1) Renal korpüskül aşağıdaki yapılardan hangisini içermez?
a) Bowman kapsülü
b) Distal tübül
c) Viseral epitel hücresi
d) Mezenjium
e) Glomerül bazal membranı
2) Hangisi dolaşan immun kompleks nefritidir?
a) Goodpasture sendromu
b) Diabetik nefropati
c) SLE nefriti
d) Alport sendromu
e) Amiloid böbreği
3) Lipoid nefrozda ultrastrüktürel değişiklikler nerededir?
a) Endotel
b) Viseral epitel
c) Mezenjium
d) Bazal membran
e) Bowman kapsülü
4) Aşağıdakilerden hangisi hidronefroz nedeni değildir?
a) Renal arter stenozu
b) Büyük uterin leiomyom
c) Böbrek taşı
d) Benign prostat hiperplazisi
e) Üreterde değişici epitel hücreli karsinom
5) Hangisi glomerül bazal membranın komponenti değildir?
a) Fibronektin
b) Heparan sülfat
c) Laminin
d) Tip IV kollajen
e) Fibrin
6) Renal hücreli karsinomda aşağıdakilerden hangisi görülmez?
a) Hiperlipidemi
b) Cushing sendromu
c) Polisitemi
d) Hiperkalsemi
e) Feminizasyon
7) SLE’de oluşmayan glomerülopati aşağıdakilerden hangisidir?
a) Fokal proliferatif GN
b) Membranöz GN
c) Diffüz prolifertaif GN
d) Nodüler glomerüloskleroz
e) Mezenjial proliferatif GN
8) Kronik pyelonefrit için yanlış olan hangisidir?
a) Böbreklerde asimetrik skarlar
b) Çoğunda VUR ile ilişki
c) Karakteristik olarak pelvis ve kaliksler korunur
d) Tübüllerde tiroidizasyon
e) Son dönem böbrek hastalığının önemli bir nedeni
9) Aşağıdakilerden hangisi ön planda nefritik sendrom ile karakterlidir?
a) Amiloidoz
b) Lipoid nefroz
c) DM
d) Membranöz glomerülonefrit
e) Postinfeksiyöz proliferatif glomerulonefrit
10) Bazı glomerüllerde ve glomerüllerin yalnızca bazı alanlardaki değişiklik nasıl ifade edilir?
a) Diffüz segmental
b) Fokal global
c) Diffüz global
d) Fokal segmental
e) Diffüz mezenjial
Sayfa 2
-
11) Aşağıdakilerden hangisinde lineer immunglobülin birikimi görülür?
a) Mebranöz GN
b) Minimal lezyon hastalığı
c) IgA nefropatisi
d) Amiloidoz
e) Goodpasture sendromu
12) ANCA aşağıdakilerden hangisinde pozitif olabilir?
a) Poststreptokoksik GN
b) Hızla ilerleyici (kresentik) GN
c) Tip II MPGN
d) IgA nefriti
e) Fokal glomerüloskleroz
13) Bazal membranda diken-kubbe görünümü ile karakterli nefropati aşağıdakilerden hangisidir?
a) Minimal lezyon hastalığı
b) Membranoproliferatif GN
c) IgA nefropatisi
d) Membranöz GN
e) Fokal segmental glomerüloskleroz
14) Işık mikroskobunda bazal membranda çift kontürlü görünüm hangisinde belirlenir?
a) Minimal lezyon hastalığı
b) Membranoproliferatif GN
c) IgA nefropatisi
d) Membranöz GN
e) Fokal segmental glomerüloskleroz
15) Yarımay glomerlünefritinde çoğalan hücre hangisidir?
a) Parietal epitel hücreleri
b) Endotel hücreleri
c) Viseral epitel hücreleri
d) Tübüler epitel hücreleri
e) Mezenjial hücreler
16) Çölyak hastalığında sekonder olarak oluşabilen glomerülopati aşağıdakilerden hangisidir?
a) Postenfeksiyöz GN
b) IgA nefropatisi
c) Kresentrik GN
d) Membranöz GN
e) Diffüz proliferatif GN
17) Diabetik nefropati için patognomik olan hangisidir?
