intranükleer inklüzyonlar içeren hücreler ve Psammom cisimcikleri görülüyor. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Papiller karsinom
b.    Folliküler karsinom
c.    Medüller karsinom
d.    Anaplastik karsinom
e.    Skuamöz hücreli karsinom

Tiroidin papiller karsinomunda hipokromatik boş nukleuslar (buzlu cam görünümde nüveler) en önemli tanı kriteridir. Ayrıca nükleer çentik, intranükleer eozinofilik inklüzyonlar ve Psammom cisimcikleri görülebilir.
Cevap – A

103)    İleri yaşta bir kadın hastada, memede yavaş yayılım gösteren malign bir tümör varlığında, en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    İnfiltratif lobuler karsinom
b.    Komedo karsinom
c.    Kombine duktal ve lobuler karsinom
d.    Musinöz karsinom
e.    İnfiltratif duktal karsinom
Memenin müsinöz (kolloid) karsinomu ileri yaşta kadınlarda görülen ve yavaş yayılım gösteren bir maliğn tümördür.
Cevap – D

104)    Malinite potansiyeli taşıma olasılığı en düşük olan, aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Tübüler adenom
b.    Kalıtsal juvenil polipozis sendromu
c.    Tübülovillöz adenom
d.    Hiperplastik polip
e.    Villöz adenom

Kalıtsal jüvenil polipozis sendromunda maliğnite riski mevcuttur. Adenomatöz polipler içerisinde en yüksek risk içeren villöz adenom, ikinci olarak tübülovillöz adenom ve en az riski içeren tübüler adenomdur. Hiperplastik polip, eğer adenomatöz alan içermiyorsa premaliğn değildir.
Cevap – D

105)    Halsizlik, transaminaz yüksekliği olan bir hastanın karaciğer biyopsisinde, portal aralıklarda yoğun inflamatuar infiltrasyon, inflamasyonun lobül içine ilerlediği ve fokal hepatosit nekrozunun bulunduğu gözleniyor. Ayrıca, hepatositlerde buzlu cam görünümünde sitoplazma saptanmıştır. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Akut A hepatiti
b.    Kronik aktif B hepatiti
c.    Kolestatik hepatit
d.    Fulminan hepatit
e.    Karaciğer sirozu

Portal aralıklardaki yoğun inflamasyonun lobül içerisinde ilerlemesi kronik aktif hepatitin bulgusudur. Sitoplazmada buzlu cam görünümü ise B hepatitini düşündürür.
Cevap – B

106)    Gliozisde ön planda rol oynayan hücre tipi, aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Astrosit
b.    Olgiodendrosit
c.    Ependimal hücre
d.    Nöron
e.    Schwann hücresi

Santral sinir sisteminde skar dokusu gliozis olarak isimlendirilir. Bu olayda ön planda rol oynayan hücreler, glial dokunun temel hücresini oluşturan astrositlerdir.
Cevap – A

107)    Fungal menenjite en sık yol açan ve musinöz kapsülü olan mikroorganizma, aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Actinomyces israeli
b.    Mukor
c.    Cryptococcus neoformans
d.    Candida albicans
e.    Coccidioides immitis

Kronik menenjit mantar enfeksiyonuna bağlı oluşabilir. En sık etken Cryptococcus neoformans’dır.
Cevap – C

108)    Anemilerden hangisinin patogenezinde, eritrosit membran protein bozukluğu vardır? (2000 EYLÜL)
a.    Vitamin B12 eksikliği anemisi
b.    Demir eksikliği anemisi
c.    Herediter sferositoz 
d.    Aplastik anemi
e.    Folik asit eksikliği anemisi

Herediter sferositoz OD geçiş gösteren bir hastalık olup bir memebran proteini olan spektrinin yapısında defekt vardır.
Cevap – C

109)    Kronik lenfositik lösemi ile morfolojik, fenotipik ve genotipik olarak benzer özellikler gösteren malign lenfoma, aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Anjioimmünoblastik T hücreli lenfoma
b.    Hodgkin lenfoma
c.    Diffüz büyük hücreli lenfoma
d.    Mykozis fungoides
e.    Küçük lenfositik lenfoma

Küçük lenfositik lenfoma ileri yaşlı erkek hastalarda daha sık görülen, yavaş olarak ilerleyen düşük dereceli bir Non-Hodgkin lenfomadır. Zamanla diğer lenf nodları, karaciğer ve dalağa yayılır. %40 olguda kemik iliği tutulumu sonrası perferik dolaşıma çıkabilir ve lenfositik lösemiden ayrılamaz. Yaşam süresi uzun olmakla birlikte tedavi şansı yoktur.
Cevap – E