a) Diffüz glomeruloskleroz
b) Nodüler glomeruloskleroz
c) Membranöz GN
d) Membranoproliferatif GN
e) Kresenterik GN
18) İntersisyel nefrit etkenlerinden hangisi, aynı zamanda minimal değişiklik hastalığına da yol açabilir?
a) Sentetik penisilinler
b) Rifampin
c) NSAID
d) Simetidin
e) Fenindion
19) İntersisyel granulom oluşturabilen ilaç hangisidir?
a) Rifampin
b) NSAID
c) Simetidin
d) Tiazidler
e) Fenindion
20) Mesane ve toplayıcı sistemde hangi tümör tipi en sıktır?
a) Ürotelial karsinom
b) Yassı epitel (skuamöz) hücreli karsinom
c) Adenokarsinom
d) Karsinoid tümör
e) Küçük hücreli karsinom Sayfa 3
-
21) Aşağıdakilerden hangisi otozomal resesif polikistik böbrek hastalığının özelliği değildir?
a) Hepatosplenomegali
b) Özefageal varisler
c) Oligohidramnios
d) Berry anevrizması
e) Potter yüzü
22) Alport sendromunda defekt en sık aşağıdakilerden hangisindedir?
a) Tip I kollajen
b) Fibrillin
c) Tip IV kollajen
d) Spektrin
e) Elastin
23) Yaklaşık 3. dekatta başlayan proteinüri, 10-20 yıl içinde böbrek yetmezliği ve hipertansiyon gelişimi, ciltte anjiokeratomlar ile karakteri hastalık hangisidir?
a) Alport sendromu
b) I. cell hastalığı
c) Fabry hastalığı
d) Renal displazi
e) Erişkin tipte polikistik over
24) Aşağıdaki hastalıkların hangisinde böbrek tutulumu, ön planda arteriel yapıları etkilemez?
a) Maliğn hipertansiyon
b) Trombotik trombositopenik purpura
c) Hemolitik üremik sendrom
d) Sjögren sendromu
e) Sistemik skleroz
25) 3 yaşında kız çocuğu viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdikten kısa bir süre sonra yaygın ödem ile başvuruyor. Belirgin albuminüri, hipoalbuminemi ve hiperlipidemi belirleniyor. Daha öncede benzer ataklar geçirmiş ve kortikosteroidlere yanıt vermiş. En olası tanı hangisidir?
a) Minimal lezyon hastalığı
b) Fokal – segmental glomeruloskleroz
c) Membranöz glomerulonefrit
d) Poststreptokokkal glomerulonefrit
e) Hızla ilerleyen glomerulonefrit
26) 22 yaşında bir kadın ateş, halsizlik, eklem ağrıları, yüz ve yanaklarda deri döküntüsü ile başvuruyor. Aşağıdakilerden hangisi bu hastanın prognozunda en önemli olandır?
a) Ciltte dermoepidermal immün kompleks varlığı
b) Plörit
c) Mitral kapakda verrüköz vejetasyonlar
d) Dalakda perivasküler fibrozis
e) Glomerüler subendotelial immün kompleks birikimi
27) Ağır bir faranjitten 2 hafta sonra, 11 yaşında bir kız çocuğunda periorbital ödem, hematüri, halsizlik, kusma ve başağrısı oluşuyor. Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin olması beklenmez?
a) Oliguri
b) Hipertansiyon
c) Belirgin hipoalbuminemi
d) ASO titresinde artış
e) Azotemi
28) Bir önceki soruda yer alan hastada elektron mikroskobisi ile aşağıdakilerden hangisi belirlenir?
a) Epitelial ayaksı çıkıntılarda füzyon
b) Bazal membranda immunkompleks birikimleri ile kalınlaşma
c) Glomerül bazal membranlarında belirgin kalınlaşma, mezenjial matriks artışı
d) Belirgin subendotelial immunkompleks birikimi
e) Bazal membran normal görünümünde olup subepitelial deve hörgücü şeklinde birikimler
29) Yarımay oluşumu en sık aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilidir?
a) Minimal lezyon hastalığı
b) Fokal ve segmental glomeruloskleroz
c) Membranöz glomerulonefrit
d) Hızla ilerleyen glomerulonefrit
e) Poststreptokokkal glomerulonefrit
30) Renal papiller nekroz aşağıdakilerden hangisi ile ilişkili değildir?
a) Bozulmuş glikoz toleransı
b) Uzun süreli fenasetin kullanımı
c) Myoglobinüri
d) Uzun süreli aspirin kullanımı
e) Ateş ve pyüri Sayfa 4
-
31) Asimetrik renal kortikomedüller skar oluşumu, pelvis ve kaliks deformiteleri, intersisyumda fibrozis ve atrofik tübüller içerisinde eozinofilik materyal içeren bir böbrek materyalinde en olası tanı hangisidir?
a) Renal papiller nekroz
b) Kronik pyelonefrit
c) Kronik analjezik nefriti
d) Membranoproliferatif glomerulofrit
e) Berger hastalığı
32) 2 yaşında bir erkek çocukda batın içinde sol böbrekten köken alan büyük bir kitle belirleniyor. En olası tanı hangisidir?
a) Renal hücreli karsinom
b) Polikistik böbrek
c) Transisyonel hücreli karsinom
d) Wilms tümörü
e) Anjiomyolipom
33) 55 yaşında ağrısız hematürili bir hastada sistoskopide mesanede papiller bir lezyon belirleniyor. Aşağıdakilerden hangisi bu lezyonun özelliği değildir?
a) Sigara içenlerde insidansı yüksektir
b) Çoğu adenokarsinomdur
c) Anilin boyaları ile ilişkilidir
d) Maliğn olma olasılığı yüksektir
e) Üriner traktüs boyunca aynı histolojiye sahip lezyonlar oluşabilir.
34) Aşağıdakilerden hangisi renal hücreli karsinom ile en az ilişkilidir?
a) Ektopik hormon üretimi
b) Ateş
c) Künt ağrı
d) Hematüri
e) İdrarda tümör hücrelerinin varlığı
35) Hiperkalsemi ile ilişkili durumlardan en ağır komplikasyonlara sahip olan hangisidir?
a) Nefrokalsinozis
b) Renal taşlar
c) Akut pankreatit
d) Peptik ülser
e) Kısa QT aralığı (EKG)
36) Aşağıdaki primer glomerüler hastalıklardan hangisinde böbrek yetmezliği gelişim riski en yüksektir?
a) Kresentik glomerülonefrit
b) İmmünglobulin A nefropatisi
c) Membranoproliferatif glomerulonefrit
d) Membranöz glomerülonefrit
e) Poststreptokoksal glomerülonefrit
37) Aşağıdakilerden hangisi glomerül filtrasyon barierinin negatif elektrik yükünden sorumludur?
a) Tip IV kollajen
b) Fibronektin
c) Kalsiyum
d) Heparan sulfat
e) Laminin
38) Glomerül filtrasyon barierinin elemanı olmayan hangisidir?
a) Laminin
b) Heparan sulfat
c) Tip IV kollajen
d) Mezenjial hücre bazal laminası
e) Endotel hücre bazal laminası
39) Kıkırdak, pirimitif mezenşimal doku ve immatür toplayıcı duktuslarından oluşan kistik hastalık hangisidir?
a) Jüvenil medüller kistik böbrek
b) Çocukluk çağı polikistik böbrek
c) Basit kist
d) Kistik renal displazi
e) Erişkin tipi polikistik böbrek
40) Erişkinlerde en sık rastlanılan böbrek kistleri hangisidir?
a) Jüvenil medüller kistik böbrek
b) Çocukluk çağı polikistik böbrek
c) Basit kist
d) Kistik renal displazi
e) Erişkin tipi polikistik böbrek Sayfa 5
-
41) Çocuklarda en sık görülen testiküler tümör hangisidir?
a) Koriokarsinom
b) Seminom
c) Yolk salk tümörü
d) Embrionel karsinom
e) Lenfoma
42) 70 yaşında bir hastada ağrısız bilateral testiküler kitle en sık hangisidir?
a) Koriokarsinom
b) Seminom
c) Yolk salk tümörü
d) Embrionel karsinom
e) Lenfoma
43) 25 yaşında bir erkek hastada jinekomasti aşağıdaki organlardan hangsinin tümörü ile ilişkili olabilir?