110)    Aşağıdaki kemik tümörlerinden hangisinin, histopatolojik olarak malign lenfoma ile karıştırılması olasılığı en yüksektir? (2000 EYLÜL)
a.    Ewing sarkomu 
b.    Kemiğin dev hücreli tümörü
c.    Kondrosarkom
d.    Osteosarkom
e.    Osteoid osteom

Ewing sarkomu çocukluk çağı tümörü olup PNET grubunda yer alan küçük, yuvarlak, mavi hücreli bir tümördür. Bu görüntüsü nedeni ile lenfoma ile karıştırılabilir.
Cevap – A

111)    Çocuklarda, nefrotik sendroma en sık yol açan aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Böbrek amiloidozu
b.    Proliferatif glomerulonefrit
c.    Lipoid nefroz
d.    Membranöz glomerulonefrit
e.    Fokal segmental glomeruloskleroz

Çocuklarda nefrotik sendrom genellikle primer olarak oluşur ve en sık nedeni lipoid nefrozdur (Minimal lezyon hastalığı).
Cevap – C

112)    Bel ağrısı yakınması nedeniyle hastaneye başvuran 60 yaşında erkek hastanın grafisinde, vertebralarda çok sayıda osteoblastik, metastaz ile uyumlu görünüm saptanmıştır. Primer tümör en büyük olasılıkla aşağıdaki organlardan hangisindedir? (2000 EYLÜL)
a.    Akciğer
b.    Böbrek
c.    Kolon
d.    Prostat
e.    Testis

Prostat karsinomu paravertebral plakesuslar aracılığı ile hematojen yolla vertebra metastazı yapabilir. Erkeklerde en sık görülen maliğn organ tümörüdür ve ileri yaşların hastalığıdır. Metastazları osteoblastik yapıda olabilir.
Cevap – D

113)    Uterus leiomyomları ile, leiomyosarkomlarının histopatolojik olarak ayırt edilmesinde,  en önemli kriter hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Nekroz
b.    Mitoz
c.    Nükleomegali
d.    Nükleol belirginliği
e.    Hipersellülarite

Leiomyom ve leiomyosarkom ayrımında mitoz başta olmak üzere nekroz, hiperselülarite ve atipi önemli kriterlerdir.
Cevap – B

114)    Testiste ağrısız şişlik nedeniyle başvuran 24 yaşındaki bir hastada, alfa fetoprotein ve human korionik gonodotropin yüksekliği belirleniyor. En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 EYLÜL)
a.    Tüberküloz orşit
b.    Klasik seminom
c.    Embriyonel karsinom
d.    Leydig hücreli tümör
e.    Rabdomyosarkom

Testiste ağrısız şişliğin en sık nedeni testis tümörleridir. Embrioner karsinom 20-30 yaşlar arasında görülüp sıklıka alfa fetoprotein ve human korionik gonadotropin yüksekliği ile karakterlidir. Seminomda da ise  AFP yükselmez.
Cevap – C

115)    Her 3 germ yaprağından köken alan ve overde, testiste yada orta hat embriyonel artıklarından gelişebilen neoplaziye ne ad verilir? (2000 EYLÜL)
a.    Mikst tümör
b.    Koristom
c.    Keratoakantom
d.    Hamartom
e.    Teratom

Her 3 germ yaprağından köken alan tümör teratomdur. Over, testis yada orta hat embriyonel artıklarından gelişebilir. Beyin, mediasten ve retroperitonda orta hatta yerleşebilir. İlk 4 ay içerisinde en sık sekrokoksigeal bölgede yerleşir.
Cevap – E


116)    Dokularda demir birikimini gösteren histokimyasal boya reaksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?              (2001 NİSAN)
a-    Gümüşleme
b-    Kongo kırmızısı
c-    Prusya mavisi
d-    Trikrom
e-    Fontana

Demir birikimi Prusya mavisi ile gösterilir. Amiloid için kongo kırmızısı, bağ dokusu için trikrom boyalar kullanılır. Mantarları göstermek  için PAS ve gümüş boyaları, nöroendokrin hücreler için gümüşleme yöntemleri ve melanositler için Mason – Fontana yöntemi kullanılır.
Cevap – C