a) Akciğer
b) İnce barsak
c) Karaciğer
d) Testis
e) Tiroid
44) 30 yaşında bir erkekde bilateral jinekomasti ve akciğerlerde çok sayıda metastik odak belirleniyor.Hastada testis tümörü mevcut. Ön planda aşağıdakilerden hangisi olabilir?
a) Endodermal sinüs tümörü
b) Koriokarsinom
c) Teratom
d) Lenfoma
e) Sertoli hücreli tümör
45) Primordial germ hücreleri aşağıdakilerden hangisinde gelişir?
a) Çölomik epitel
b) Primitif seks kordonları
c) Mezonefrik duktus
d) Yolk salk
e) Hiçbiri
46) Testis patolojileri ile ilişkili olarak doğru olmayan hangisidir?
a) Varikoseller primer olarak sol spermatik kordonda yerleşir.
b) Hidrosel testis büyümesinin en sık nedenidir
c) 35 yaş altında epididimitin en sık sebebi Chlamydia trachomatis ve Neisseria gonorrhocae’dır.
d) Orşit en sık kabakulak ve sifilise bağlıdır
e) Kriptorşid testis en sık inguinal kanalda yerleşir.
47) Aşağıdaki tümör ve etken eşleştirmelerinden doğru olmayan hangisidir?
a) Seminom – kriptorşidizm, testiküler feminizasyon, Klinefelter sendromu
b) Renal adenokarsinom – sigara
c) Mesanenin transisyonel hücreli karsimou – anilin boyaları, sigara, siklofosfamid, fenasetin
d) Penisin skuamöz hücreli karsinomu – Bowen hastalığı, Queyrat eirtroplazisi, bozuk hijyen , HPV
e) Prostat adenokarsinomu – Prostatik hiperplazi, ileri yaş.
48) Mikst testis germ hücre tümörlerinde en sık görülen kombinasyon hangisidir?
a) Seminom + teratom
b) Embrionel karsinom + teratom+yolk sak
c) Seminom + Koriokarsinom
d) Koriokarsinom + teratom
e) Embrionel karsimon + Yolk salk tümörü
49) Germ hücre tümörlerinde en iyi prognozlu olan aşağıdakilerden hangisidir?
a) Klasik seminom
b) Embrionel karsinom
c) Koriokarsinom
d) Anaplastik seminom
e) Spermatositik seminom
50) Germ hücre tümörleri uzak metastazını en çok nereye yapar?
a) Akciğer
b) Kemik
c) Karaciğer
d) SSS
e) Adrenal Cevaplar
-
1, B
Renal korpüskül Bowman kapsülü ve glomerülden oluşur. Bowman kapsülünü döşeyen hücreler parietal hücrelerdir. Glomerülle Bowman kapsülü arasında üriner filtratın döküldüğü üriner boşluk bulunur. Glomerül endotel hücreleri ile döşeli kapiller damar yumağı, bazal membran ve viseral epitel hücreleri ile destek bağ dokusu olan mezenjiumdan oluşur. Bowman kapsülü üriner polde daralarak proksimal tübülün başlangıç kısmını oluşturur ve buradan itibaren renal korpüskül sona erer. Ürinifer tübüller renal korpüskülün yapısında yer almaz.
2, C
SLE tip III hipersensitivite hastalığıdır. Dolaşımdaki immün kompleksler filtre olurken glomerülde hapsolur ve komplemanı aktive ederek glomerülü zedeler. Diffüz proliferatif glomerülonefrit en sık gelişen, en kötü prognozlu tablodur ve nefritik sendrom oluşturur. Zamanla ilerleyerek böbrek yetmezliğine kadar gidebilir. Goodpasture sendromu ise tip II hipersensitivite reaksiyonu ile glomerül bazal membranına yönelik antikorlar ve bunların alveol bazal membranı ile çapraz reaksiyon vermesi ile oluşur. İmmünfloresan mikroskobunda lineer birikimler karakteristiktir.
3, B
Lipoid nefrozda ışık mikroskobu ile belirlenen tek patoloji proksimal tübül epitel hücrelerinde lipid vakuolleridir. Elektron mikroskobunda ise viseral epitel hücrelerinin (podosit) ayaksı çıkıntılarında (pedisel) silinme görülür. Diğer yapılar normaldir.
4, A
Üriner akımda tıkanıklık oluşturan nedenler, böbrekte parankim incelmesi ve pelvikaliksiel sistemde genişleme ile karakterli hidronefroz tablosunu oluşturur. Renal arter stenozu ise en sık köken aldığı bölgede gelişen ateromatöz plağa bağlı olrak oluşur. Nadir bir hipertansiyon nedeni olmakla birlikte, cerrahi tedavi ile en yüksek oranda tedavi edilebilen hipertansiyon formudur. Hidronefroz oluşturmaz.
5, E
Bazal membran çoğunlukla laminin, tip IV kollajen ve heparan sulfat’ dan oluşmakla birlikte bir miktar fibronektin ve diğer ekstraselüler elemanları içerir. Fibrin ise plazma proteini olup normal koşullarda ekstravasküler değildir. Ancak endotel hücrelerinde permeabilite artışı ile damar dışına çıkarak patolojik durumlarda birikebilir.
6; A
Renal hücreli karsinomda hücre sitoplazmalarının berrak görünümü, hücre içinde lipid ve glikojen birikimine bağlıdır. Ama hiperlipidemi gelişmez. Eritropoetin salınımına bağlı polisitemi, ACTH salınımı ile Cushing sendromu, diğer peptidlerle hiperkalsemi, feminizasyon gibi paraneoplastik sendromlar görülebilir.
7, D
SLE de en sık (%35-60) diffüz proliferatif glomerülonefrit görülür. Prognozu kötüdür.
%15-20 olguda en iyi prognozlu mezenjioproliferatif GN, %20-35 olguda ise fokal proliferatif glomerülonefrit görülür. %10-15 kadar olguda görülen membranöz GN yine kötü prognozlu olup, diğerlerinden farklı olarak nefrotik sendrom oluşturur. Bazen hastalığın gidişi sırasında hızla ilerleyici GN gelişebilir. %5’ den az olguda böbrek normal olabilir. Noduler glomerüloskleroz ise diabetin karakteristik bulgusudur, SLE ile ilişkili değildir.
8, C
Kronik pyelonefritin karakteristik bulgusu pelvikaliksiel sistemde fibrozise bağlı gelişen skar ve deformitelerdir. Böbreklerde tutulum asimetrik olup mikroskobik incelemede mononükleer iltihabi hücre infiltrasyonu, fibrozis ve tiroidizasyon görülür. Çoğunda VUR tabloya zemin hazırlar ve kronik glomerülonefritten sonra, kronik böbrek yetmezliğinin ikinci sıklıkta nedeni kronik pyelonefrittir.
9, E
Postenfeksiyöz diffüz proliferatif glomerülonefrit, immün komplekslere bağlı oluşan nefritik sendromdur. Bu grubun prototipi poststreptokoksik GN olmakla birlikte, HBV enfeksiyonu, sıtma, sifilis gibi pek çok enfeksiyona bağlı olarak gelişebilir.
10, D
Glomerüllerin %50’sinden fazlasında lezyon gelişimi diffüz, glomerüllerin %50’sinden azında tutulma ise fokal olarak isimlendirilir. Bir glomerülün tümü etkilenirse total yada global; glomerülün yalnızca bir kısmı zedelenirse segmental lezyondan bahsedilir.
11, E
İmmünglobülin ve kompleman birikimleri immünfloresan mikroskobu ile incelenir. Diğer glomerülopatilerde granüler yapıda birikimler görülürken, Goodpasture sendromunda (anti glomerül bazal membran hastalığı) lineer birikim görülür. Bunun nedeni antikorun bazal membrana yönelik olması ve diffüz olarak tutunmasıdır. Genellikle hızla ilerleyici GN tablosu oluşturan ağır bir tablodur. Akciğer tutulumuda olduğundan hastada hematüri ve hemoptizi bir aradadır.
12, B
Hızla ilerleyici (yarım ay) glomerülonefritinin üç alt grubu vardır. Tip III olarak sınıflanan alt grupta serumda ANCA düzeyi yüksektir. Bunların çoğu idiopatik olmakla birlikte bir kısmı ANCA yüksekliği ile karakterli PAN ve Wegener granülomatozu ile birliktedir.