117)    Plazma hücrelerinden zengin perivasküler iltahabi reaksiyonun eşlik ettiği obliteratif endarterit  bulgusu aşağıdaki hastalıklardan  hangisi için karekteristiktir? (2001 NİSAN)
a-    Pürülan beyin apsesi
b-    Menenjitik nörosifilis
c-    Akut piyojenik menenjit
d-    Viral meningoensefalit
e-    Crutzfeld-Jakob hastalığı

Plazma hücrelerinden zengin iltihabi infiltrasyon ve obliteratif endarterit sifilisin bulgusudur.
Cevap – B

118)    Aşağıdaki genlerden hangisi, normal formunda hücre genomundaki zedelenmeyi saptayarak, hücre DNA sının onarımını veya apopitozisi başlatır? (2001 NİSAN)
a-    sis
b-    myc
c-    ras
d-    p53
e-    erb.B2

Normal yapısında p53 tümör süpresör geni mutasyonu saptayarak hücreyi durdurur ve DNA tamiri için gerekli süreyi sağlar. Tamir olmazsa hücreyi apoptozla ortadan kaldırır. p53 mutasyonu ile aktivitesi ortadan kalkarsa mutant hücre çoğlamaya devam eder. Eklenen yeni mutasyonlarla maliğnite riski artar.
Cevap – D

119)    Akkiz immün yetmezlik sendromunda (AİDS) en sık görülen malign hastalık aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Akut lenfositik lösemi
b-    Santral sinir sisteminin primer lenfoması
c-    Epidermoid karsinom
d-    Liposarkom
e-    Kaposi sarkomu

AİDS’li hastalarda en sık görülen maliğn tümör Kaposi sarkomudur. Etkeni HHV tip 8 (KSHV). Ayrıca ekstranodal lenfomalar sık olup en sık SSS’e yerleşir. Etken EBV. Bunun dışında HPV etkisi ile serviks karsinomu, EBV etkisi ile leiomyosarkom, HHV tip 8 ile nadir görülen efüzyon lenfomaları vardır. AİDS’li çocuklarda sık görülen bir tümör ise Burkitt lenfomadır.
Cevap – E

120)    Aşağıdakilerden hangisi bronşiektazi gelişiminde rol oynamaz?    (2001 NİSAN)

a-    Kistik fibrozis
b-    Nekrotizan pnömoni
c-    Yabancı cisime bağlı bronşial obstrüksiyon
d-    Kartegener sendromu
e-    Silikozis

Bronşiektazi tekrarlayan nekrotizan enfeksiyonlarar bağlı olarak hava yollarında zedelenme ve kalıcı genişlemedir. En sık nedenleri obstrüksiyon, enfeksiyon riskini arttıran herediter hastalıklar ve nekrotizan pnömonilerdir. Silikozis ise alveol septumlarında granülomatöz inflamasyon ve fibrozisle karakterli kronik restriktif hastalıktır.
Cevap – E

121)    Aşağıdakilerden hangisi, akut romatizmal ateşte görülen karekteristik bulgulardan biridir? (2001 NİSAN)
a-    Choardae tendinea rüptürü
b-    Verriköz endokardit
c-    Sol atriumda endokardiyal fibrozis
d-    Osler nodülü
e-    Mitral valvülde kalsifikasyon

ARA’da kalpte pankardit görülür ?Fibrinöz perikardit, myokard içinde Aschoff cisimcikleri  ve inflamasyon (myokardit) ile endokardda verrüköz endokardit
Cevap – B

122)    Myokard enfarktüsünde, aşağıdaki nekroz türlerinden hangisi görülür? (2001 NİSAN)
a-    Koagülasyon
b-    Gangrenöz
c-    Kazeifikasyon
d-    Likefaksiyon
e-    Fibrinoid

SSS dışında  tüm vücutta iskemi koagülasyon nekrozuna yol açar. Myokard enfaktüsü soluk enfaktüstür. SSS ‘de ise iskemi likefaksiyon nekrozu oluşturur.
Cevap – A

123)    Nörosekretuar granülleri olan tümör hücreleri ve stromal amiloid birikimi ile karekterize, malign tiroid tümörü aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Malign lenfoma
b-    Papiller karsinom
c-    Medüller karsinom
d-    Epidermoid karsinom
e-    Folliküler karsinom

Medüller karsinom, tiroidin parafoliküler C hücrelerinden köken alan nöroendokrin bir tümördür. EM ile nörosekret granülleri, immünhistokimyasal incelemeler ile  kromogranin, NSE ve sinaptofizin gibi nöroendokrin belirleyiciler karakteristiktir. Olguların çoğunda prokalsitonin yapısında lokalize amiloidoz vardır. Tanıda en değerli olan kalsitonin üretimidir.
Cevap – C

124)    Aşağıdakilerden hangisi memenin stromal kompanentlerinden gelişen bir tümördür? (2001 NİSAN)
a-    Fibroadenom
b-    Skiröz karsinom
c-    İnvaziv ductal karsinom
d-    Meduller karsinom
e-    İnvaziv lobuler karsinom

Fibroadenom lobul içi stromdan köken alan bir meme tümörüdür. Memenin en sık görülen beniğn tümörü olup gençlerde sıktır. Epitel hücreleri ile döşeli yarık – kistler ve stromal hücrelerden oluşan mikst (bifazik) tümördür. Siklik boyut değişkliği gösterebilir. Hamilelerde büyüyebilir. Postmenapozal dönemde boyutu azalır.Cevap – A

125)    Uzun süren gastroözofagial reflünün bir komplikasyonu olarak gelişen ve distal özofagus çok katlı yassı epitelinin metaplastik tek katlı prizmatik epitele dönüşmesi ile karakterize patoloji aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Mallory-Weis sendromu
b-    Akalazya
c-    Peterson –Kelly sendromu
d-    Barrett özofagus
e-    Plummer Vinson

Vücutta skuamöz epitelin, galndüler prizmatik epitele dönüştüğü tek metaplazi örneği Barrett özefagusudur. Özefagusun adenokarsinomu için bilinen en önemli risk faktördür.
Cevap – D

126)    Aşağıdaki organların hangisinde kronik venöz konjesyona eşlik eden gandy-gama nodülü gelişir? (2001 NİSAN)
a-    Akciğer
b-    Karaciğer
c-    Beyin
d-    Böbrek
e-    Dalak

Dalakda uzun süreli konjesyon hemosiderin birkimi ve fibrozise (siderofibrotik odak) yol açar. Bunlara Gamna – Gandy cisimciği denir.
Cevap – E


127)    Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin eksikliği, santral veya periferik sinir sisteminde patolojiye neden olmaz? (2001 NİSAN)
a-    C vitamini
b-    E vitamini
c-    B6 vitamini
d-    B12 vitamini
e-    B1 vitamini

C vitamini eksikliği skorbüt olarak isimlendirilen tabloya yol açar. Kollajen sentezinde defekte bağlı  hemoraji, subperiostal hematom ve intraserebral kanamalar oluşabilir. Büyümekte olan çocukta iskelet defektleri, ciltte hiperkeratotik papüler döküntü oluşabilir. Yara iyileşmesi gecikir. Santral veya periferik sinir sisteminde patoloji oluşmaz.Cevap – A

128)    Çocuklarda medulloblastomun  en sık yerleştiği bölge hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Frontal
b-    Corpus callosum
c-    Pons
d-    Serebellum
e-    Hipofiz

Medülloblastom çocuklarda en sık serebellum vermisinde yani orta hattında yerleşir. Pilositik astrositom ise lateral yerleşimli olup serebellar hemisferlere yerleşir.
Cevap – D

129)    Epifizal ve metafizal kıkırdak büyümesinde azalma sonucu cüceliğe yol açan, kafa ve omurga kemiklerinde tutulma gözlenmeyen gelişme bozukluğu aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Paget hastalığı
b-    Osteogenezis imperfecta
c-    Osteopetrozis 
d-    Marfan sendromu
e-    Akondroplazi

Akondroplazi, kıkırdak olgunlaşmasında bozukluk sonucu epifizyel bölgede kemik büyümesinde defekt oluşturur. Uzun kemikler etkilenir; kafa ve omurga kemikleri normaldir. Böylece ekstremitelerde kısalık ile orantısız cücelik oluşturur.
Cevap – E

130)    Aşağıdaki patolojilerin hangisinde Cushing sendromu gelişmesi beklenmez? (2001 NİSAN)
a-    Ektopik ACTH sekresyonu
b-    Uzun süren glikokortikoid tedavi
c-    17 alfa hidroksilaz eksikliği
d-    Surrenal korteks adenomu
e-    ACTH salgılayan hipofiz adenomu