13, D
Membranöz GN olgularında, ışık mikroskobunda bazal membranda kalınlaşmaya bağlı glomerül kapiller duvarda kalınlaşma, elektron mikroskobunda subepitelial granüler birikimler ve dikken - kubbe görünümü ile podositlerin ayaksı çıkıntılarında silinme görülür. İmmün floresanla granüler immünglobülin ve kompleman birikimi görülür.
14, B
Membranoproliferatif GN ışık mikroskobunda hücre proliferasyonu ve bazal membranda kalınlaşma ile karakterlidir. Özellikle PAS ve gümüş boyaları ile daha net görülebilen bazal membranda çift kontürlü görünümün sebebi, mezenjial hücrelerde oluşan ayaksı çıkıntıların bazal membran içerisine doğru uzanmasıdır.
15, A
Hızla ilerleyici (yarım ay – kresentik) GN, Bowman kapsülünü döşeyen parietal hücrelerin çoğalması sonucunda oluşur. Tam nedeni bilinmesede bazal membranda oluşan yırtıklardan dışarıya çıkan fibrinin parietal hücrelere teması ile hücrelerin çoğalmaya başladığı düşünülür. Çoğalan parietal hücreler arasında mononükleer inflamatuar hücreler de görülür. En kötü prognozlu glomerül hastalığıdır.
16, B
IgA nefropatisi primer yada gluten enteropatisi, dermatitis herpetiformis veya karaciğer yetmezliğine bağlı sekonder olarak gelişebilir. En yaygın glomerül hastalığı ve tekrarlayan hematürinin en sık nedenidir. Mezenjiumda IgA birikimi tabloyu başlatır. Mezenjial hücrelerin uyarılması ile mezenjioproliferatif GN, fokal proliferatif GN, nadiren hızla ilerleyici GN ve fokal segmental glomerüloskleroz gelişebilir. Bazı olgularda glomerül tamamen normal görülebilir.
17, B
Diabetik nefropatide en sık görülen glomerül lezyonu diffüz glomerüloskleroz olmakla birlikte daha nadiren görülen noduler glomerüloskleroz karakteristiktir.
18, C
Böbrekte akut intersisyel nefrit bazı ilaç ve toksinlere bağlı olarak gelişebilir. İntersisyumda ödem, lenfosit ve makrofaj infiltrasyonu, bazen eozinofil ve nötrofil infiltrasyonu görülür. Glomerüller çoğu kez etkilenmemiş olmakla birlikte, NSAİ ilaçlar ile bazen minimal lezyon hastalığı ve nefrotik sendrom oluşur.
19, D
İlaca bağlı akut intersisyel nefritte metisilin ve tiazid gibi etkenler granülom oluşumuna yol açabilir. Hastalarda eozinofili ve yüksek IgE düzeyleri de belirlenir. Olgularda primer mekanizma tip I hipersensitivite olmakla birlikte, granülomatöz olanlarda tip IV hipersensitivite de devreye girer.
20, A
Minör kalikslerden itibaren tüm toplayıcı sistem değişici epitel hücreleri (ürotelial, transizyonel hücre) ile döşelidir. Bu nedenle renal pelvisden itibaren en sık görülen maliğn tümör ürotelial, transisyonel veya değişici epitel hücreli karsinomdur. Renal pelvisde analjezik nefropatisi riski arttırır. En sık mesanede görülür. En az üreterde görülür ve üreterin serozası olmadığından en kötü prognozlu olduğu yer üreterdir.
21, D
Otozomal resesif geçişli çocukluk çağı polikistik böbrek hastalığı, en sık perinatal ve neonatal dönemde görülür. Oligohidramnios ve buna bağlı Potter yüzü gelişebilir. Çocukluk çağına ulaşanlarda konjenital hepatik fibroz, buna bağlı portal hipertansiyon ve hepatosplenomegali gelişebilir. Berry anevrizması ise otozomal dominant geçişli erişkin tipi polikistik böbrek hastalığında görülebilir.
22, C
Alport sendromu nefrit, sağırlık ve değişik göz bozuklukları ile karakterize herediter bir hastalıktır. X’e bağlı veya otozomal dominant geçiş gösterir. Elektron mikroskobunda tübül ve glomerül bazal membranlarında incelme ve kalınlaşma alanları ile lamina densada tabakalanma izlenir. Özellikle X’e bağlı geçenlerde, bazal membran yapısında yer alan tip IV kollajen yapısında defekt belirlenmiştir.