Cushing sendromunun en sık nedeni ekzojen glikokortikoid tedavidir. Erişkinlerde en sık endojen sebep ACTH salgılayan hipofiz adenomudur. Kortikosteroid sentezinde görevli enizimlerde eksiklik adrenogenital sendromu oluşturur. Glikokortikoid üretilemediğinden Cushing sendromu oluşamaz. Adrenal glandlar hiperplaziktir.
Cevap – C

131)    Uzun süreli dialize giren hastalarda gözlenen amiloidin öncü proteini aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Transtretin
b-    Beta 2 mikroglobulin
c-    Apo-SAA
d-    Gelsolin
e-    Atrial natriüretik faktör

Uzun süre dilaiz gören böbrek yetmezliği hastalarında sistemik amiloidoz gelişebilir. Birikimler Beta 2 mikroglobulin yapısındadır.
Cevap – B

132)    Erişkinlerde, mesanede en sık görülen malign tümör aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Değişici epitel hücreli karsinom
b-    Yassı hücreli karsinom
c-    Adeno karsinom
d-    Küçük hücreli karsinom
e-    Sarkomatoid karsinom

Mesanede en sık görülen maliğn tümör değişici epitel hücreli (transizyonel-ürotelial) karsinomdur. İleri yaşlı erkeklerde daha sık olup sigara, anilin boyaları, petrokimya ürünleri, siklofosfamid, S. hematobium enfestasyonu gibi risk faktörleri vardır. İkinci sıklıkta yassı epitel hücreli karsinomu (%5) ve üçüncü olarak adenokarsinoma (%2) görülür. Küçük hücreli karsinom ve sarkomatoid karsinom ise nadir ve kötü prognozlu tümörleridir.
Cevap – A

133)    Ektopik gebelik için en önemli predispozan faktör aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    İntrauterin kontraseptif araçlar
b-    Apendisite ikincil peritoneal yapışıklıklar
c-    Endometriozus
d-    Leiomyomlar
e-    Pelvik enflamatuvar hastalığa ikincil kronik salpenjit

Pelvik inflamatuar hastalığa sekonder gelişen kronik salpenjit fibrozis ve yapışıklıklara yol açarak ektopik gebelik için en önemli predispozan faktörü oluşturur.
Cevap – E


134)    Otuzaltı yaşındaki erkek hastada testiste ağrısız şişliğe neden olan tümör, en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a-    Yolk kesesi tümörü
b-    Teratom
c-    Koryokarsinom
d-    Seminom
e-    Sertoli hücreli tümör

Seminom 30-50 yaş arası en sık görülen testis tümörüdür. Makroskobik olarak iyi sınırlı olup hemoraji ve nekroz belirgin değildir. Mikroskobik olarak berrak sitoplazmalı  hücrelerin solid proliferasyonu, fibröz bantlar ve lenfositik infiltrasyon görülür. PLAP immünhistokimya ile pozitiftir. %10-50 olguda HCG üretebilir. Nonseminomatoz tümörlere göre daha iyi prognozlu ve radyosensitiftir.
Cevap – D

135)    Otuz yaşındaki kadından eksize edilen servikal lenfadenopatinin mikroskopisinde, papiller yapılar oluşturan hipokromatik nükleuslu hücreler ve konsantrik lameller kalsifikasyon içeren tümöral gelişim izlenmiştir, bu tümörün primer odağı en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir? (2001 NİSAN)
a)    Meme
b)    Tiroid
c)    Over
d)    Akciğer
e)    Tükürük bezi

Papiller karsinom, hipokromatik nükleuslu (buzlu cam nüve) hücreler ve konsatrik lameller kalsifikasyonla (psammom cisimciği) karakterli tiroid karsinomdur. Tam anında servikal lenf nodu metastazı %50 olguda mevcuttur, ama prognozu etkilemez. Tiroid karsinomları içerisinde en iyi prognoza sahiptir.
Cevap – B
 
136)    Aşağıdakilerden hangisinin kendini yenileme yeteneği en düşüktür ?      (2001 EYLÜL)
a)    Hematopoetik hücreler
b)    Barsak epitel hücreleri
c)    Böbrek tübül epiteli
d)    İskelet kası
e)    Fibroblast
İskelet  kası ve  kalp kası hücreleri çizgili kas hücreleridir. Çizgili kas hücreleri ve nöronlar kalıcı hücrelerdir. Çoğalma yetenekleri yoktur. Hematopoetik hücreler ve barsak epitel hücreleri sürekli çoğalan labil hücreler; böbrek tübül epiteli ve fibroblastlar ise gerektiği zaman çoğalabilen stabil hücrelerdir.
Cevap – D

137)    AIDS’in gelişmesinde HIV virüsü reseptörü olarak işlev gören molekül aşağıdakilerden hangisidir ? (2001 EYLÜL)
a)    CD3 
b)    CD8
c)    CD20
d)    T Hücre reseptörü
e)    CD4

HIV virüsü hücre yüzeyinde bulunan CD4 molekülünü reseptör olarak kullanarak hücreleri enfekte edebilir. İmmün sistemde yüzeyinde CD4 molekülü bulunan yardımcı T lenfositleri ve makrofajları enfekte eder. 
Cevap – E

138)    Aşağıdakilerden hangi bölge karsinomlarında CEA düzeyleri en yüksektir ? (2001 EYLÜL)
a)    Larinks
b)    Kolorektal bölge
c)    Testis
d)    Böbrek
e)    Karaciğer

CEA onkofetal antijenlerden biridir. Kolon adenokarsinomu başta olmak üzere pankreas adenokarsinomu, meme karsinomları gibi  adenokarsinomlarda ve tiroidin medüller  karsinomunda yüksek düzeyde belirlenebilir.
Cevap – B

139)    Aşağıdakilerden hangisi aterom plağında görülebilen komplikasyonlardan biri değildir ? (2001 EYLÜL)
a)    Yağlı çizgilenmeler
b)    Kalsifikasyon
c)    Plak içine kanama
d)    Ülserasyon
e)    Trombüs gelişimi

Ateroskleroz çocukluk çağında ilk kez damar lümeninde yağlı çizgilenmeler şeklinde başlar. Zamanla ilerleyerek 4. on  yıldan sonra fibröz takke ile çevrili kolesterol ve esterlerinin birikini, kolesterolle yüklü makrofaj ve düzkas hücrelerinin proliferasyonu ile oluşan aterom plaklarına dönüşür. Aterom plağı yüzeyinde fissür ve ülserasyonlar, trombüs oluşumu, kalsifikasyon, plak içine kanama ve anevrizma gelişimi gibi komplikasyonlar oluşabilir.
Cevap – A

140)    Sekonder tüberküloz akciğerde en sık nereye yerleşir ? (2001 EYLÜL)
a)    Alt lob alt segment
b)    Alt lob paravertebral kenarlar
c)    Mediastinal kenarlar
d)    Üst lob alt segment
e)    Apikal bölgeler

Primer tüberküloz en sık üst lob alt pol veya alt lob üst pol bölgesinde yerleşir. Sekonder tüberküloz ise en sık apikal bölgede, plevraya 1-2 cm uzaklıkta yerleşir.
Cevap – E

141)    58 yaşında sigara içmeyen bir kadında, sağ akciğer orta lob periferinde saptanan bir tümör en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir ? (2001 EYLÜL)
a)    Küçük hücreli karsinom
b)    Karsinoid tümör
c)    Adenokarsinom
d)    Büyük hücreli karsinom
e)    Yassı hücreli karsinom

Sigara  içmeyen kadın hastalarda en sık görülen akciğer karsinomu olan adenokarsinom periferik bölgelerde yerleşir. Küçük hücreli karsinom ve yassı hücreli karsinom sigara ile kuvvetli ilişki gösterip en sık santral yerleşimlidir. Karsinoid tümörün sigara ile ilişkisi gösterilmesede santral yerleşimi nedeni ile ekarte edilir. Büyük hücreli karsinom sıklıkla periferde yerleşsede nadir görülür.
Cevap – C

142)    Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde, dokularda “AL” tipi protein birikimi görülür ? (2001 EYLÜL)
a)    Multiple myelom
b)    Tüberküloz
c)    Kronik böbrek yetmezliği
d)    Alzheimer hastalığı
e)    Tiroid medüller karsinomu
AL tipi amiloid birikimi hafif zincir yapısında immunglobulinden oluşur ve plazma hücreleri tarafından üretilir. Primer amiloidoz olarak isimlendirilir ve plazma hücre diskrazilerinde görülür. Multiple myelom en sık görülen maliğn plazma hücre diskrazisi olup %6-15 olguda primer amiloidozla birliktedir.
Cevap – A

143)    Daha sık olarak servikal , supraklaviküler ve mediastinal lenf düğümlerini tutan, adelosan ve genç erişkinlerde sık olup kadınlarda erkeklere göre daha fazla görülen, iyi prognozlu Hodgkin lenfoma tipi aşağıdakilerden hangisidir ?               (2001 EYLÜL)
a)    Lenfosit üstünlüğü
b)    Nodüler skleroz
c)    Mikst hücreli tip
d)    Lenfosit kaybı , diffüz fibrozis
e)    Lenfosit kaybı , retiküler varyant