23, C
Fabry hastalığı X’e bağlı resesif geçiş gösteren herediter bir glomerülopatidir. Ciltte anjiokeratomlar, böbrek yetmezliği ve hipertansiyon gelişir.
24, D
Maliğn hipertansiyon hiperplastik arterioskleroz ve nekrotizan vaskülitle maliğn nefroskleroza yol açar ve hastaların %95 kadarı böbrek yetmezliği ile kaybedilir. Sistemik skleroz böbrek damarlarında kalınlaşma ile karakterlidir. Böbrek damarlarında trombotik tıkanıklıklar, böbrek fonksiyonlarını bozar. Sjögren sendromunda ise primer patolojik bulgular damarlarda değil,
tübülointersisyel bölgededir. İntersisyumda lenfosit ve plazma hücre infiltrasyonu belirgindir.
25, A
Minimal lezyon hastalığı viral bir enfeksiyonu izleyerek tekrarlayabilir, nefrotik sendrom tablosu oluşturur. Kortikosteroidlere iyi yanıt verir. İmmünfloresan mikroskobu ile immünglobülin ve kompleman birikimi görülmez. Ön planda hücresel immüniteye bağlı olarak geliştiği kabul edilmektedir.
26, E
SLE de en önemli prognoz faktörü ve en sık ölüm nedeni böbrek tutulumudur. Glomerül lezyonu olarak gelişir ve en sık diffüz proliferatif glomerülonefrit görülür.
27, C
Tarif edilen tablo poststreptokoksik glomerülonefrittir. Diffüz proliferatif GN ile nefritik sendrom oluşur. Bir miktar hipoalbüminemi görülebilirse de belirgin olması karakteristik değildir.
28, E
Poststreptokoksik glomerülonefritte ışık mikroskobunda glomerülde ödem, nötrofilik infiltrasyon, tübüllerde eritrosit silendirleri; immünfloresanda granüler yapıda, özellikle IgG ve C3 birikimleri görülür. Elektron mikroskobunda subepitelial deve hörgücü şeklinde birikimler mevcuttur.
29, D
Hızla ilerleyen GN, Bowman kapsülünü döşeyen parietal hücrelerin çoğalarak yarımaya benzer yapı oluşturması ile karakterlidir. Yarımay zamanla büyüyerek glomerülü sıkıştırır ve sonuçta glomerül skleroze olur; böbrek fonksiyonu biter.
30, C
Renal papiller nekroz diabet, analjezik nefropatisi, orak hücreli anemi ve üriner akımda ani ve tam tıkanıklıklarda görülür. Myoglobinüri ise ezilme yaralanmalarında akut tübüler nekrozla birlikte görülür.
31, B
Asimetrik tutulum, pelvikalikseal deformiteler, intersisyumda kronik inflamasyon, fibrozis ve tiroidizasyon (tübüller içerisinde eozinofilik materyal), kronik pyelonefritin bulgularıdır.
32, D
Wilms tümörü çocuklarda en sık görülen böbrek tümörüdür. Trifazik (mikst) yapıda olup blastemal, epitelial, stromal elemanlardan oluşur. Genellikle 4 yaş altında görülür. Anjiyomyolipom ise tuberosklerozlu hastalarda ve daha ileri yaşta görülür. Çocukluk çağı polikistik böbrek hastalığı oldukça nadir olup bilateraldir.
33, B
İleri yaşta, hematürili bir hastada, mesanede görülen papiller bir lezyonun maliğn olma olasılığı çok yüksektir. Mesane karsinomu ve diğer toplayıcı sistem tümörleri en sık ürotelial (değişici epitel hücreli) karsinom olup sigara, anilin boyaları, siklofosfamid, şistozomiazis gibi risk faktörleri ile ilişkilidir.
Mesane karsinomlarının %5’i skuamöz hücreli, %2’si ise adenokarsinomdur.