Nodüler sklerozan tipte Hodgkin lenfoma en sık görülen Hodgkin lenfoma tipi olup adolesan ve gençlerde sıktır. Kadınlarda erkeklerden sık görülür. Alt servikal, supraklaviküler ve mediastinal lenf düğümlerini tutar ve erken evrede iyi prognoza sahiptir.
Cevap – B

144)    Patogenezinde HTLV-1 virüsünün rol oynadığı lenfoproliferatif hastalık, aşağıdakilerden hangisidir ?                (2001 EYLÜL)
a)    Erişkin T hücreli lenfoması
b)    Mikozis fungoides
c)    Non-endemik Burkitt lenfoma
d)    Foliküler lenfoma
e)    Lenfoblastik lenfoma

HTLV – 1 virüsü maliğn tümör oluşumuna yol açan bir RNA virüsüdür. Yardımcı T lenfositlerinden köken alan agresif bir non-Hodgkin lenfoma olan erişkin T hücreli lösemi / lenfomasına yol açar.
Cevap – A

145)    Kronik özefajitin en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir ?            (2001 EYLÜL)
a)    Koroziv madde içilmesi
b)    Candida albicans enfeksiyonu
c)    Sitomegalovirüs enfeksiyonu
d)    Üremi
e)    Gastroözefagial reflü

Gelişmiş ülkelerde kronik özefajitin en sık sebebi gastroözefageal reflüdür. Uzun sürede bu zeminde Barret özefagusu gelişebilir. İmmün yetmezlik sendromları ve kemoterapi hastalarında kandida ve CMV özefajiti görülebilir. Üremi ve asit –alkali madde içilmeside özefajite yol açabilir.
Cevap – E

146)    Aşağıdaki mide tümörlerinden hangisi nöroendokrin özellik içerir ? (2001 EYLÜL)
a)    Taşlı yüzük hücreli karsinom
b)    Karsinoid tümör
c)    Lenfoma 
d)    Leyomiyosarkom
e)    Villöz adenom

Mukozda yerleşen nöroendokrin hücrelerden gelişen karsinoid tümörler gastroinetstinal sistem ve solunum sisteminde görülebilir. APUD hücre tümörü olduğundan çok sayıda peptid üretip paraneoplastik sendromlara yol açabilir. Maliğn tümör olmakla birlikte kötü prognozlu değildir.
Cevap – B

147)    Aşağıdaki kalın barsak poliplerinden hangisi neoplastik özelliktedir ?         (2001 EYLÜL)
a)    Hiperplastik polip
b)    Retansiyon polibi
c)    Juvenil polip
d)    Adenomatöz polip
e)    Peutz-Jeghers polibi

Kalın barsak da neoplazik özellikte olan adenomatöz poliplerdir. Hiperplastik polipler uzun süreli inflamasyonlara reaktif gelişen mukozal protruzyonlar olup Peutz – Jeghers polibi, jüvenil polip ve erişkinlerde görülen retansiyon polibi hamartomatöz olarak kabul edilir.
Cevap – D

148)    Mikroskopik incelemede lobül içerisinde yağlanma, perivenüler fibrozis, nötrofilik infiltrasyon ve şişmiş hücreler içerisinde Mallory cisimcikleri görüldüğünde, en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?             (2001 EYLÜL)
a)    Wilson hastalığı
b)    Primer bilier sirozun ilk evreleri
c)    Alkolik hepatit
d)    Alfa - 1 antitripsin yetmezliğine bağlı karaciğer değişikliği
e)    Akut viral hepatit

Alkolik hepatit mikroskobik incelemede sentrobuler bölgede nötrofilik infiltrasyon, perivenüler fibrozis ve hepatositler içerisinde Mallory cisimcikleri ile karakterli bir karaciğer patolojisi olup 1-2 yıl içerisinde siroza ilerleyebilir.
Cevap – C

149)    İntraserebral kanamanın en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir? (2001 EYLÜL)
a)    Anevrizma rüptürü
b)    Travma
c)    Kan diskrazileri
d)    Anjiyom
e)    Hipertansif damar hastalığı

Spontan intraserebral kanamanın en sık nedeni hipertansif damar hastalığı olup kanama en sık putamende oluşur. Beynin derin yerleşmeli gri bölgelerinde geliştiğinden ganglionik hemaroji adı verilir. Anevrizma rüptürü en sık subaraknoid kanama oluşturur.  Travma ile epidural – subdural kanamalar sıktır.
Cevap – E

150)    Aşağıdaki glomerülonefrit tiplerinden hangisinde, immünfloresan incelemede bazal membranda çizgisel immünglobulin birikimi görülür? (2001 EYLÜL)
a)    Anti-GBM nefriti
b)    Akut poststreptokoksik glomerülonefrit
c)    Lupus nefriti
d)    Fokal glomerüloskleroz
e)    IgA nefropatisi

Goodpasture sendromunda glomerül bazal membrana yönelik antikorlar mevcuttur. (Anti – GBM nefriti). Antikor bazal membran boyunca tutunma gösterdiğinden immünfloresan incelemesinde lineer (çizgisel) birikim izlenir.
Cevap – A

151)    Yaşlı bir hastada kosta yerleşimli kemik tümörü saptanması durumunda, öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? (2001 EYLÜL)
a)    Osteosarkom
b)    Ewing sarkomu
c)    Kondroblastom
d)    Kondrosarkom
e)    Dev hücreli kemik tümörü

Kondrosarkom kemiğin osteosarkomdan sonra ikinci sıklıkta görülen maliğn tümörü olup ileri yaşlarda görülür. Kosta, pelvis ve omuz gibi merkezi bölgelerde daha sık yerleşir. Kıkırdak üreten maliğn kemik tümörüdür.
Cevap – D

152)    Degeneratif artritte gözlenen karekteristik histolojik bulgu aşağıdakilerden hangisidir? (2001 EYLÜL)
a)    Eklem kıkırdağında fibrilasyon ve yarıklanma
b)    Pannus gelişimi
c)    Eklem sıvısında anizotropik kristaller
d)    Diffüz proliferatif snovit
e)    Fibröz veya kemiksi ankiloz

Osteoartrit en sık görülen eklem hastalığı, olup dejeneratif artrittir. En karakteristik  özelliği artiküler kıkırdakda ilerleyici erezyon oluşturmasıdır. Diffüz proliferatif snovit, pannus gelişimi ve ankiloz romatoid artrit ile; eklem sıvısında kristallerin varlığı ise Gut hastalığı ile ilişkilidir.
Cevap – A

153)    Overde sık görülen, içinde kıl, diş ve sebase materyal bulunan germ hücre kökenli tümör aşağıdakilerden hangisidir? (2001 EYLÜL)
a)    Disgerminom
b)    Benign kistik teratom
c)    Malign teratom
d)    Endodermal sinüs tümörü
e)    Koryokarsinom

3 germ yaprağından köken alan teratom overde en sık görülen germ hücre tümörüdür. Üreme ocağında kadınlarda sık olup en sık kistik teratom (dermoid kist) şeklindedir. Lümende sebase materyal, kıl, diş gibi ektodermal elemanlar sık görülür. Ayrıca endodermal ve mezodermal elemanlarda içerir.
Cevap – B

154)    Prostat karsinomunda  metastaz, en sık aşağıdakilerden hangisinde görülür? (2001 EYLÜL)
a)    Karaciğer
b)    Akciğer
c)    Lumbal vertebra
d)    Böbrek 
e)    Beyin

Prostat karsinomu, karsinom olduğu halde hematojen metastazın sık görüldüğü bir maliğn tümördür. Bölgesel lenf nodu metastazları, erken dönemde görülmekle birlikte hematojen yolla en sık lumbal vertebraya metastaz yapar.
Cevap – C

155)    Aşağıdakilerden hangisi, Hashimoto troiditi için mikroskobik tanı koydurucu ana kriterlerden birisidir? (2001 EYLÜL)

a)    Multinükleer dev hücre
b)    Küçük atrofik foliküller
c)    Folikül epitelinde Hurtle hücre değişikliği
d)    Granülomatöz iltahap
e)    Çok katlı yassı epitel metaplazisi

Hashimoto tiroditinin mikroskobik bulguları yoğun lenfositik infiltrasyon, lenfoid folikül oluşumu, plazma hücreleri ve küçük çaplı folikülleri döşeyen Hurtle  hücreleridir. Granülomatöz iltihap olmadığından multinükleer dev hücreler görülmez. Çok katlı yassı epitel metaplazisi nadirdir.
Cevap – C