34, E
Renal hücreli karsinom ateş, künt ağrı ve hematüri ile karakterlidir. Ayrıca ektopik hormon üretimine bağlı neoplastik sendromlar görülebilir. Böbrek kanseri hücrelerinin idrarda görülmesi pek mümkün olmadığından, üriner sitoloji tanı yöntemleri arasında yer almaz.
35, A
Nefrokalsinozis, böbrek parankiminde metastatik kalsifikasyon sonucunda gelişen, kalıcı bir lezyondur. Tübül epitel hücrelerinde toksik etki ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
36, A
En kötü prognozlu glomerül hastalığı olan kresentik GN, hızla böbrek yetmezliğine gidebilen ağır bir tablo oluşturur.
37, D
Bazal membranın yapısında bulunan heparan sulfat, filtrasyon barierinin negatif yükünü oluşturur. Böylece katyonik moleküllerin filtratı aşması kolaylaşırken anyonik moleküller geri itilir.
38, D
Mezenjial hücre, mezenjiumda yerleşen bağ dokusu hücresi olup matriks üretimi, fagositoz ve kontraktilite özelliğine sahiptir. Yapısal olarak filtrasyon barierinin oluşmasına katılmaz.
39, D
Multikistik renal displazi yenidoğanda en sık görülen kistik hastalık olup daha çok tek taraflıdır. İmmatür kıkırdak gibi primitif mezenşimal doku örnekleri ve immatür tübül yapıları görülür. Sıklıkla toplayıcı sistem anomalileri ile birliktedir. Tek taraflı olduğunda prognoz iyidir. İki taraflı olgularda böbrek yetmezliği gelişir.
40, C
Çoğu kez renal korteksde yerleşen basit kistler küçük çaplı edinsel lezyonlar olup erişkinde en sık görülen böbrek kistlerini oluştururlar.
41, C
Yolk salk tümörü en sık 3 yaş altı çocuklarda görülür. AFP düzeyi yüksektir, kesitlerde Schiller-Duval cisimcikleri karakteristiktir. Çocuklarda iyi prognozlu olsa da erişkinde genellikle embrionel karsinomla birlikte görülür ve prognozu kötüdür.
42, E
İleri yaşta erkek hastada testisde bilateral kitle ön planda lenfoma metastazı olarak değerlendirilir. Genellikle kötü prognozlu, diffüz büyük hücreli lenfomadır. İkinci olarak ise spermatositik seminom düşünülür, prognozu çok iyidir.
43,D
Genç bir erkekte jinekomasti testis tümörüne bağlı olarak gelişebilir. İlk akla gelen seks kord-stromal tümörlerden Leydig hücreli tümördür. %95 olguda beniğn davranan bu tümör endokrin aktivite göstererek jinekomastiye yol açabilir. Metastaz çok nadirdir.
44, B
Koriokarsinom HCG üreterek jinekomasti gelişimine yol açabilir. Leydig hücreli tümörden farkı hızla metastaz yapan, kötü prognozlu bir tümör olmasıdır. Hastada yaygın akciğer metastazlarının varlığı koriokarsinomla uyumludur.
45, A
Primordial germ hücreleri çölomik epitelden köken alır.
46, B
Skrotum büyümesinin en sık nedeni hidrosel; testis büyümesinin en sık nedeni tümördür.
47, E
Prostat hiperplazisi prekanseröz değildir. Prostat karsinomu hiperplaziden farklı bölgede gelişir ve ileri yaş, hormonal, genetik ve çevresel etkenler rol oynar.
48, B
Testisin germ hücreli tümörlerinin %60’ı birden fazla histolojik yapıdan oluşur. Özellikle nonseminomatöz tümörler daha sık birarada görülür. En sık görülen kombinasyon embrionel karsinom, teratom ve yolk sak birlikteliğidir .
49, E
Spermatositik seminom , germ hücre tümörleri içerisinde en iyi prognoza sahip olandır. Bunu klasik seminom izler. Anaplastik seminomda mitoz daha sık olmakla birlikte, klasik seminom ile arasında belirgin bir prognoz farkı belirlenmemiştir..
50, A
Germ hücre tümörleri ön planda retroperitoneal lenf nodlarına metastaz oluştururlar (evre II). Uzak metastazlarını ise en sık akciğere ve ikinci olarak karaciğere yaparlar (evre III).